Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cizre’de PKK'nın fiili bir paralel devlet yapılanması olduğunu belirterek, "Süreç nedeniyle yapılan görüşmelere halel gelmemesi için devlet bir yerde olay patlak vermeden sorun yokmuş gibi hareket etmektedir. Bu uygulama yanlıştır. PKK, gün geçtikçe buradaki baskısını artırarak halkın direncini kırmaktadır. Halkın 'sindirildiği için' bu uygulamalara sessiz kalması devlet nezdinde PKK’ya destek olarak okunmaktır." dedi.
HÜDA-PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Cizre olayları ile gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cizre’nin pilot bölge seçildiği, provokatörlerin iş başında olduğu, paralel yapı emniyetçilerinin burayı karıştırdığı gibi söylemleri dile getirilip olayların bu söylemler üzerinden yorumlandığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Halbuki PKK’nin hayata geçirmeye çalıştığı kanton uygulaması sadece Cizre’de yoktur. Yüksekova, Silopi ve Hakkâri’deki uygulamaları Cizre’den aşağı değil. Ancak Cizre’de Müslümanları bölgeden uzaklaştırıp, kendilerine göre farklı unsurlardan arındırma istekleri HÜDA-PAR direnişine takıldığı için bu şekilde olaylar patlak verdi." ifadelerini kullandı.
"DEVLET SİLOPİ, YÜKSEKOVA VE HAKKARİ’DE DE SOKAKLARA GİREMİYOR"
Cizre, Yüksekova ve Silopi’de PKK ve uzantılarının uygulamaya koydukları sisteme henüz direnen çıkmadığı için durumun normal göründüğünü dile getiren Yapıcıoğlu, "Bu yerlerde de devlet güçleri Cizre’deki gibi sokaklara giremezler. Buralarda PKK’nin uygulamalarına direnen olmadığı için dışarıdan sakin ve sorunsuz görülüyor. Ancak halk bu baskı ve tekçi zihniyete ilelebet sessiz kalamaz. Halkın bölge sorunlarının çözüm konusunda henüz ümidi olduğu, süreç sonunda bu baskılar ve tekçi zihniyetin biteceği kanaati olduğu için beklemektedir. Bir gün bu baskıların oluşturduğu baraj patlak verirse hayal bile edilemeyen sonuçları olacaktır.” şeklinde konuştu. Olayların Cizre ile sınırlı olmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “ Sorunların üstünü örtmekle, sorunlar görmezden gelinmekle halledilmez. Sorun, PKK’nin güçlü olduğu yerlerde aykırı hiçbir sese tahammül etmemesi, elindeki silahı kullanarak bölgede herkesi kendisine bir şekilde itaat ettirmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Ancak süreç nedeniyle yapılan görüşmelere halel gelmemesi için devlet bir yerde olay patlak vermeden sorun yokmuş gibi hareket etmektedir. Bu uygulama yanlıştır. PKK’nin fiili paralel devlet yapılanması mevcuttur. Gün geçtikçe buradaki baskısını artırarak halkın direncini kırmaktadır. Halkın sindirildiği için bu uygulamalara sessiz kalması devlet nezdinde PKK’ya destek olarak okunmaktır." diye konuştu.
"BAŞBAKAN’IN YAKALANDI DEDİĞİ PROVOKATÖRLER NEDEN AÇIKLANMIYOR"
Cizre olaylarında hayatını kaybedenlerin faillerinin yakalanıp yakalanmadığı sorusunu ise Yapıcıoğlu şöyle cevap verdi: "Olaydan hemen sonra bizzat Başbakan bir açıklama yapmıştır. ‘Dışarıdan sızmaya çalışan provokatörler vardır ve bu provokatörlerin bazıları yakalanmıştır’ şeklinde beyanı oldu. Ancak bu provokatörlerin kim olduğu olayların faili olup olmadığı açıklanmadı. Hükümetin bu provokatörlerin kim olduğunu açıklama gibi bir görevi vardır. Herkes provokasyon diyor neden bu provokatörlerin açıklanmasından imtina edildiğini merak ediyoruz."
Cizre’de PKK’nın silahlı yapılanması ile HÜDA-PAR arasında bir çatışma olmadığı söylemlerinin doğru olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Önce 13 Aralık günü akşam saatlerinde başlayan gece yarısına kadar süren bir silahlı saldırı vardı. 26 Aralık gecesi ise 02.00’den sonra başlayan ve aynı gün öğlenden sonraya kadar süren bir saldırı oldu. Bunu bir çatışma olarak isimlendirmek hele hele bunu bir silahlı çete ile siyasi parti arasında yaşanan bir çatışma olarak değerlendirmek gerçekten ahlaksızca birşeydir. PKK’nın kendi militanlarını parti üyelerimizin saldırtması vardır. Tek taraflı silahlı bir saldırı vardır. O olayda 65 yaşındaki Abdullah Deniz vatandaşımız evinin önünde katledildi. Onun faillerinin yakalandığına ilişkin şuan bizde bir bilgi yok." dedi.