Diplomasi koridorlarında, “Rui”, “Rusya’nın AB içindeki Truva atı Rum Kesimi” tanımlamalarına neden olan Rusya - Rum Kesimi ilişkisi, Türkiye’nin AB müzakere sürecine de damgasını vuruyor. Rum kesimi’nin 2009 yılında, Doğu Akdeniz’de petrol çıkarma konusunda Türkiye ile yaşadığı anlaşmazlığı gerekçe göstererek, enerji faslına koyduğu veto sürerken, hem Ankara’da hem de Brüksel’de gözler, Moskova’ya doğru kayıyor.
İlk çıkış İngiltere’den geldi
İngiltere’nin AB ile olan ilişkilerden sorumlu bakan David Lidington’ın, Kasım ayında verdiği bir röportajında, “Rusya’ya olan enerji bağımlılığının artması AB’yi endişelendirmesine rağmen, enerji geçişi açısından jeopolitik öneme sahip Türkiye ile enerji faslının açılmaması beni deli ediyor” şeklindeki sözleri, Ankara’da da destek buldu.
Ankara oyunun farkında
Star Gazetesi'nin haberine göre, AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya, Rum vetosunun ardındaki itici gücün Rusya olduğuna işaret ederek, “AB üyesi bütün ülkeler enerji açısından büyük sıkıntı içindeler. Sadece Rusya’ya bağımlı vaziyetteler. Doğalgazı, sadece Rusya’nın ortaya koyduğu fiyattan almak zorundalar. Üstelik, mevcut durumda başka alternatif de geliştiremiyorlar. Oysa Türkiye ile enerji faslı açılmış olsa, Türkiye üzerinden enerji alternatifleri gündeme gelecek. Ben Rusya olsam, yüksek fiyatla doğalgaz satıyor olsam, Türkiye ile enerji faslının bloke edilmesini arzu ederim” dedi.
Türkiye eski Türkiye değil
Türkiye’nin önemli bir enerji ulaşım koridoru olduğuna işaret eden Büyükkaya, Türkiye’nin bu konumunun da AB’ye katılımını güçlendiren nedenlerden biri olduğunu vurguladı. Büyükkaya, “Rumların, Rusya’nın etkisiyle yaptığı kapris, Avrupa’nın çıkarlarına yüzde 100 ters düşüyor. AB de maalesef, Türkiye’nin üyeliği konusundaki sığ bakışı nedeniyle bu konudaki çıkarlarını göremiyor. Düşünün, enerji ihtiyacı had safhadayken, blokaj nedeniyle, Türkiye ile bu konu görüşülmüyor bile. Ama takdir onların. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Bunu unutmasınlar” diye konuştu.