Dursun, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, RTÜK bütçesini sunarken, radyo ve televizyon yayınlarında 1990'lı yılların başına kadar devlet tekelinin söz konusu olduğunu hatırlattı. Anayasa'da 1993 yılında yapılan değişiklik ile bu tekelin kırıldığını ve özel televizyon ve radyoların önünün açıldığını vurgulayan Dursun, daha sonra da bu alanla ilgili yasa çıkarıldığını ve bu yasanın 14 yılda 20 değişikliğe uğradığını kaydetti. Davut Dursun, bazı hükümlerini Anayasa Mahkemesinin iptal etmesi nedeniyle ilgili yasada bazı boşluklar olduğunu belirtti. Hazırlanan yeni yasa taslağı hakkında bilgi veren Dursun, 1994'ten bu yana karasal yayın yapan kuruluşlara frekans tahsisi yapılamadığını ve lisansların verilemediğini, bu nedenle de ciddi bir frekans karmaşası yaşandığını bildirdi. Dursun, ''Buna bağlı olarak ne lisans ücretleri ne de frekansların kullanım ücretleri tahsil edilebilmiş, bu nedenle de ciddi bir Hazine kaybı oluşmuştur'' dedi. RTÜK Başkanı Dursun, hazırlanan kanun taslağının, frekans karmaşasına son vermeyi amaçladığını dile getirdi. Mevcut kanunda, medya sahipliğine ilişkin hükümlerin Türkiye gerçeklerine uymadığını anlatan Dursun, taslakta bu konunun yeniden düzenlendiğini bildirdi. Davut Dursun, ''Radyo ve televizyon sahibi olmakla ilgili sınırlamalar daraltılarak netleştirilmiş, tekelleşmeyi engellemek üzere tahsis edilecek frekans kapasitesi ve elde edilen sektörel gelir bazlı bir düzenleme getirilmiştir. Ayrıca yayın kuruluşlarında yabancı sermaye oranının yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarılması yönünde bir çalışma yürütülmüştür'' dedi. Dursun, radyo ve televizyon alanındaki çok başlılığın giderilmesi ve görsel-işitsel yayıncılık yetkisinin RTÜK tarafından düzenlenmesi gerektiğini bildirdi. TRT'nin, RTÜK'ün denetimi dışında olmasının, uluslararası platformlarda haksız rekabet olduğu yönünde eleştirilere neden olduğuna işaret eden Davut Dursun, TRT'nin yeniden, RTÜK'ün denetimine tabi olmasının doğru olacağını düşündüklerini kaydetti. RTÜK Başkanı Dursun, uygulanmakta olan, koruyucu sembol sistemi, sayısal kayıt arşiv ve analiz sistemi projesi, izleyici temsilciliği ve görsel işitsel medya etik ilkeleri gibi uygulamaların da yeni taslakta yasal zemine kavuşturulacağını söyledi. -''İZLEYİCİ TEMSİLCİLİĞİ UYGULAMASI''- ''İzleyici temsilciliği uygulaması'' ile bir tür özdenetim uygulamasına geçmek istediklerini belirten Dursun, ''Buna göre, bütün yayın kuruluşlarında, tecrübeli bir izleyici temsilcisi atanacak. Bu temsilcinin telefonları vatandaşlara iletilecek, vatandaşlar da o televizyona ilişkin şikayetlerini televizyon temsilcisine aktaracak'' dedi. Dursun, cevap ve düzeltme hakkını, Basın Kanununda yapılan düzenlemeye paralel hale getireceklerini belirtti. Üst kurulun gelirlerinin en önemli bölümünü oluşturan, özel radyo ve televizyonların yıllık brüt reklam gelirlerinden yüzde 5 pay ödemesi konusunun hep eleştiri konusu olduğunu hatırlatan Dursun, bu yüzde 5'lik payın yüzde 3'e çekilebileceğini düşündüklerini ifade etti. RTÜK personeli hakkında da bilgi veren Davut Dursun, merkez ve taşra birimlerinde görev yapmak üzere toplam 670 kadrolarının bulunduğunu belirtti. RTÜK'e, 31 Aralık 2008 tarihine kadar 19 personelin atamasının yapıldığını ifade eden Dursun, 17 kişinin görevlerinden ayrıldığını bildirdi. Davut Dursun, üst kurulun yayıncı kütüğünde kayıtlı olan 22 ulusal, 15 bölgesel ve 210 yerel olmak üzere 247 televizyon; 35 ulusal, 98 bölgesel, 934 de yerel olmak üzere bin 67 radyonun yayında olduğunu kaydederek, kablo ortamında 77 televizyon, uydu ortamında 135 televizyon ile 51 radyo kuruluşunun faaliyet gösterdiğini söyledi. RTÜK Başkanı Dursun, kurumlarının 2010 yılı bütçe rakamının, 110 milyon lira olduğunu söyledi. AA