Erol Erdoğan, mahkemeye avukatı Abdullah ARAR ile gelerek verdiği müdahil olma talebini içeren dilekçesinde,
katsayının adeta kast sistemine dönüştürüldüğünü ifade ederek “Bu durum, çağdaş
Türkiye için ayıp olmasının yanında geçen yüzyılın
insan hakları anlayışına bile aykırıdır” dedi.
YÖK’ün dönem başında katsayı adaletsizliğini gidermesi sonucu kızının
Meslek Lisesine
kayıt yaptırdığını anlatan Erdoğan, “Ancak durum tekrar tersine döndü. Bu ise onu moral olarak çökertti, çünkü kızım bu okulu bitirdikten sonra bilgisayar mühendisliği veya iyi derecede bilgisayar kullanabilen bir
psikolog olmak için ilgili fakültelerde okumak istemektedir. Bu onun en tabii hakkıdır. Ancak şimdi hayalleri suya düştü” şeklinde konuştu. Erdoğan, Danıştay’dan yürütmeyi durdurmasını talep eden
İstanbul Barosunu eleştirerek, Danıştay’ın adil karar vermesini istedi.
Erol Erdoğan, Türkiye’de eğitim politikalarını
Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK belirlerken şimdi üçüncü bir kurumun da bu politikalara müdahil olduğunu ileri sürerek şöyle konuştu:
“Katsayı düzenlemeleri bakımından yapılan idari işlemlerin
dava konusu olduğu durumlarda, verilen kararlar, adeta üçüncü bir düzenleyici otorite ihdas eder nitelikte sonuç doğurmaktadır. Bu durum hem kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı hem de demokratik karakterden uzaktır.
Üniversite eğitimi çağdaş, entelektüel ve insani bir haktır. Bu hakkın engellenmesi, ihlali kabul edilemez. Konu, çocukları meslek liselerinde okuyan aileler tarafından takibe alınmalı, dava edilmelidir.”