Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20 ilde başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınan polislerden 9'u serbest bırakıldı.
Ankara Adliyesi'nde ifadeleri alınan polislerden 9'u serbest bırakıldı, 24 emniyet mensubu ise tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Operasyon kapsamında 54 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. 20 kişi emniyet ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı. Bir kişinin ise şehir dışında olduğu için henüz adliyeye getirilmediği öğrenildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20 ilde başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınan polislerden 9'u serbest bırakıldı. Konuyla ilgili açıklama yapan polis avukatlarından Murat Araç, "Şunu biz çok iyi biliyoruz ki artık bu soruşturmaların hukuka sığdırdığı bir tarafı kalmamıştır. Bank Asya'ya kim el attırdıysa, Kimse Yok Mu Derneği'nin yardım toplamasına kim engel olduysa bugün bu polislere bu operasyonları yaptıranlar da bunlardır." dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 20 ilde başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınan polislerden 9'u serbest bırakıldı, 24’ü ise mahkemeye sevk edildi. Konuyla ilgili polis avukatları, Ankara Adliyesi’nin önünde bir açıklama yaptı. Avukatlardan Murat Araç, "Müvekkillerimizden yaklaşık 54 kişi gözaltına alınmış, 20 tanesi emniyetteki işlemlerin hemen ardından serbest bırakılmış, sevk edilenlerin savcılığa getirilenlerin içinden 9 kişi salıverilmiş. Geri kalan neredeyse 24 kişinin tamamı da tutukluluğa sevk edilmiştir mahkemece. Mahkeme daha bunları okumaya başlamamıştır." şeklinde konuştu.
'BU DİNLEMELERİN TAMAMI DA BİR MAHKEME KARARINA DAYALIDIR'
Dinlemeler konusunda basın yayın organlarında yanlış bilgilendirmenin yer aldığını belirten Araç, "Öncelikle kamuoyunun şu konuda bilgilenmesi gerekiyor: Kamuoyu uzun zamandır yanlış bir bilgilendirmeyle zannediyor ki halk polis bir odaya geçiyor. Kulağında bir kulaklık hiç olmayacak bir şekilde sanki birilerini dinliyormuş gibi bir intiba veriliyor. Bu yayınları biz de üzülerek basın yayın organlarından takip ediyoruz. Ancak bütün kamuoyu şunu iyi bilsin ki, önleme dinlemeleri dediğimiz bu dinlemelerin tamamı da bir mahkeme kararına dayalıdır. Yani mahkeme verdiği kararla Ahmet’in, Mehmet’in her kimse dinlenmesine karar vermiştir ve bu görevi olan polis de bu işi yapmıştır. Öncelikle bu yanlış bilgiyi derhal düzeltelim. Peki şu anda tutukluluğa sevk edilen bu insanlar kimler? Bunlar bizim mevzuatta 'önleme dinlemesi' diye tabir ettiğimiz dinlemeyi yapan ve suç örgütlerini, uyuşturucu çeteleri bugünkü siyasal iktidarı da vakti zamanında alaşağı etmek için köşe bucak dolananları takip edip, suçlu kovalayan, gereken işini yapan emniyet mensuplarıdır. Arkadaşlar şunu biz çok iyi biliyoruz ki artık bu soruşturmaların hukuka sığdırdığı bir tarafı kalmamıştır. Bank Asya'ya kim el attırdıysa, Kimse Yok Mu Derneği'nin yardım toplamasına kim engel olduysa, bugün bu polislere bu operasyonları yaptıranlar da bunlardır. Bütün kamuoyu bunu böyle bilsin." ifadelerini kullandı.
'BUGÜN TARİHTE 28 ŞUBAT VE BİRİLERİNİN TABİRİYLE OLDUKÇA MANİDAR'
Eğer mevcut siyasal iktidar dinleme konusunda çok hassas ise, şu an hiç kimsenin, kamuoyundan sıradan vatandaşımızın bilmediği bir şeye değinelim diyen Avukat Murat Araç sözlerine şöyle devam etti: "Bakın bir dinleme için yürürlükteki kanunda ağır ceza mahkemesindeki 3 tane hakimin oy çokluğuyla yani 3’te 2 çoğunlukla karar alınabiliyorken, şu anda Meclis'te günlerdir kavgalarla geçirilen yasal düzenlemede ise bu izin tek hakimle veriliyor. Madem dinleme konusu bu kadar ciddi neden bu bu hale indirgeniyor? Onu da geçelim. Devletin birçok etkili kurumunu önleme dinlemedeki tanıma yetkinin çokça geniş olduğu üzerinde tespitleri var. Neden bunları bugüne kadar hiç işlenmedi peki? Acaba böyle olması ve böyle devam etmesi, acaba birilerinin işine gelmesi hala devam ediyor mu? Ben son olarak şu hususa değineceğim: Bugün tarihte 28 Şubat ve birilerinin tabiriyle oldukça manidar. Sanırım 28 Şubat’ın sona erdiğini düşünenlerin gönlünü ferahlatmak için müvekkillerimizin de tutuklattırılmasıyla sanırım onların biraz gönlüne su serpiliyor."
'FOTOKOPİ EVRAKLAR GÖSTERİLİYOR'
Avukatlardan Mustafa Kocadağ ise dosyanın içeriği hakkında bilgi verdi. Kocadağ, "Beyinleri, algıları yalan haberlerle, masa başında hazırlanan haberlerle kirlenen; ancak doğru bilgiye uluşmayı, ulaşmaya hakkı olan vatandaşlarımıza, belki milyonlarca insana dosya hakkında, dosya içeriği hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Yapılan bu soruşturma polis başmüfettişleri tarafından hazırlanan ve tamamı mahkeme kararıyla alınan hükümlerin incelenmesi, denetlenmesi neticesinde savcının önüne gelmiştir. Başka hiçbir belge yok dosyada. Sorulardan anladığımız kadarıyla bunu söylüyoruz. Dosyada gizlilik kararı alında müvekkillerimize yöneltilen sorulara cevap vermek için görmek istediğimiz belgeler gösterilmiyor. Fotokopi evraklar gösteriliyor. Malumunuz Anayasa 123. maddesi idareye kanunla verilmeyen bir yetkinin, idare kurumlar tarafından kullanılamayacağını çok açık bir şekilde düzenlemiştir. Buna rağmen müfettişler, hâkim kararını denetleyerek soruşturma yapmışlardır. Dikkatinizi çekiyorum; hâkim, hukuk mezunu olamayan, mevzuata hakim olmayan müfettişler tarafından denetlenmiş, bu karar yerinde veya değil şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Bu şu demek: Bugün burada mahkemeye sevk edilen müvekkillerimiz hakkında karar verecek olan mahkeme konjonktür. Bu konjonktür kelimesini tırnak içinde kullanıyorum. Çünkü soruşturmayı yürüten savcılarımızın sevdiği bir kelime. Konjonktür gereği bugün bu kararı veren mahkeme hakimine, kararı da herhangi bir müfettiş tarafından denetlenip, hakimin yanlış karar verdiği hukuka aykırı bir şekilde iddia olunabilir. Bununla beraber bu soruşturma kapsamında Anayasamızın 138’inci maddesi yani kuvvetler ayrılığı ilkesi de tamamen hiçe sayılmıştır. Yok sayılmıştır kuvvetler ayrılığı yetkisi. Yargılama yapma faaliyetini tamamen hâkimlere, mahkemelere vermiştir. Ancak bugün yapılan yargılama faaliyetleri neticesinde verilen kararlar, mahkeme tarafından denetlenip bir çok insan tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiştir. Anayasanın bu ilgili hükümleri, bu soruşturmada ayaklar altına alınmıştır. Bununla ilgili birazdan mahkeme önünde de gerekli savunmalarımızı yapacağız, müvekkillerimizin haklarını da sonuna kadar savunacağız. Umut ediyoruz ki bugün burada mahkeme bu hususu atlamaz. Müfettişlere, idareye, kendi yetki alanına müdahale şansı tanımaz." değerlendirmesinde bulundu.