23 Nisan'da çocukların "
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazan
TBMM'ye geleceğini hatırlatan Toptan, "Ben şimdi o çocuklara ne söyleyeceğim?" dedi.
Köksal Toptan,
Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu'nun (
TUSKON) Lütfi Kırdar
Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2.Olağan Genel
Kurul toplantısına katıldı. Burada salonu dolduran işadamlarına hitap eden Toptan, konuşmasının tamamını AK Parti'nin kapatılması
davasına ayırdı. Oldukça tepkili olduğu sözlerine yansıyan Köksal Toptan, en büyük endişesinin bunu çocuklara nasıl anlatacağı ve yurtdışına çıkan işadamlarının ne yapacağı olduğunu dile getirdi.
22 Temmuz 2007'de Türkiye'nin büyük bir
seçimi
festival havasında geçirdiğini anlatan Toptan, "Çıkan sonuçlara baktığımızda uzun zamandan beri beklediğimiz yüzde 86 temsil oranıyla temsil edilir oldu. Şimdi sevgili dostlarım, ben 23 Nisan'da Ankara'ya gelecek çocuklarımıza bu
Meclis'in yüzde 86'sı
halkın siyasi düşüncelerini burada yansıtıyor ama bu yüzde 86'nın yüzde 56'sının partisinin kapatılması için
Anayasa Mahkemesi'nde dava görüldüğünü nasıl anlatayım?''dedi. Köksal Toptan'ın bu sözleri salonda bulunan işadamları tarafından uzun süre alkışlandı.
Yakalanan güven ve istikrar ortamının zarar görmesinden korktuğunu söyleyen Toptan, "Önüne çok büyük
hedefler koymuş olan bir Türkiye bu heyecanından acaba vazgeçer mi endişesi taşımaktayım. Doğrusunu isterseniz bu sabah buraya gelirken çok büyük telaş içerisindeydim. Acaba bu konuda ne diyebilirim diye düşündüm, tereddüt ettim ama burada özellikle
sivil toplum örgütü temsilcisi arkadaşlarımın yaptıkları konuşmalardan öyle bir sonuç çıkardım ki tüm telaşımın boşuna olduğunu gördüm. Türkiye almış başını gidiyor, Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine doğru yol alıyor." şeklinde konuştu.
Demokrasinin yanlışlıklar rejimi olduğunu, yanlışlıkların sadece demokrasilerde olduğunu anlatan
Meclis Başkanı, diktatörlüklerde ve totaliter rejimlerde yanlışlık olmadığını kaydetti. Toptan şunlara dikkat çekti: 'Yanlışları
siyasi partiler de yapar, o partilerin mensupları da yapar. Yapacak ki rakibine sıra gelsin. Yapacak ki halk seçim zamanı yanlış yapandan hesabını sorsun. Bunun için seçimler var. Gelecek sene seçim yapılacak. Hesaplaşma orada yapılacak. Yanlışı doğruyu halk biliyor, değerlendiriyor. Acaba bizim sorunumuz 'Bu halk, bu cahil halk ne anlar bu işlerden' düşüncesi mi? Türkiye hala 50 sene öncesinde mi yaşıyor? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Türkiye'yi hiç kimse geriye götüremez."
CİHAN