Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu (
RTÜK) Başkanı
Zahid Akman, "
Türkiye'de tüm dengeleri dikkate alan, demokratik bir yapının oluşmasını sağlayacak, huzurlu bir
seçimin oluşması için herkes üzerine düşen görevi yapmak zorundadır" dedi.
Bazı kuruluşların siyasi parti reklamı yayınlamaya devam ettiklerinin tespit edildiğini belirten Akman, bu konudaki raporun değerlendirilerek Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) sunulacağını bildirdi.
Akman, RTÜK Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, seçim döneminde
radyo ve televizyonların uyacakları yayın ilkelerini aktardı.
Kamuyu yakından etkileyen radyo ve televizyon yayınlarının uyması gereken ilkelere titizlikle uyulmasını isteyen Akman, radyo ve televizyon yayınlarının
oy verme gününden önceki 24 saat içinde her türlü haber,
röportaj gibi program veya reklam yoluyla kamuoyu araştırması, anket, tahmin, bilgi
iletişim telefonları yoluyla mini
referandum gibi adlarla siyasi bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunamayacağını söyledi.
Üst Kurul'un radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının seçim dönemindeki yayınlarını YSK kararları doğrultusunda izleyeceğini, denetleyeceğini ve değerlendireceğini belirten Akman, radyo ve televizyon kuruluşlarının, tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacaklarını ve yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde
siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda olduklarını anımsattı.
Kuruluşların siyasi parti
propaganda konuşmaları dışında, propagandaya ilişkin yayın yapamayacaklarına dikkati çeken Akman, seçim döneminde siyasi parti ve adayların reklamlarını yayınlayamayacaklarını da kaydetti.
Radyo ve televizyonların seçim döneminde yayınlayacağı kamuoyu araştırmaları konusunda da bazı hususlara dikkat etmelerini isteyen Akman, açıklanan kamuoyu araştırmasından önce, kapsamını, örnekleme yöntemini, örnek hacmini, veri derleme yöntemini ve
uygulama zamanını içeren bilgilerle kamuoyu araştırmalarının yayınlanması zorunluluğu bulunduğunu söyledi.
"REKLAMLARA DEVAM EDİLDİĞİ SAPTANMIŞTIR"
Akman, bir soru üzerine, 4
Mayıs 2007 tarihinden itibaren siyasi partilerin ve adayların reklamlarının yayınlanamayacağını kaydetti. Akman, "Bu ilan edilmesine rağmen, bazı yayın kuruluşlarının bu reklamlara devam ettiği tespit edilmiştir. Bu tespit çerçevesinde, Yayın İzleme ve Değerlendirme Dairemiz tarafından hazırlanan raporlar, kurumumuzca değerlendirilerek YSK'ya iletilecektir" diye konuştu.
Akman, seçim dönemi için belirlenen yayın ilkelerine uymayan kuruluşlara uygulanacak müeyyidelerle ilgili soru üzerine de, ilgili
yasa ve YSK'nın belirlediği esaslara aykırı olarak
ülke genelinde yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınlarının 5 günden 15 güne, yerel yayın kuruluşlarının da 3 günden 7 güne kadar durdurulmasına YSK tarafından karar verileceğini kaydetti. Bu kararların ilgili en yüksek mülki amirlerce derhal yerine getirileceğini ifade eden Akman, şunları kaydetti:
"Bu hükme aykırı hareket eden kuruluşlarının sorumluları 1 milyar liradan 5 milyar liraya kadar, yerel yayın yapan kuruluşların sorumluları ise 10 milyon liradan 100 milyon liraya kadar ağır para cezasıyla ilgili mahkemece cezalandırılır. Tekerrürü halinde bu cezalar üç misli olarak uygulanır. Tabii, bu para cezaları bugünkü değerlerle hesaplanarak belirlenecektir. Burada ifade edildiği gibi
küçük rakamlar değildir. "
Akman, "Bazı kuruluşların YSK'ya rağmen siyasi partilere ilişkin reklamlara devam ettiğini söylediniz. Bu kuruluşlar ve söz konusu siyasi partiler hangileridir?" şeklindeki soruya da, "Biz, İzleme ve Değerlendirme Dairemizce hazırlanan raporları Üst Kurulumuzca görüşüp derhal YSK'ya bildireceğiz. Ondan sonra açıklamamızın daha yararlı olacağı kanaatindeyim" karşılığını verdi.
-YEREL TELEVİZYONLARIN YAYINLARI-
Yerel televizyonların yayınlarına ilişkin soru üzerine de Akman, özellikle yerel televizyonların bölgelerdeki seçimleri olumsuz etkileyecek bir tarafgirlikle yayın yapmaması için onlarla sıkı bir diyaloğa girdiklerini söyledi.
Ulusal kanalların kamuoyu tarafından yakın olarak izlendiği için ihlal söz konusu olduğunda daha kolay tespit edilebildiğine işaret eden Akman, yerel televizyonlar için denetlenmesinde bazı güçlükler ortaya çıktığını ifade etti.
Akman, seçimlerden önce yerel televizyonların temsilcileriyle bir araya gelerek uymaları gereken hususları ve kesinlikle müsamahakar davranmayacaklarını aktaracaklarını kaydetti. Akman, şöyle konuştu:
"Türkiye'de tüm dengeleri dikkate alan, demokratik bir yapının oluşmasını sağlayacak, huzurlu bir seçimin oluşması için herkes üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Elbette kamuoyunu en fazla etkileyen iletişim araçlarının ve özellikle de televizyonların yöneticilerinin bu konuda aynı bizler gibi bir duyarlılığa sahip olup, aynı hassasiyetler çerçevesinde yayın yapma zorunlulukları vardır. Bu konu seçim bitene kadar Üst Kurulumuzun en öncelikli ve birinci
gündem maddesidir. "
Geçmiş dönemde seçim döneminde bazı televizyon kuruluşlarının
yurt dışından frekanslarla Türkiye'ye yönelik yayın yaptıklarının hatırlatılması üzerine de Akman, şunları söyledi:
"Türksat uydusunu kullanarak Türkiye'deki seçimleri olumsuz etkileyecek bir propaganda yayınını hiç bir kuruluşa vermeyeceğiz. Ama onun dışında, diğer
yabancı uyduları kullanarak, Türkiye dışından bir yerden bir siyasi parti yayın yapmak isterse, şu anda Türkiye şartlarında bunu engelleme imkanımız yok. Ancak uluslararası anlaşmalardan sahip olduğumuz haklar çerçevesinde yayın yapılan ülke belirlenerek o ülkede Türkiye'deki demokratik yapıyı olumsuz etkileyecek bu girişimlerin önlenmesi açısından elbette birtakım çabalarımız olacaktır. Ben hiç bir siyasi partinin de buna tevessül edeceğini sanmıyorum. "
Toplantıda söz alan Tüm Özel Radyo ve
Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı Turgay
Yıldırım da, seçim döneminde yazılı basında siyasi parti reklamları ve propaganda yapılabilirken radyo ve televizyonlara
yasak getirilmesine yönelik bir
kampanya başlattıklarını söyledi. Akman da bunun üzerine şunları kaydetti:
"
Siyasi parti reklamlarıyla ilgili hem seçim dönemlerinde, hem de seçim olmayan dönemde nasıl yayınlanması, hangi sürelerde, nerelerde yayınlanması gerektiğine ilişkin bir
kanuni düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. YSK da bunu ifade etmektedir. Seçimlerden sonra bu konunun hem kamunun daha iyi aydınlatılması, bilgilendirilmesi açısından, hem de yayın kuruluşları için katkı olması açısından bunun değerlendirilip ciddi bir kanuni düzenlemeyle bütün tartışmalara son verilmesi gerekmektedir. "