Gazze'ye insani yardım taşıyan "Mavi Marmara" gemisine yönelik İsrail askerlerince düzenlenen saldırıya ilişkin görülen mahkemede geçtiğimiz günlerdeki son duruşma, 4 İsrailli yetkili hakkında yakalama kararıyla sonuçlanmıştı. Mahkemenin görüldüğü İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında 'kasten insan öldürmeye azmettirme' suçundan yokluklarında tutuklanmalarına ve tutukluluğun yerine getirilmesi için yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.  Mahkeme bunlara ek olarak Kırmızı bülten çıkarılmasına da hükmetti.

Mahkemenin verdiği kararla ilgili Başbakan Erdoğan net bir açıklama yapmadı. Gerekçeli karar ulaşmadan açıklama yapmanın doğru olmayacağını belirten Erdoğan karardan iki ülke ilişkilerinin etkilenmeyeceğini ifade etmiş, 'bu ayrı bir konu, bizimki devletler bazında ayrı bir konu' demişti.

Hükümetin açık ve net bir şekilde sahiplenmediği mahkeme kararıyla ilgili beklenen 'iki ülke arasındaki ilişkileri bozmak isteyen bu mahkeme paralel yapıya mensuptur' değerlendirmesi ise yandaş basının ilginç kalemlerinden sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ya kısmet oldu. Üstelik Ortadoğu haberleriyle dikkati çeken internet sitesi 'Washington merkezli Al Monitor'e yazdığı İngilizce yazıyla.

Al Monitor'deki ''Is Gulen movement behind arrest warrants for Israeli generals?'' başlıklı yazısında Kütahyalı önce İsrail ve Türkiye arasındaki normalleşme adımlarından bahsediyor, iki ülke arasında pozitif yönde seyreden tazminat ve doğalgaz hattı görüşmelerinin olduğu dönemde kendi ifadesiyle, ''Türkiye'de alay konusu olan bu tuhaf kararın nereden çıktığını'' sorguluyor. 

Hükümete yakın kaynaklarıyla yaptığı görüşmelerde bu kararın arkasında hayali paralel yapının olduğu izlenimi aldığını yazan Kütahyalı, akla ziyan diğer yorumlarıyla da dikkati çekiyor.

İsrail'le normalleşmeyi Hizmet hareketinin özellikle istemediğini yazısında vurgulayan Kütahyalı, camiaya mensup kişilerin İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti arasında normalleşme yaşanmaması için sabotaj yolları aradığını yazabilecek kadar ilginç bir tutum sergiliyor.

30 Mart sonrası Türkiye'nin İsrail'le normalleşmeye karar verdiğini yazan Kütahyalı yazısında ayrıca iki ülkenin de bunda kararlı olduğunu belirtiyor. Peki işler neden bu kadar iyiyken gelen bu karar kınanmıyor? Rasim Ozan Kütahyalı'nın cevabı ise oldukça ilginç çünkü farkında olmadan Hükümeti takiyye yapmakla suçluyor:

''Hükümet yetkililerinin bu mahkeme kararının paralel yapının bir pususu olduğunun farkında olmasına rağmen kararı direkt olarak kınamamaları ve reddetmemelerin sebebi Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi oy kaybetmek istememesidir, çünkü Türk kamuoyunda Mavi Marmara konusunda  ciddi bir hassasiyet söz konusu'' 

Kütahyalı yazısını şu ifadelerle noktalıyor: 

''Türkiye ile İsrail ilişkileri normalleşmeye devam etmeli ancak Erdoğan hükümetinden yakın zamanda bir politika değişikliği beklenmemeli. İsrail de normalleşme istemeyenlerin bu komplolarını görerek, -Erdoğan'la 2009 öncesi ilişki seviyesine dönüş için- bunları fırsat olarak değerlendirmeli''

Şimdi Rasim Ozan Kütahyalı okurları soruyor. Bu kadar önemli bilgilere sahipken neden bu kadar büyük bir oyunu bozan yazınızı Sabah Gazetesi'nde Türkçe okuyamıyoruz?