Aralarında çocukların da bulunduğu 31 kişilik
heyet, 24 saatlik yolculuğun ardından gece yarısı
rektörün gözü önünde pansiyona alınmayarak yorgun bir şekilde ortada bırakıldı. Avukatlar şaşkın bir şekilde 3 saat otobüste bekledikten sonra gece yarısı saat 01'de Güzelyalı'daki pansiyonun önünden ayrılmak zorunda kaldı. 18
Mart Üniversitesi Rektörlüğü'nün kar amaçlı olarak işlettiği
Çanakkale'ye 10 kilometre uzaklıktaki pansiyonlara yaz boyunca bikinili insanlar yaz boyunca sınırsız bir şekilde girip çıkarken, önceden rezervasyon yaptıran
avukatların geceyi geçirmelerine izin verilmemesi tepkiyle karşılandı. Yaşadıkların insanlık ayıbı olarak yorumlayan
Sakaryalı avukatlar geceyi Çanakkale'ye dönerek başka bir pansiyonda geçirdi ve sabah saatlerinde kentten ayrıldı.
Sakarya'da görev yapan 13 avukat, yanlarına eş ve çocuklarını da alarak 31 kişilik
kafile halinde Çanakkale Şehitliği'ni gezmek üzere yola çıktı.
Cuma sabahı Çanakkale'ye ulaşan
ekip, karşıya geçerek akşama kadar şehitlikleri gezdi. Gece saat 23.00 sıralarında da dinlenmek için önceden rezervasyon yaptırdıkları pansiyona geldi. "Bu kadarı da olmaz" dedirten olay da bu sırada yaşandı. Otobüse giren güvenlik görevlisi, avukat eşlerinden 3'ünün başının örtülü olduğunu, bu yüzden pansiyonlara giremeyeceklerini söyledi. Olaya tepki gösteren avukatlar, o sırada tesislerde bulunan
ÇOMÜ Rektörü Ali Akdemir ile görüştü. Avukatların verdiği bilgiye göre rektör,
uygulamanın doğru olduğunu söyleyerek avukatlara yardımcı olmadı. Muhabirimizin olay yerine gelmesi üzerine avukatlardan biri ile tekrar görüşen rektör, olayın
gazete ve televizyonlara yansımaması şartıyla avukatları pansiyona alabileceğini söyledi. Avukat grubu, bu gelişme üzerine daha da sinirlenerek gece saat 01.00 sıralarında pansiyon girişinden ayrıldı. Tanıdıkları vasıtasıyla Çanakkale'de ayarladıkları başka bir pansiyonda geceyi geçiren heyet, sabahleyin Sakarya'ya hareket etti.
Çanakkale'ye şehitleri ziyaret için geldiklerini söyleyen Sakarya Barosu avukatı Zafer
Kazan, karşılaştıkları durumun büyük bir insanlık ayıbı olduğunu vurguladı. Kazan, "Bizler yola çıktığımız saatten itibaren 24 saattir ayaktayız. İçimizde çocuklar var. Öğrenciler için bu tür bir uygulama var. Ancak bizler buraya her hangi bir etkinliğe katılmak için değil, uyumak için geldik. İnsani bir ihtiyaç için uyumak için geldik. Bu bir insanlık ayıbı. Biz hangi kanuna karşı çıkıyoruz ki bu duruma maruz kalıyoruz. Bu bir insanlık suçudur. Şoförümüz uykusuz, oteller dolu olduğu için buraya geldik biz." diye konuştu.
Zorunlu olarak tesislerin dışında bekletildiklerini söyleyen avukat Bilal
Işık ise araçta bulunan çocukların otların içine tuvaletlerini yaptıklarını, haklarını arayacaklarını ifade etti. Işık olayı şöyle anlattı: "Şehitlikleri gezmek için 13 avukat arkadaşımızla birlikte Çanakkale'ye geldik. Çanakkale'deki otellerin dolu olması nedeniyle arkadaşlarımız üniversitenin sosyal tesislerinin içinde bulunan pansiyonları ayarlamışlar. Biz de
gezi sonrası gece yarısı buraya konaklamak için geldik. Fakat tesislerin girişindeki güvenlik görevlisi 26 avukat arkadaşımızdan 3 tanesinin eşinin başı kapalı olduğu için içeriye alamayacağını söyledi. Bizler de bu durum karşısında bir
hukukçu olarak nasıl davranmamız gerekiyorsa öyle davrandık. Bulunduğumuz yerin üniversitenin derslikleri ile bir alakası yok. Biz tesis içinde dahi gezmeden hemen odalarımıza çekilip yatacaktık."