4 milyonun üzerinde izleyici kitlesine ulaşan Recep
İvedik'in bununla yetinmeyip
seri haline getirileceği tahmin ediliyordu zaten. Zira bu kadar insanın beğendiği bir şeyin suyunu çıkarmamak olmazdı. İkinci filmin konusu şöyle:
Recep İvedik, ninesinin ısrarlarına dayanamayıp yapılması gerekenler listesine
iş bulma,
evlenme ve saygınlık kazanmayı ekler. İş bulma ve saygınlığı kısmen halletse de evlilik biraz zor görünmektedir. Sonrası zaten Recep'in türlü magandalıkları ve içine düştüğü absürt durumlar.
Recep İvedik 'fenomeninde' dikkat edilmesi gereken şey, bu işin sinemanın dışında tutulması gerektiği gerçeğidir. Çünkü sinematografik hiçbir değeri olmayan sahnelerin birleştirildiği, yan rollere neredeyse yer verilmediği, görüntü kalitesinin çok da iyi olmadığı bir yapımla karşı karşıyayız. Adeta, -kısmen de olsa- biraz daha özenle dış mekânda çekilmiş bir
Şahan Gökbakar skeci izliyorsunuz. Zaten film o kadar bu havada ki
gala gecesinde yönetmenin esamisi okunmuyor! Şu soruları sormadan da edemiyoruz. Bu kadar çok tartışılan; içinde
küfür, müstehcen espriler vs. barındıran bir hikâye nasıl oluyor da bu kadar benimseniyor? Gala gecesindeki
manzara, belki bu sorulara
cevap olabilir: Kalabalıktan dolayı insanlar ayakta ya da merdivenlere oturarak filmi seyrediyor; giyimine baksanız bırakın merdivende oturmayı, normalde böyle bir filme gelmez dediğiniz 'elit'ler bile filmden ziyadesiyle hoşnut görünüyor.
Film, suşi restoranlarından çıkmayan, yogayı moda haline getiren, internetten sevgili ayarlayan kesimlerle 'ayaküstü' dalga geçse de, ağzına geleni düşünmeden, tartmadan söyleyen bu kahramana (!) ısınmak pek kolay değil.
Unutmadan söyleyelim, Recep İvedik'i İnek Şaban'a benzetme gibi akıllara zarar ziyan söylentiler hakikatin üzerine tüy dikmekten başka bir şey olamaz. İvedik vak'asını, rahmetli Kemal Sunal'ın
halkın kalbindeki müstesna yerini bu işe hiç bulaştırmadan bambaşka bir şekilde değerlendirmek gerekir. Togan Gökbakar'ın yönettiği filme 13 yaş sınırı getirildiğini hatırlatalım.
E. NESİBE ÖZBUDAK - ZAMAN