Hakkında şikâyetçi olunan isimler arasında İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ile birlikte çok sayıda üst düzey emniyetçi yer aldı.
Yolsuzluk, PKK-KCK ve Selam-Tevhid terör örgütü gibi operasyonlarda görev alan polislere yönelik 22 Temmuz’da başlatılan hukuksuz operasyon sürecinde polisler, birçok insan hakkı ihlaline ve hukuksuzluğa maruz bırakıldı. Sahur ve iftar yaptırılmadı, nezarethanede beton zeminde yatırıldı, kelepçelenerek basının önüne çıkarıldı, kimi zaman uyku dahi uyutulmadı, hürriyetleri kısıtlandı. Süreç boyunca yaşanan hak ihlalleri, emniyetteki sorgu safhasında başladı, adliyede de devam etti. Maruz bırakıldıkları fiziksel ve psikolojik işkencelere ilaveten, sosyal medya ve basında da haklarında acımasız bir kampanya yürütüldü ve ‘casus, ajan, vatan haini, paralel ve çete’ gibi çirkin iftiralara muhatap oldular. Tüm bu süreç boyunca sessiz kalan polisler, dün avukatları aracılığıyla, maruz bırakıldıkları tüm hak ihlallerini tek tek sıraladıkları detaylı bir dilekçe ile yargıya başvurdu. Anlatılan hak ihlallerinin belgesi niteliğindeki fotoğraf ve video kayıtları da dilekçeye ilave edildi.
Avukat Ömer Turanlı’nın müvekkili Gaffur Ataç adına hazırladığı suç duyurusunda İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan başta olmak üzere çok sayıda üst düzey emniyetçinin ismi yer aldı. Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürü Kayhan Ay, TEM Şube müdür yardımcıları Ömer Kumlu, Kadri Gençkaya ve Ahmet Cengiz Koçak’ın yanı sıra TEM Şube büro amirleri ve görevli polisler de suç duyurusu dilekçesine dahil edildi. Ayrıca İstanbul Çevik Kuvvet’ten sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Yıldırım, İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürü Kayhan Şahan ve polisleri suçlu kılmaya yönelik rapor düzenleyen polis başmüfettişleri de listede.
Operasyon boyunca yaşanan hukuksuzluklar hakkında 6 ayrı suçtan suç duyurusunda bulunuldu. Şikâyette bulunulan suçlar; işkence, kişiyi hürriyetten yoksun kılma, suç uydurma, görevi kötüye kullanma, adil yargılama hakkının engellenmesi ve haksız arama şeklinde sıralandı.
Operasyon sürecinde; gözaltına alma işlemleri, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü nezarethanesi, emniyet, savcılık ve mahkeme sorguları, muayene işlemleri ve adliye nezarethanesi dahil bütün aşamalarda maruz kalınan hak ihlalleri dilekçede 16 ayrı başlık altında toplandı. Her bir suça ait deliller, video kaydı, fotoğraf ve tutanaklar halinde dilekçeye ilave edildi. Suç duyurusu kapsamında sıralanan suçlar şu şekilde: “Dini özgürlüklerin yerine getirilememesi, isnat edilen suçlarla ilgili delil sunulamaması, savunma hakkının engellenmesi, soruşturma ve istihbarat birimlerinin müdahalesi (Kaç İsmail!) ile adil yargılanma hakkının engellenmesi, yasak sorgu yöntemlerinin kullanılması, hürriyeti tahdit, sistematik olarak fiziki ve psikolojik işkence, yalan bilgilerle adlî mercileri yanıltmak, suç uydurma, haksız arama ve darp.”
Avukat Ömer Turanlı, sosyal medyada müvekkilleri hakkında ağza alınmayacak küfürler ve tehditler savrulduğunu belirterek, “Tüm bu tehdit ve hakaretler hakkında suç duyurusunda bulunduk. Gerekli yasal işlemler yapılacak.” dedi. Ayrıca Turanlı, geçtiğimiz cumartesi günü serbest bırakılan müvekkili Mehmet Kılıç’ı mahkeme arasında tehdit eden kimliği belirsiz şahıs hakkında da suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. “Kılıç’ın tehdit edilmesi 3. Kaç İsmail vakasıdır ve bu vakalar ile adliyedeki şaibeler artık ayyuka çıkmıştır.” şeklinde konuşan Turanlı, savcılığın bir an önce kamera kayıtlarından bu şahsı ortaya çıkarması gerektiğini belirtti. Ayrıca Turanlı, şahsın e-posta ve telefon kayıtlarının da incelenerek iletişim trafiğinin ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti. Turanlı bu sayede, organize bir şekilde yürütülen yargıyı etkileme sürecinin de açığa çıkarılacağının altını çizdi.ZAMAN