Miroğlu "
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karardan bu yana
Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarımız aklımda. Cezaevindeki sorumlulara açacağımız davaları düşünüyorum." dedi. Miroğlu, Yüksek Mahkeme'nin bazı maddelere müdahale etmesine rağmen, reform paketinin mevcut haliyle de
demokrasi yolunda atılacak önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Kürt siyasetçi
Orhan Miroğlu, 12
Eylül döneminin işkenceleriyle ünlü Diyarbakır Cezaevi'nin mağdurlarından biri. Onun için
12 Eylül'deki
referandumun farklı bir anlamı var. Birçok
darbe mağduru gibi o da referandumu heyecanla bekliyor. Bunu bir 'hesaplaşma' olarak görüyor. "Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karardan bu yana Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadıklarımız aklımda. Şimdi 12 Eylül'le hesaplaşma fırsatı doğdu. Cezaevindeki sorumlulara açacağımız davaları düşünüyorum." sözleriyle de bunu ortaya koyuyor.
1981 ile 84 yılları arasında askerî
sıkıyönetimin emri altında bulunan Diyarbakır Cezaevi'nde 34 kişi ölürken onlarca kişi
sakat kalmıştı. Kürt vatandaşlara cezaevinde yapılan işkenceler, Kürt siyasetinin terörle yakınlaşmasına neden olmuştu. Cezaevinde işkence gören isimlerden birisi olan Orhan Miroğlu, "Diyarbakır Cezaevi'nden çıkmış insanlar, bu karara çok sevinmiş olmalılar. 12 Eylül'ün suçlarını ve suçlularını yargılayabileceğiz." diyor. Miroğlu, Mahkeme'nin bir metne müdahalesine rağmen halka gidecek olan 'böylesi kapsamlı bir değişikliğin demokrasi yolunda atılacak önemli bir adım' olduğu düşüncesinde. Paketin 12 Eylül'ün karanlığını tamamıyla dağıtmasa da tünelin sonundaki ışığı gösterdiğini ifade ediyor.
Referandum ve
demokratikleşme sürecini değerlendiren Miroğlu,
AK Parti ile Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) yakınlaşacağı görüşünde. BDP yönetiminin, referanduma karşı aldığı 'boykot' kararını gözden geçireceğini savunuyor. Kapatılan Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) eski Genel Başkanı
Ahmet Türk de referandumla ilgili, "
CHP ve MHP ile aynı çizgide olmaktan rahatsızız. Bunu halka anlatamayız." demişti. Türk'ün sözlerine değinen Miroğlu, şu yorumu yapıyor: "Şu anda mevcut bir
Ergenekon cephesi var. Üstelik hâlâ aktif ve güçlü. Gerek medyasıyla, gerek askeriyle gerekse okullardaki öğrencisiyle çalışacaklar. Referandum sürecinde de sabote edecek girişimlere dikkat etmek gerekir. Anayasa'nın değişmesine karşı çıkanlar Ergenekon'a
hizmet etmiş oluyorlar."