CHP'den Kanaltürk'e usulsüz olarak aktarılan 3 milyon YTL ile ilgili
Maliye belgelerinin iletildiği
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takındığı tavır
tartışma konusu oldu.
Refah Partisi'nin kayıp trilyon
davası mağdurları, iki
dosya arasındaki benzerliğe dikkat çekerek
Yargıtay'ın CHP hakkında suç duyurusunda bulunmasını istedi. Mağdurlar savcıların harekete geçmemesi halinde yargının çifte standart uyguladığı yönündeki iddiaların güçleneceğini kaydediyor. RP lideri Necmettin
Erbakan'la birlikte 79 kişinin
hapis cezası aldığı dava,
Anayasa Mahkemesi dışında Yargıtay'ın isteği ile ağır ceza
mahkemesinde görülmüştü. Halil Ürün, kapatılan RP'nin
Afyonkarahisar il başkanıydı.
Kayıp trilyon davasında, 6 ay hapis yattı. Ürün, partisinin başına gelenlerle CHP'ye yöneltilen suçlamanın aynı olduğu görüşünde. Ancak RP için
vakit geçirmeden harekete geçen Yargıtay Başsavcısı'nın CHP mevzubahis olunca işi ağırdan aldığına dikkat çekiyor. Yine 1996 yılında RP Kırklareli il başkanı olan
avukat Şenol Gülşan da 4 ay 20 gün hapiste kalanlardan. Avukatlığı elinden alındı ve TCK'da yapılan değişiklik sayesinde mesleğini icra edebiliyor. Savcıların CHP hakkında suç duyurusunda bulunmasını isteyen avukat Gülşan, RP'nin 2 kamyon dolusu evrakının bir bilirkişi tarafından 2 ay gibi kısa bir zamanda incelenip
iddianame hazırlandığını hatırlatıyor.
Öte yandan Başsavcılığın işlem yapmadan dosyayı
Anayasa Mahkemesi'ne göndermesini savunan çevreler, daha önce Genç Parti (GP) için yapılan muamelenin burada da uygulandığı, olayın yalnızca partilerin mali denetimiyle ilgili olduğunu ileri sürmüştü. Ancak CHP ile GP olayı arasında ciddi farklar bulunuyor.
5 bin YTL yüzünden 4 ay hapis yattım, mesleğimi kaybettim
CHP'nin kayıp trilyonuyla ilgili dosya bir yıldır rafta. Dava süreci Zaman'ın haberlerinin ardından hızlandı. RP'nin 'kayıp trilyonu'yla ilgili davada ise yargı jet hızıyla çalıştı. Öyle ki, bir bilirkişi 2 kamyon dolusu evrağı 2 ayda inceleyip raporu mahkemeye sundu. Bu davalar sebebiyle il başkanları bile hapis yattı. Şenol Gürşan, bunlardan biri. 5 bin YTL yüzünden 4 ay 20 gün hapis yattı; mesleğini kaybetti.
1996 yılında RP Kırklareli il başkanı seçilen Gürşan, RP'nin kapatılmasıyla başlayan süreçte
sanık oldu.
Maliye Bakanlığı, illerde
soruşturma komisyonları kurmuştu. Genel merkezden gelen 5 bin YTL'nin bile hesabı soruluyordu. Gürşan, 3 bin 500 YTL'yi ilçelere göndermiş, bin 500 YTL'yi ilde bırakmıştı. Harcamalar
faturalıydı ve komisyona ibraz edildi. Kırklareli komisyonu 'mali yükümlülüklere aykırılık yok' raporu verdiği halde Gürşan hakkında ceza mahkemesinde dava açıldı. Mahkeme, "özel evrakta sahtecilik" gerekçesiyle Gürşan'ı 1 yıl hapse mahkum etti. Avukatlık yaptığı ve sabıkasız olduğu halde cezanın ertelenmesi ve para cezasına çevrilmesi seçeneği uygulanmadı. Gürşan, şimdi haklı olarak, CHP'ye niçin farklı davranıldığını soruyor: "Biz suçsuz olduğumuz halde bunlar bize reva görüldü. Şimdi CHP'nin gerçek kayıp trilyonları için bu hukukun işlemesi lazım. Yoksa mahkemeler
siyasi partiler arasında farklılık mı gözetiyor?" İbrahim Balta,
İstanbul
CHP kapanmasın ama çifte standarda isyan ediyorum
Halil Ürün, kapatılan Refah Partisi'nin Afyonkarahisar il başkanıydı. Kayıp trilyon davasında 6 ay hapis yattı. Ürün, partisinin başına gelenlerle CHP'ye yöneltilen suçlamanın aynı olduğu görüşünde. CHP'nin bir televizyon kanalına para aktarmasının parti kapatmak için gerekçe olabileceğini vurguluyor. Ancak RP söz konusu olunca harekete geçen savcıların CHP mevzubahis olunca işi ağırdan aldığını belirtiyor. Ürün, "Ben buna isyan ediyorum. Başkaları yaptığı zaman savcılar, hakimler bunu hemen değerlendiriyor ve işleme koyuyor. Ama birileri yaptığı zaman hemen işleme koymuyor. Çifte standart uygulanıyor." şeklinde konuşuyor. Hukuk ve adaletin herkese lazım olduğunu ve kanunların eşit uygulanması gerektiğinin altını çiziyor. Ürün, şöyle devam ediyor: "Atatürk'ün kurmuş olduğu bir partinin kapatılmasını istemem. Bize karşı haksızlık yapıldı. Aynı zulüm başkasına yapılmamalı. Siyasetçi hata yaptığı zaman
seçmen ona gerekli cezayı veriyor. Ama herkes yasalara uygun davranmalıdır. CHP'nin kayıp trilyonlarıyla ilgili de suçu kim işlediyse onlar cezalandırılmalıdır. Parti kapatılırsa millet cezalandırılmış olur." Ürün, 'kayıp trilyon' davasında 1 yıl 2 ay
hapis cezasına çarptırıldı. 24 Haziran 2004'te Afyonkarahisar Kapalı
Cezaevi'ne girdi ve İnfaz Kanunu gereği 6 ay hapis yattı. Ürün'ün siyasi yasağı kalktı. Siyaset yasağı bu yılın sonunda bitecek. Mustafa Kuşen, Afyonkarahisar
79 Refah Partili hapis cezası aldı
'Kayıp trilyon' olarak bilinen dava, RP'ye 1997'de verilen
Hazine yardımının 1 trilyon liraya yakın kısmının sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açıldı. Dava süreci, dönemin Yargıtay Başsavcısı
Vural Savaş'ın suç duyurusuyla başladı.
Ankara 9.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada 79 kişi yargılandı ve 1 ile 2 yıl arasında hapis cezası aldı. Mahkeme, 2,6 milyon YTL'si Erbakan'dan olmak üzere 2,8 milyon YTL'lik Hazine zararının tahsiline karar verdi. Erbakan hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezasına da hükmetti. Erbakan'ın, ileri yaşından ötürü ev hapsine çevrilen cezasının 1 ay içinde başlaması bekleniyor.
Diş hekimliği belgesi bile iptal edildi
Kapatılan RP'nin
Trabzon İl Başkanı Selami Ateş, il teşkilatının sürekli yemek yediği lokantadan alınan fatura yüzünden hapse girdi. Diş hekimliği belgesi bile iptal edildi. Ateş, "Tüm hayatım altüst oldu. Bu davanın amacı RP'nin yetişmiş ve kaliteli taşra kadrosunun siyasi istikballerini yok etmekti." diyor. CHP'ye dokunulmamasını ise içine sindiremiyor: "Bizim o dönem her kuruşumuzun belgesi vardı. Buna rağmen görülmedik adaletsizliğe uğradık."Dava sürerken bir mahkeme başkanının kendilerine "Sizin için düğmeye basıldı, bizim yapacağımız bir şey yok, mecburen ceza vereceğiz." dediğini ileri süren Ateş, şöyle devam ediyor: "Ceza aldıktan sonra diş doktorluğu hakkım elimden alındı, siyasi haklarımız elimizden alındı.
Meslek hayatımız bitti,
aile hayatımız bitti, perişan olduk.
AK Parti geldikten sonra tekrar diş hekimliği yapma haklarımızı geri verdi. Arkadaşlarla bir araya gelip 'Kayıp Trilyon Mağdurları Derneği' kurmayı düşünüyoruz."
Kalp ilaçlarıyla cezaevine gitti
Rize İl Başkanı
Mustafa Demir,
genel merkez tarafından kendisine gönderilen para yüzünden 1 yıl hapse mahkum edildi. Hapse gireceği sırada
kalp hastalığı nüksetti. Aylarca hastanede yattı. Ardından elinde kalp ilaçlarıyla cezaevinin yolunu tuttu. Demir, "Büyük bir haksızlığa uğradık." diyor. Aynı davadan 5,5 ay hapis yatan
Kars İl Başkanı Musa Haliloğlu ise şunları kaydediyor: "Kars'ta imparatorken sahtekâr durumuna düştük. Siyaset yasağı aldık, tüm hesaplarımıza el konuldu. Aile düzenim, ticaret düzenim bozuldu. Toplumda sahtekâr damgası yedik. Psikolojimiz sarsıldı."
ZAMAN