Ergenekon davasına
bakan savcılara yönelik, "İnsan olma erdemini gözü dönmüşcesine yitirmiştir." ifadesini kullanan
sanık Muzaffer Tekin de,
Savcı Nihat Taşkın'a yönelik, "Bombaları Osman Yıldırım'a Savcı Nihat Taşkın mı verdi de suçu benim üzerime yıkmaya çalışıyor?" sözlerini sarf etti.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in 3 yılı dolan
tutukluların
elektronik kelepçe takılarak
tahliye edilebileceğine ilişkin bir çalışma olduğunu ve yasanın
Aralık ayında yürürlüğe girebileceği şeklinde açıklamalarını hatırlatan
emekli Tuğgeneral Veli Küçük ise, bu uygulamadan kendisinin muaf tutulmasını talep etti.
Ergenekon ana davasının bugün görülen 163. duruşmasında sanıkların talepleri alınıyor. Sahibi bulunduğu web
sitesi ile
örgütün propagandasını yaptığı ve örgüte üye kazandırdığı iddia edilen tutuklu sanık Erkut
Ersoy, "2004 ile 2008 yılları arasında sitem faaldi. Ancak bu süre içerisinde herhangi bir
suçlama ile ilgili olarak
teknik bir takibat yapılmadı. Eğer hakkımda bir suç şüphesi olsaydı bu kadar süre faaliyet gösteren site için teknik takip yapılırdı. Benim amacım, site aracılığıyla
terör sorununun çözülmesi konusunda ülkeme faydalı olmaktı. Mesela sitede Kıbrıs'ın, bir Rum ya da
Yunan adası olmadığını anlatmaya çalıştık. Hatta bu konuda çeşitli görüşmeler yaptık." ifadesini kullandı.
TEKİN'DEN SAVCI'YA AĞIR SUÇLAMA
Tutuklu sanık emekli
Yüzbaşı Muzaffer Tekin, bugünkü talebinde savcılara ve
mahkemeye yüklendi. Tekin,
Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını Ataşehir'de kendisi ve
Veli Küçük'ün de katıldığı bir toplantı sırasında tutuklu sanıklar
Alparslan Arslan ile Osman Yıldırım'a verdiği şeklindeki iddialar üzerine geçtiğimiz günlerde Osman Yıldırım'a olay yerinde yaptırılan keşfe değindi. Keşfin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını ileri süren Tekin, "Amaç, sadece tertibe basın desteği sağlamaktır." iddiasında bulundu. Savcılar için ,"İnsan olma erdemini gözü dönmüşcesine yitirmiştir." benzetmesini kullanan Muzaffer Tekin, "O evde Savcı Nihat Taşkın mı vardı? Bombaları Osman Yıldırım'a Nihat Taşkın mı verdi de kendini kurtarmak için olayı benim üzerime yıkmaya çalışıyor? İnsanların özgürlüklerini ellerinden alan kişilerden her şeyi beklerim." ifadesini kullandı.
Daha sonra talebini söyleyeceğini belirten Tekin, "Asgari
zeka seviyesine sahip birinin bile anlayabileceğini tahmin ettiğim taleplerimin anlaşılmamış olması nedeniyle biraz daha açıklayarak taleplerimi yineleyeceğim." dedi. İddianamede Ergenekon örgütüyle tek bağlantısının 'Ergenekon Lobi belgesi' olarak gösterildiğini hatırlatan Tekin, "Lobi belgesinin tarafıma verilmesini, bu belgeyi benim internetten indirip indirmediğimin araştırılmasını istiyorum." talebinde bulundu.
Danıştay sanığı
Alparslan Arslan ile avukatlık yaptığı dönemde tanıştığını savunan Tekin, evinde kızı ile birlikte kullandığı ancak bozuk olduğu için
masa üzerinde duran bilgisayar harddiskinden çıkarılan Alparslan Arslan'a ait
telefon numarasının da bu tanıştıkları tarihe ilişkin bir numara olduğunu söyledi. Tekin, son olarak da başta eşi olmak üzere lehine tanıklık yapanların ifadelerinin dava dosyasından çıkarılmasını istedi.
PERİNÇEK: "APO, KÜRTÇE'NİN EĞİTİM DİLİ OLMAMASINI SÖYLEDİ"
Örgüt yöneticiliği ile suçlanan tutuklu sanık
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek ise, iddianamede bölücü örgüt lideri Abdullah
Öcalan ile yaptığı görüşmelere yer verildiğini söyledi. Geçmiş dönemde bölücü örgüt lideri
Abdullah Öcalan ile sık sık görüştüğüne ilişkin bir gazetede yayınlanmış haberi gösteren Perinçek, "Öcalan ile sık sık görüştüğümü hiç inkar etmedim. Hatta bu görüşmeleri hem haber yaptım hem de kitap haline getirdim. Bu görüşmelerin amacı ne? 1988 Mart'ında Pentagon'un
PKK senaryosu diye bir yazı yayınlamıştık.
Orgeneral Nejdet Üruğ'un evinde Orgeneral Nejdet Öztorun'un da bulunduğu sırada yaptıkları ve teybe kaydedilen bir açıklamayı yazdık." dedi.
Hükümet tarafından
Kürt açılımı ile ilgili yapılan görüşmelere değinen Perinçek, kendi görüşmelerini işaret ederek "Görüşme böyle yapılır." dedi. Bölücü örgüt lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmelerin yer aldığı bir kitabı da mahkeme heyetine sunan Perinçek, yaptığı görüşmelerden hiçbir zaman pişmanlık duymadığını, aksine iftihar ettiğini söyledi.
Son günlerdeki ana dilde eğitim ve ana dilde
savunma konularına da değinen Perinçek, bölücü örgüt lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmede kendisine "Rüyamı bile
Türkçe görüyorum. Ne
Kürtçesi? Kürtçe, eğitim dili olmasın." dediğini savundu. PKK ile
Kuzey Irak Kürt yönetimini karşılaştıran Perinçek, "PKK,
Türkiye'de Kemalizmin meyvelerini almış bir Türkiye Kürdü örgütüdür.
Barzani hayal kuruyor.
Amerika Barzani'yi değil, PKK'yı Kürdistan'ın başına getirecek.
Yargılanma süresinde çok aksaklık ve yanlışlıkla karşılaştıklarını söyleyen emekli Tuğgeneral Veli Küçük ise, "Bu yanlışlıklardan geri dönülemez. Mahkeme heyetini anlıyorum. Burada oturulması gereken en son yer, sizin şu anda bulunduğunuz yerdir.'' dedi. Burada kendisiyle birlikte yargılananlar olarak 1000. gününü geçirdiğini ifade eden Küçük, "Ne ile suçlandığımı bilmeden olmayan
adaletin tecellisini bekliyorum. Burada yargılananların bin günde
aile yapıları ve sağlıklarında değişiklikler oldu. Ancak burada yargılanırken hiçbir gün hastayım diye gitmedim, gitmeyeceğim de.'' ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, 3 yılı dolan tutukluların
elektronik kelepçe takılarak tahliye edilebileceğine ilişkin bir çalışma olduğunu ve yasanın Aralık ayında yürürlüğe girebileceği şeklinde açıklamalarının bulunduğunu hatırlatan Küçük, bu uygulamadan kendisinin muaf tutulmasını talep etti.
Perinçek o fotoğrafları savunmaya devam ediyor: