4 eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, Sözcü'den Saygı Öztürk'e çok çarpıcı bir iddiada bulunmuş. "O dosyaları okudukça ürktüm, ülkem adına korktum" diyen Aksünger, "Bakanlarla ilgili o dosyada uyuşturucu kaçakçılığı bile var." dedi. İşte Saygı Öztürk'ün ilgili yazısı..
“Okudukça ürktüm, ülkem adına korktum”
“O dosyaları okudukça ürktüm, ülkem adına korktum. Bakanlarla ilgili o dosyada uyuşturucu kaçakçılığı bile var. Taş gibi, dört dörtlük bir fezleke hazırlanmış. Böyle bir dosya hakkında yeni görev verilen cumhuriyet savcısının takipsizlik kararı vermesi şaşırtıcıdır. İlk işimiz kendisi hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç duyurusunda bulunmak olacak.” Bunları, AKP’li eski bakanlarla ilgili kurulan Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Erdal Aksünger’den dinliyordum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde görev yapan, yolsuzluk iddialarından sonra istifa ettirilen eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar, Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış hakkında kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu çalışmalarına nihayet başlayabilecek.
Aradan çekilen dosyalar
AKP’li Hakkı Köylü’nün başkanlığını yapacağı komisyon için “kozmik oda” tahsis edilmiş. Odayı, dinleme kayıtlarını içeren DVD’ler doldurmuş. Bunların nasıl dinleneceği konusunda ise henüz yöntem bulunmamış. Odanın adı “kozmik” ama diğer odalardan hemen hiçbir farkı yok. Farklı olan, başta 32 klasör olarak TBMM’ye gelen 17-25 Aralık yolsuzluk, rüşvet, karapara fezlekesinde şimdi klasör sayısının 11’e inmiş olması.
Açıkçası, klasörlerden bazıları çekilmiş. Örneğin 4-5-6 numaralı klasörden sonra gelmesi gereken 7 numaralı klasör yok. Örneğin 8- 9 numaralı klasörler var ama onların arkasından gelmesi gereken 10 numaralı klasör buharlaşmış. Oysa, hangi dosyaların gönderileceğine TBMM Başkanlığı değil, inceleme sonucu komisyon karar vermeliydi.
Komisyonda CHP Milletvekilleri Erdal Aksünger, Ercan Cengiz, Rıza Türmen ve Emre Köprülü bulunacak. MHP’yi ise Mesut Dedeoğlu temsil edecek. 17-25 Aralık fezlekesiyle ilgili olarak sonradan görevlendirilen cumhuriyet savcısının, soruşturma hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı”na ilişkin verdiği kararı, komisyon üyesi Erdal Aksünger eleştiriyor ve şunları söylüyor:
“Çünkü bu dosyaların hepsi soruşturma komisyonuna gelmiş. Bunları birbirinden ayırt edemez. Aynı isimlerle, farklı ilişkiler var. Eski bakanların üzerine dokunulmazlığı var diye gidemiyor. Doğru. Hepsini TBMM’ne gönderilmiş. Yani soruşturma yapılamayacağı belgelenmiş oluyor. TBMM’ye devredilmiş olan dosyalar hakkında savcılar karar veremez. Takipsizlik kararı vermekle, görevlerini kötüye kullanmış oldular. Bu kararı hükümsüzdür. HSYK’ya savcı hakkında suç duyurusunda bulunacağız.”
“Uyuşturucu işi bile var”
Soruşturma Komisyonu Üyesi Erdal Aksünger, klasörlerin içeriğini açıklamasa da şu sözleriyle önemli ip uçları veriyor:
“O fezlekede, uyuşturucu kaçakçılığı bile var. Yetimin, garip-gurabanın hakkı olan paralar var. İran’ın parası var. Rüşvet var, yolsuzluk var, hırsızlık var, talan var. Açıkça söyleyeyim: çok ürkütücü bir tablo var. Türkiye’nin en büyük yolsuzluk, rüşvet olayıdır. Geçmiş yıllarda yargılananlarla asla karşılaştırılamayacak kadar çok büyük boyutlu. Onlarda üç-beş konu varken, bu dosyada ise binlerce iddia var. Açıkçası her iddia, bir soruşturma komisyonu kurulmasını gerektirecek önemde.”
Niyetleri kapatmak ama…
Komisyon doğru-dürüst çalışamadan görev süresi bu ay doluyor. İki ay ek süre alınacak ve çalışmalar ancak yıl sonuna doğru sonuçlanacak. Aksünger, “AKP’nin amacı bu dosyayı kapatmak” diyor ve şunları söylüyor:
“Ne kadar çabalasalar da, bundan, hiçbiri kaçamayacak. Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın yaptıkları ortaya konulacak, bugün olmasa bile mutlaka Yüce Divan’da yargılanacaklardır. Ülke, bu yükü taşıyamaz. Üstünü örtecekleri o toprak işe yaramayacak. Yapacağımız çalışma ileriki süreçte tarihe not düşecek ve onların tekrar yargılanmalarının yolunu da açacaktır. Belgeleri, bilgileri derleyip, suç duyurusunda bulanacağız. Onlar sonunda mutlaka Yüce Divan’a gideceklerdir.”
“Ne darbesi, ne hayal ürünü”
Yapılan çalışmayı küçük göstermek için “uydurma”, “düzmece”, “montaj” sözcüklerini sıkça duyduk. Kimsenin bilmediği, görmediği bilgi ve belgelere sahip olan komisyon üyesi Erdal Aksünger’i dinliyorum:
“Bu öyle hayal ürünü bir şey değil. Birileri izlemiş, dinlenmiş, takipler yapılmış. Fiili olarak bir insan kaynağı, çalışan mekanizmalar var. Savcı, hakim kararları var. Bunların hepsinin uydurma, düzmece olmasına imkan ve ihtimal yok. Her şey çok net. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Yapılan çalışmalar için ‘hükümete darbe’ diyorlar. Darbe yapacak adam hukukla mı darbe yapar? Darbe yapacak olan darbenin nasıl olduğunu bilir. Yolsuzluk, rüşvet iddiası ortaya konulup darbe mi yapılırmış? Eğer, ‘darbelik’ kuvvet yaratılmışsa da, bu durumda kendileri de işin ortağıdır.”
CHP Milletvekili Aksünger, “Konuşamıyorum” diyor. O, dün Ankara’ya geldi ve kaldığı yerden bazı klasörleri okumayı sürdürdü. Yazılanlara inanamıyordu. Çünkü, gözümüzde büyütülen o kişilerin bunları yapmış olabileceği devletin bitmiş olduğunun göstergesiydi.