Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Mahmut Tanal, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gelerek ifadeleri alınan polisleri ziyaret etti. Tanal, görüştüğü polislerin, operasyonu yapan bazı polisler tarafından ifadelerini değiştirmeleri konusunda tehdit edildiklerini söylediklerini belirtti.

TEHDİT EDİLDİLER

Mahmut Tanal, adliyeye sevk edilen 22 polisi İstanbul Adliyesi'nde ziyaret etti. Tanal, ziyaret sonrası çarpıcı iddialarda bulundu. “Polislerin evinde yapılan aramalar TCK 312’ye göre yapılmış. Ancak adliyedeki sorgu usulsüz dinlemelere yönelik” diyen Tanal, bunun insanları pusuya düşürmekten, sahte evrak düzenlemekten bir farkının olmadığını belirtti. Tanal görüştüğü polislerin operasyonu yapan bazı polisler tarafından ifadelerini değiştirmeleri konusunda tehdit edildiğini söyleyerek, “Organize Şubeden Başkomiser Hakan Öztürk diye bir polis, bazı polislere ifadenizi değiştirin yoksa sizi de gözaltına alacağız şeklinde tehditlerde bulunmuş. Polislerden ifadelerini değiştirmelerini istemiş. Nitekim sonra da gözaltına alınmışlar. Polisin de polise baskı yaptığını, tehditler savurduğunu gördük" bilgisini verdi.

AİLELERİYLE GÖRÜŞTÜRMEDİLER

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Müdürlüğü tarafından sahur vakti yapılan operasyonun insan haklarına aykırı bir şekilde yapıldığını söyleyen Tanal, sorgudaki polisler hakkında bilgi verdi. Kanundan doğan bir hak olan aileler ile görüşme hakkına dayanarak aileleri sorgudaki polisler ile görüştürmek isteyen Tanal, adliye girişindeki polisler tarafından engellendi. Gözaltı işleminin Anayasa'ya ve insan haklarına aykırı olarak yapıldığını söyleyen Tanal, polislerin evlerinde yapılan aramaların hükümeti yıkmaya yönelik işlenen suçlar ile casusluk suçlarını kapsayan TCK 312 ve TCK 316’ıncı maddelerden yapıldığını ancak adliyedeki sorgunun usulsüz dinleme yönünde yapıldığını kaydetti.

BASKIN  VE SORGULAMA SEBEPLERİ FARKLI

Tanal, “Siz bu insanların evini hangi maddeden aradıysanız o yönde sorgu yapmalısınız. Yasayı dolanmak amacıyla bu yasaları öne sürdüler. Burada halkı maalesef kanuna hukuku güvenemez hale getirdiler. Ev araması hangi sebepten yapılmışsa sorgu da ona göre yapılmalıdır. Sorgudaki sorulan sorular ile evlerin aranmasındaki kanuni gerekçeler örtüşmüyor. Bu insan hakları açısında kötü bir durum, bunun sahte evrak düzenlemekten ve insanları pusuya düşürmekten bir farkı yoktur” diye konuştu.

SİNDİRME OPERASYONU

Polislerin kendisine dinlemelerin tamamen mahkeme kararıyla yapıldığını söylediğini belirten Tanal, sorguların yeterli savcı görevlendirilmediğinden dolayı uzadığını ve bunun gözaltındakileri kötü yönde etkilediğini söyledi. “Bir hukukçu kimliğiyle sorarsanız bu insanların serbest bırakılmaları lazım, bu bir korkutma sindirme operasyonudur. Toplum inşallah cevabını verir.” şeklinde konuştu.