İstanbul Kadıköy'deki bir
restoranda komi olarak çalışan Mehmet Nusretoğlu, iş sırasında yaşanan bir anlaşmazlık yüzünden patronuyla tartışmaya başladı. Patronu tarafından ağır şekilde dövülen Nusretoğlu, arkadaşlarınca
hastaneye kaldırıldı. Kadıköy
Adli Tıp Kurumu'ndan 15 gün iş göremez raporu alan
işçinin sağ kulağında 40 desibel, sol kulağında da 43 desibel
işitme kaybı tespit edildi. İşçinin şikâyeti üzerine patron
İmam Özcan hakkında
yaralama suçundan ceza
davası açıldı. Mahkeme, restoran sahibi Özcan'ı
hapis cezasına çarptırdı; ancak ceza ertelendi. 2001 yılında başlayan yargı süreci bununla kalmadı. İşyerinde patronu tarafından dövülen Nusretoğlu, uğradığı maddî ve manevî zararın karşılanması talebiyle Kadıköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ayrı bir dava daha açtı. Mahkeme, dava konusu olayın işçi-işveren ihtilafından kaynaklandığı gerekçesiyle
görevsizlik kararı verdi ve davanın İş Mahkemesi'nde açılmasını istedi. Dosyaya
bakan Kadıköy 1. İş Mahkemesi ise tazminat talebini kısmen kabul etti; ancak olayı
iş kazası olarak değerlendirmedi. İstediği tazminatı alamayan işçinin temyiz başvurusu üzerine dava
Yargıtay'a gitti.
2006'nın sonlarına doğru davayı sonuçlandıran Yüksek Mahkeme, patronun attığı dayağı iş kazası kapsamına aldı ve işçinin tazminat miktarının buna göre belirlenmesi için dosyayı yerel
mahkemeye gönderdi. Şimdi eski patronundan iş kazası tazminatı almaya hazırlanan Nusretoğlu, sevincini şu sözlerle dile getirdi: "5 yıldır hukuk mücadelesi veriyorum. Adalet yerini buldu. Bu dava bütün patronlara ibret olsun."
İşçi ve işveren arasındaki tartışmanın ardından yaşanan 5 yıllık hukuk süreci
Yargıtay'da sona ererken, 21.
Hukuk Dairesi, patron dayağına maruz kalan işçiler için emsal teşkil edecek bir karar verdi. Dosyayı inceleyen daire, bilgi ve belgelerden işçinin davalıya ait işyerinde çalışırken işveren tarafından dövüldüğünün anlaşıldığına dikkat çekti. İşçinin her iki kulağında işitme kaybı meydana geldiğini, '15 gün mutad iştigaline' engel olacak şekilde yaralandığını vurgulayan Yargıtay, bu durumun iş kazası kapsamına girdiğinin altını çizdi. Gerekçeli kararda, "505 sayılı İş Kanunu'nun 11/1-a maddesinde sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen ve sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan olay iş kazası olarak kabul edilmiştir." denildi. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun olaydan haberdar edilmediğinin anlaşıldığını aktaran daire, yerel mahkemenin kararını bozarak olayın iş kazası sayılması gerektiğini vurguladı. Karar uyarınca, yerel mahkeme işyerinde şiddete maruz kalan işçinin meslekte kazanma güç kayıp oranını saptayarak gelir bağlanması için SSK'ya müracaat süresi verecek. Dava, müracaatın sonucuna göre Yargıtay hükmüne göre karara bağlanacak.
Yargıtay kararını öğrendiğinde çok sevindiğini söyleyen Mehmet Nusretoğlu, 5 yıllık hukuk mücadelesinin sonucunda
adaletin yerini bulduğunu belirtti. Olaydan sonra altı ay işsiz kaldığını ve bütün birikimini tedavisine harcadığını ifade eden Nusretoğlu "4 milyar lira hastane masrafım oldu. Maddi ve manevi olarak yıprandım. Bunun için 4 milyarlık
tazminat davası açtım. Yargıtay'ın kararını duyunca çok sevindim. Kaybettiklerimi artık geri alabileceğim." şeklinde konuştu. Nusretoğlu, verdiği mücadelenin sonucunda çıkan kararın ise kendi konumunda olan ve patron emri altında çalışan binlerce işçiye örnek olmasını istedi.