Bugünkü yazısında
İmam Hatipler ile Patlama arasında bağlantı kuran
Mehmet Altan siyasi tartışmaları eleştiriyor. İşte Altan'ın bugünkü analizi
İmam Hatipliler ve Diyarbakır’daki patlama
Pazartesi sabahından beri olayın peşindeyim.
Diyarbakır’daki askeri lojmanda meydana gelen ve beşi çocuk sekiz insanımızı yitirmemize yol açan patlamadan söz ediyorum.
Ölümler içimi yaktı... Yitip gidenler arasında gencecik bir üsteğmenin hem eşi, hem de iki çocuğunun bulunduğunu da dün öğrendim.
Yetkililerle konuştum...
Başsavcının açıklamalarını da dikkatle okudum.
Olay çok büyük bir ihtimalle ‘kalorifer
kazanındaki aşırı basınçtan’ kaynaklanmakta... Zaten valilik de ilk açıklamasında patlamanın ‘devridaim vanasının açılmaması’ nedeniyle meydana geldiğini belirtmişti...
Peki, buna kaza demek mümkün mü? Başsavcı açıklamalarında, iki kalorifer görevlisi ile kazanı bir gün önce
tamir eden üç kişinin gözaltına alındığını söylüyor.
Aynı binada geçen yıl da kazan dairesinden garip gürültüler gelmiş ve
apartman boşaltılmış... İddialara bakılırsa gene sebep devridaim vanasının açılmasının unutulmasıymış.
Apartmanlarda kaloriferi kim yakar?
Ateşçi sertifikası alan kapıcılar.
Kalorifer tamiratını kimler yapar?
Meslek lisesi
mezunu teknisyenler.
Gözaltındaki kalorifer görevlisi de, tamirat yapanlar da bölgenin
teknik okullarından mezun.
Ama o insanları o okullarda nasıl eğittiysek, bir kaloriferi doğru dürüst yakıp, bakımını doğru dürüst yapamıyorlar.
Sonra da biz buna kaza diyoruz.
Bu kaza değil
cinayet.
Cinayetten de, o insanları yetiştirdiğini iddia eden bu ülkenin vurdumduymaz sistemi sorumlu.
* * *
Geçenlerde gene bu sütunda yazdığım ‘Peki ya kalite?’ başlıklı yazıda, ‘
Türkiye’de bir milyon 183 bin meslek lisesi öğrencisi var ama hiçbiri imam hatipliler kadar hararet yapmıyor’ diyordum.
Ülkenin ihtiyaçları ve eğitimin kalitesini tartışmak yerine, 108 bin imam hatip liseli üzerinden siyasal
iktidar kavgası yapmak, geliyor gene hiç beklenmedik bir zamanda bizleri vuruyor.
İktidar kavgası yerine Türkiye’nin büyük bir ihtiyaç duyduğu ‘teknisyenlik eğitimini ele alıp gereğini yapsak, kalorifer kazanı patlamasından insanlar ölür müydü?
Yirmi üç milyon çalışan insanımız var...
Bunun yüzde sekseni mesleksiz...
Mesleği olanların da ehliyeti ne kadar,
Allah bilir?
* * *
Türkiye’nin en büyük sorunu kalite...
Nitekim sözünü ettiğim o yazıyı da şöyle bitirmiştim:
Üniversiteye girişte meslek liselilerinin katsayısı ne olacak?
Eski gerginlik kaynağımızın yeni sorunsalı bu şimdi.
Geçen gün, üniversitede kırk kişilik sınıfta
Birinci Dünya Savaşı’nın hangi tarihlerde olduğunu bilen çıkmadı.
Şu imam hatip liselerinin üzerinden siyasal
rant kavgasını bıraksak da, bize çok fazlasıyla gerekli olan kalite katsayısını nasıl artırırız biraz ona baksak.
Ama kalite kimseye oy getirmiyor, değil mi?
Onun için kavga bu kadar kalitesiz sürüyor ya zaten.
* * *
Diyarbakır’da askeri lojmanlarda kaloriferlere doğru dürüst bakıp yakacak insan bulamıyoruz.
Diğer meslek kategorilerinde durum daha mı farklı sanıyorsunuz?
Ama insanlar kimin umurunda!
Çankaya savaşları varken,
liman önerisi bana geldi, gelmedi kavgası varken insanlarla kim uğraşacak!
Kim kalkacak da teknik eğitimin kalitesini sorgulayacak!
Kazan onların evinde patlamıyor ya!..