Ergenekon'la birleştirilen
Danıştay saldırısı davası sanığı Osman
Yıldırım,
tutuklu sanıklarından Ümit Sayın'ın kapalı oturumda anlattıklarıyla ilgili, "Örgütten kopup devletin yanında yer almasını takdirle karşılıyorum." dedi. Yıldırım,
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek'in, kendisine, "Gel ifadeni değiştir. Sana yardımcı olacağız." dediğini söyledi.
Tutuksuz yargılanan gazeteci Güler Kömürcü
Öztürk de
duruşmada hazır bulundu. Sanık Doğu Perinçek,
Osman Yıldırım'ın çapraz sorgusunda sorular soracağı için İşçi Partili çok sayıda izleyici de
mahkeme salonunda yerlerini aldı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün mazereti olduğu için katılmadığı duruşmada, üye hakim Hasan
Hüseyin Özese heyete
başkanlık yaptı. Özese, tutuklu sanık Osman Yıldırım'ı çapraz sorgusuna devam edilmesi için duruşma salonundaki kürsüye çağırdı. Gizli
tanık beyanlarından sanığa soru sorulabileceğini ifade eden Hasan Hüseyin Özese, ancak gizli tanığın kimliğini açığa çıkarabilecek soruların yöneltilmemesini istedi. Başkan Özese, ilk sözü
Muzaffer Tekin'e verdi. Tekin'in daha önceki celsede Yıldırım'a sorduğu sorular zaman nedeniyle yarıda kalmıştı. Yıldırım, Tekin'in sorduğu sorulara daha önce
cevap verdiğini belirterek, "
Muzaffer Tekin kendisini bu şekilde mi aklamaya çalışıyor" şeklinde tepki gösterdi.
Yıldırım, avukatı Murat Eke'ye saygısızlık yapıldığını öne sürerek, "Ben herkese ve avukatlarına saygı gösteriyorum. Avukatım beni temsil ediyor. Ona yapılan saygısızlık bana yapılmıştır." şeklinde uyarıda bulundu. Tekin'in kendisine sorduğu sorulara cevap vermesi beklendiği sırada Yıldırım, bazı açıklamalar yapmak istediğini söyledi.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in bir ifadesini hatırlatan Yıldırım, "Savcıların bana
iftira attığını söyledi. Sanırım beni kendisiyle karıştırdı. Perinçek, benim Bulgar istihbaratı tarafından eğitildiğimi iddia etti.
Türkiye'de hangi noktada bir suikast yapıldıysa Perinçek, orada çıkıp beyanda bulunuyor. Doğu Perinçek 'gel ifadeni değiştir, sana yardımcı olacağız' diyor." şeklinde konuştu. Bu sırada Perinçek bulunduğu sıradan "Yalan bu, yayan söylüyor." şeklinde tepki gösterdi. Yıldırım'ın beş duruşmadır kürsüde bulunduğunu söyleyen Muzaffer Tekin'in avukatı Selin Deviren Tahtabiçen, Yıldırım'ın savunmasını zaten tamamlandığını ve artık çapraz sorguya geçilmesi gerektiğini ifade etti. Bu talep üzerine Başkan Özese Yıldırım'ı uyardı ve açıklamalarını çapraz sorgunun sonunda yapabileceğini söyledi.
Davanın tutuklu sanıklarından Ümit Sayın'ın bir önceki oturumda anlattıkları karşısında "Onu takdir ediyorum." dedi. Bu sözün üzerine salonda gülüşmeler oldu. Yıldırım bu gülüşmelere sinirlenerek, "Bunda gülünecek bir şey yok. Kimi takdir edeceğimi ben bilirim. Örgütten kopup devletin yanında yer almasını takdirle karşılıyorum." dedi.
Yıldırım, Tekin'in kendisine
Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan
bombaları nerede,
saat kaçta, kimlerin yanında verdiği şeklindeki soruları
komik bulduğunu söyledi.
Tutuklu sanık Muzaffer Tekin, "Sanık Osman Yıldırım 12
Mart 2008 ve 1
Nisan 2008 tarihlerinde verdiği iki ayrı
savcılık ifadesinin birinde bombaları
Veli Küçük'ten aldığını diğerinde ise Muzaffer Tekin'den aldığını söylemiştir. Aradaki çelişkiyi giderebilir mi?" diye sordu. Osman Yıldırım ise bu konuyu savunması sırasında açıkladığını belirterek, "İşi
Veli Küçük'ten, bombaları da Muzaffer Tekin'den aldığımı söylemiştim." diye konuştu.
Sanık Muzaffer Tekin'in, "Bombalar kendisine kaç parça halinde verilmiş?" şeklindeki sorusuna Osman Yıldırım, "Bu nasıl bir sorudur? Bombalar parça tesirli tamam, ama iki bomba kaç parça halinde getirilir? Ben zeki insanları neden seviyorum biliyor musunuz? Çünkü söylediğimde anlıyorlar. İki bombayı sehpanın üzerine koydular, aldım diye söylemiştim. Hatta peçeteyle de canlandırma yapmıştım. Daha nasıl izah edeyim ki?
Asker olan kendisi. Profesyonel olan da o." şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Muzaffer Tekin, "Evet profesyonel olan benim. Bu nedenle sordum soruyu. Çünkü ben ateşle barutu yan yana tutmam. Bomba, güvenlik nedeniyle iki parça halinde taşınır. Başı ve gövdesi ayrı kutularda bulunur. Buna çok dikkat ederim." diye konuştu. Muzaffer Tekin daha sonra, "Aldığı bombaları bir holdingin bahçesine attırdığını, patlamayan bombanın pimini tekrar takarak Cumhuriyet Gazetesi'ne attırdığını söylüyor. Bomba piminin nasıl takılacağını söyleyebilir mi?" diye sordu. Yıldırım,
el bombası piminin iki ucunun sert olduğunu, takmasının da zor olduğunu söyledi. Bunun üzerine Tekin, "Bu konuda çok bilgili olması lazım. Zira askerde patlamayan el bombasının pimi nasıl geri takılır çıkarılır diye bir eğitim yoktur. Bomba atıldıktan sonra gövdesi, başı, maşası etrafa saçılır. Bu cesaret işidir." dedi. Bunun üzerine Yıldırım, "Dünyadan hiçbir beklentisi olmayan, bir anda herşeyi silebilecek bir insanın işidir bu." dedi. Muzaffer Tekin de, "Madem bu kadar gözü kara da el bombalarını neden kendisi almıyor da beraberinde bulunan kişiye aldırtmış?" diye sordu. Yıldırım da "O da ölsün, ne olur ki?" diye cevap verdi.
Muzaffer Tekin zaman zaman, "Senli benli konuşmasın sayın başkanım. Ben sizin aracılığınızla soru soruyorum ve gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum." şeklindeki cümleleriyle Osman Yıldırım ile arasında bir resmiyet olmasını istedi. Osman Yıldırım'a Muzaffer Tekin tarafından yöneltilen bir sorunun cevabının net anlaşılması konusunda Başkan Hasan Hüseyin Özese, sanık Yıldırım'a "Osman bey" diye hitap edince sanık Doğu Perinçek tepki gösterdi. Perinçek, "Osman bey Osman bey, başkan neredeyse Sultan Osman yaptınız. Bari Osman
Gazi yapsaydınız." dedikten sonra Özese'nin cevabını bile beklemeden mahkeme salonundan nezarethane bölümüne gitmek üzere dışarı çıktı. Özese ise Perinçek'in ardından "Lütfen Doğu bey, ben size de ona da da diğer sanıklara hitap ettiğim gibi hitap ediyorum. Farklı bir hitap kullanmıyorum." diye konuştu. Doğu Perinçek'in bu sözlerinden sonra sanık Osman Yıldırım'ın Perinçek'e hitaben bağırmaya çalıştığı, jandarmalar tarafından ağzının kapatılmaya çalışıldığı gözlendi. Yıldırım bir ara, "Koskoca
Türkiye Cumhuriyeti sizle uğraşıyor. Kimsiniz lan siz. Çıkın dışarı!" diye bağırdı."
Sanık Muzaffer Tekin'in, sorularına tatmin olmadığı cevaplar aldığında "Sayın başkanım, siz tatmin oldunuz mu?" diyerek cevap vermesinin sağlanmasını istedi.
(CİHAN)