Partiler, iddianameyi nasıl gördü?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 aydır süren Ergenekon terör örgütü soruşturmasının ilk bölümünü tamamlandı.

Partiler, iddianameyi nasıl gördü?

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ BOZDAĞ AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ergenekon soruşturmasının mahkemeye intikal ettiğini belirtirken, yargının işlediği sürece Hükümetin dahil olmasının söz konusu olmadığını vurguladı. AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bozdağ, TBMM'de gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Ergenekon soruşturması dahilinde hazırlanan iddianameyi değerlendiren Bekir Bozdağ, Hükümetin soruşturmaya istikamet vermeye çalıştığı yönündeki iddialara yanıt verdi. Bozdağ, Ergenekon soruşturmasının yargıya intikal ettiğine işaret ederek, yönlendirme iddialarını ortaya atanları süreci mecrasından saptırmakla suçladı. AK Parti'li Bozdağ, konuyla ilgili şöyle dedi: "İddialar tamamen konuyu saptırmak isteyenlerin, beyanlarından ibarettir. Hükümet, soruşturmayı yönlendiremez. Böyle bir yetkisi yoktur. Yargı bağımsızdır. Tamamıyla Cumhuriyet savcılarının yönettiği bir süreçtir. Hükümetin bu sürece dahil olması mümkün değildir. Yargının devam ettirdiği, yargının işlediği bir süreçte Hükümetin dahli kesinlikle söz konusu olamaz. Sadece emniyet ve jandarma ihtiyaç duyulduğu takdirde Cumhuriyet savcılarının talimatı üzerine adli kolluk görevi yapabilirler. Bunun dışında yapılabilecek bir şey yoktur. Onlar da yine mahkeme kararları doğrultusunda veya iddia makamının, soruşturma makamının aldığı kararlar doğrultusunda hareket ederler. Dolayısıyla Hükümetin bu sürece herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Bunu söyleyenler, süreci mecrasından saptırmak isteyenlerdir.'' Gazetecilerin, iddianeme hakkında genel bir değerlendirme yapmasını istediği Bozdağ, Cumhuriyet savcılarının kendilerine intikal eden bir ihbar ya da şikayet üzerine araştırma yapma haklarının bulunduğunu ifade etti. Uzun süredir devam eden bir soruşturmanın ardından iddianame düzenlendiğine dikkati çeken Bekir Bozdağ, "İddia makamı soruşturma neticesinde iddianamesini tanzim ederek mahkemeye sunmuştur. Süreç, Ceza Muhakemesi'nin usul ve esaslarına uygun bir şekilde devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de hangi ağır ceza mahkemesine düştüyse o mahkemenin yargılamasıyla devam edecektir" diye konuştu. İddianamenin geciktiği eleştirilerine de cevap veren AK Parti'li Bekir Bozdağ, iddianamenin 441 klasör ve 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu bildirirken, hacimli iddianamelerin hazırlanmasının zaman alabileceğini kaydetti. Bozdağ, "O zaman ne kadardır ? Onu da soruşturmayı yapanlar takdir edecektir'' ifadesini kullandı. Bir gazetecinin, İddianame'de Hükümet'e yönelik eylem planlarının yer aldığını hatırlatması üzerine de AK Parti Grup Başkanvekili, şunları kaydetti: "Türkiye'de işleyen bir hukuk var. TCK, hangi fiillerin suç olduğunu düzenlemiş ve hangi şartlarda ne kadar ceza verileceğini de düzenlemiş. Ceza Muhakemesi Yasası da işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili soruşturma sürecini ve bunun yargılama sürecini düzenlemiş. Dolayısıyla konu, bizim yasalarımızın öngördüğü çerçeveler içinde devam ediyor. Yasanın dışına çıkan bir durum söz konusu olursa o zaman deriz ki 'Yasaların dışına çıkan bir durum vardır' Benim gözlemlediğim kadarıyla yasaların içerisinde devam eden bir durum söz konusudur. Soruşturma yasalara uygun devam ediyor. Bundan sonra da yasalara uygun devam edeceği kanaatindeyim. Çünkü, süreci yürütenler, yasa uygulayıcıları ve bu yasaların doğru uygulanmasıyla görevli ve yetkili olan hakim ve savcılardır. Bundan sonra onların verecekleri karara bizim saygı duymamız ve güvenmemiz gerek." İddianamede Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Özden Örnek'e ait darbe günlüklerinin yer almadığının belirtilmesine karşılık Bekir Bozdağ, konuyu soruşturmayı yürütenlerin takdir edeceğini vurguladı ve ekledi: "Bizim nedenini, niçinini bilmediğimiz bir konuda fikir yürütmemiz doğru değil'' şeklinde konuştu. Askeri mahkemede emekli ordu komutanlarının yargılanmasının önlenmesi için iddianamede günlüklere yer verilmediği yolundaki görüşlerin hatırlatılması üzerine de Bozdağ, mevzuatın açık olduğunu, kimlerin nerede yargılanacağının belli olduğunu kaydetti. Bekir Bozdağ, "Günlükler neden iddianamenin içinde yer almadı? Onu bilmemiz mümkün değil. Bilmediğimiz bir konuda yorum yapmak da doğru değildir" görüşünü dile getirdi. CHP GRUP BAŞKAN VERİLİ OKAY CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, ''birilerinin, 'Ergenekon' soruşturmayla ilgili bilgi servisi yaparak, soruşturmayı yönlendirdiğini ve baskı oluşturduğunu'' öne sürdü. TBMM'de basınla sohbet toplantısı düzenleyen Okay, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin iddianamenin tamamlanarak mahkemeye sunulduğunu açıkladığını anımsattı. Okay, CHP'nin soruşturma sürecine ilişkin tespitini Başsavcı Engin'in de doğruladığını, iddianamenin büyük kısmının basında yer aldığını ifade ettiğini belirterek, ''Çok ciddi şekilde sızıntı olduğu Başsavcı tarafından da kabul edildi'' dedi. İddianamenin açıklanan bölümlerinde çok ciddi suç isnatları ve bağlantılar bulunduğunu ifade eden Okay, Danıştay Davası ile Cumhuriyet Gazetesine yapılan bombalı saldırıları buna örnek olarak gösterdi. Okay, Danıştay saldırısıyla ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği bir karar bulunduğu, ancak iddianamede bu olayla ilgili ayrı bir bölüm açıldığının söylendiğini belirterek, ''Hangisi doğru? Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama sürecinde bir şeyler mi saklandı? Yoksa 13 aydır süren bu iddianame çerçevesinde Danıştay saldırısıyla ilgili olarak savcılık elinde bazı bilgiler vardı da onu mu gizledi? Yargı birbirini baypas mı ediyor?'' diye sordu. Başsavcı Engin'in, iddianamede tanımlanan örgütle ilgili olarak, ''Bildiğiniz anlamda terör örgütü değil'' dediğini söyleyen gazeteciyi yanıtlarken de Okay, Terörle Mücadele Yasası (TMY) ile Türk Ceza Kanununun (TCK) kimi maddelerinin harmanlanarak iddianamenin hazırlandığını söyledi. İddianamenin hazırlanma sürecinde TMY'nin verdiği kimi haklardan yararlanma amaçlı olarak bu yasa kapsamında bir soruşturma sürdürüldüğünü anlatan Okay, ''Bildiğimiz anlamda bir terör örgütü değil... Nasıl bir terör örgütü? 'Bir siyasi kalkışma, anayasal düzeni cebir ve şiddetle ortadan kaldırmadan' bahsediliyor... Daha sonra 'bildiğiniz anlamda bir terör örgütü değil' deniliyor. Peki bu örgütün 'lider kadrosu' diye adlandırılan kişilerle ilgili bugüne kadar niçin gecikildi? Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz'' diye konuştu. -''SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ İHLAL EDİLDİ''- Okay, ''Bilgi sızmasının, Başsavcı tarafından da kabul edildiğini görüyoruz. Bu durumda soruşturmayı yürüten savcıların görevde kalması uygun mu?'' sorusu üzerine, ''İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kendi iç düzeni, işleyişi içinde bir soruşturma açıp, bugüne değin kimlerle ve hangi vasıtalarla servis edildiğini tespit etmesi lazım. Çok ciddi anlamda soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmiştir'' dedi. Bir dergide geçen yıl ''Darbe Günlükleri'' adı altında yayınlayan iddiaların iddianamede yer almamasına ilişkin soruları yanıtlarken de Okay, Başsavcı Engin'in günlüklerle ilgili soruşturma olmadığını ifade ettiğini anımsattı. Eğer böyle bir şey varsa, bununla ilgili soruşturma yapılması gerektiğini anlatan Okay, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in günlüklerin kendisine ait olmadığını açıkladığını anımsattı. Ancak günlüklerin,Örnek'in bilgisayarında çıktığının iddia edildiğini ifade eden Okay, ''Bu, işin muamma taraflarından biri. Eğer bu darbe günlükleri var da delillerle tevsik (belgelendirme) ediliyorsa, o zaman bu niye görmezden geliniyor? Ama yok da böylesine gerçek dışı iddia ortaya atıldıysa ve bu ülkedeki kimi kurumları yıpratma amacına yönelikse o zaman gözden geçirilmesi lazım. Eğer o darbe günlükleri var da ve ona yönelik kimi iddialar varsa, bu konuda Genelkurmay Adli Müşavirliğinin de olaya el atması gerekirdi'' diye konuştu. Okay, ''İddianame, siz de hayal kırıklığı mı yarattı?'' sorusunu üzerine, iddianamenin içeriğini bilmeden, kimi medyaya servis edilen bilgilerle değerlendirme yapmanın yanlış olacağını söyledi Türkiye'de çok ciddi anlamda birilerinin, Ergenekon soruşturmayla ilgili bilgi servisi yaparak hem soruşturmayı yönlendirdiğini, hem bir baskı oluşturduğunu hem de sindirme yaşandığını ileri süren Okay, ''Türkiye'de 13 aydır hep bu tartışıldı. Birileri bunu çok önemsedi. Böylece o bilgi kirlenmesinden veya yönlendirmesinden dolayı Türkiye'de bir Ergenekon muamması doğdu'' dedi. -GİZLİ TANIKLAR- Hakkı Süha Okay, ''20 gizli tanıktan söz ediliyor. Bu gizli tanıkların ifadeleriyle iddianame hazırlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' diye sorulması üzerine de 20 gizli tanık olup olmadığını bilemediklerini söyledi. ''İddialı olarak piyasaya sunulmak istenen Ergenekon soruşturmasının gizli tanığa bırakılacak tarafı olmadığını'' anlatan Okay, ''O zaman kafalarda bunun bir komplo olduğu tescil edilmiş olur'' dedi. Okay, kimi gizli tanıklarının ifadelerine dayanılarak iddianame hazırlanmasının, kamuoyu vicdanında soruşturmanın sağlıklı olarak yürütüldüğü inancı doğurmayacağını söyledi. MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ŞANDIR MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin tarafından açıklanan, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin belgelerin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilip dava açıldığı takdirde, ''İddianame'' mahiyeti taşıyacağını söyledi. Şandır, AA muhabirine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin'in, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendirerek, ''Bir bölümü tamamlanan soruşturma... Savcının ifadesi bu. Soruşturma belgeleri mahkemeye intikal etmiş durumdadır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendisine sunulan bu belgeleri hukuki bulduğu takdirde, bu belgeler iddianame değeri kazanacak'' dedi. Sunulan belgelerin incelenmesi için, mahkemenin bu günden başlayarak 15 günlük bir süresinin bulunduğuna işaret eden Şandır, ''Sayın başsavcı iddianameyi değil, soruşturma sonuçlarını mahkemeye sunduklarını açıklamıştır. Mahkeme bu belgeleri kabul edip dava açtığı takdirde iddianame mahiyeti taşıyacak. Gerçeği, detayı o zaman öğrenme imkanımız olacak'' diye konuştu. 'SİYASİ İKTİDARIN SORUMLULUĞUNDA...'' Mehmet Şandır, belgelerde, ''Sözde darbe günlükleri''nin yer almamasını da ülke açısından faydalı bulduğunu söyledi. Türk milletine ve devletine hukuk dışı darbe söylentilerinin yakışmayacağını bildiren Şandır, şöyle devam etti: ''Bu konuda bir takım itham ve iddiaların netliğe kavuşması siyasi iktidarın sorumluluğundadır. Sayın Başbakanı bu konuda topluma bir açıklama yapmaya davet ediyorum. Çünkü sözde darbe günlüklerinde ismi geçenler, o gün görevde olan devlet görevlileridir ve başbakana bağlıdır. Bunların doğru olup olmadığını idareten sorgulamak siyasi iktidarın görevidir.'' MHP Grup Başkanvekili Şandır, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün açıklamalarının kafa karıştırdığını savunarak, bu noktada Başbakanın kendi dönemi ile ilgili ve kendisine bağlı devlet görevlilerinin karıştığı iddialara açıklık getirmesinin bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Şandır, ''Sayın Başbakanı topluma açıklama yapmaya davet ediyorum. Sözde darbe günlüğü doğru mudur, değil midir? Bunlarla ilgili Sayın Başbakana istihbarat bilgileri mutlaka ulaşmıştır'' dedi. DSP GENEL SEKRETERİ TÜRKER DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Ergenekon soruşturmasının iddianamesinin teknik bölümlerine ilişkin açıklamaları, "Soruşturmanın yönlendirme amaçlı olduğu ortaya çıktı" sözleriyle değerlendirdi. DSP'li Türker, İstanbul Cumhuriyet Savcıları, Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Türker, şunları söyledi: "Başsavcının açıklamalarının bu soruşturmanın başladığı süreçte belli bir merkezden soruşturmayı yönlendirme amaçlı yapıldığını gösteriyor. Aslında bu soruşturma kadar kamuoyunda yapılan yönlendirmenin ve servis edilen haberlerin merkezini odak olarak alıp değerlendirmek gerekir. Bu konunun da soruşturmanın ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya çıkmıştır. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi bağlantılarını kurduğumuz zaman İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'ın bu kapsamda sorgulanmasını açıklamak zor bir açıklanacak konu. Bu arada Başsavcının açıklamasından bu soruşturmaya Ergenekon isminin verilmediği anlaşılıyor. O halde bu ismi kamuoyuna ve basına servis edenlerin ulusal yapımıza yönelik bir amaçları olduğu ortaya çıkıyor. Bu arada Başsavcının açıklamasından Emniyet Müdürlüğü sürecinde yapılan servislerden Hükümetin sorumlu olduğu ortaya çıkıyor. Bu konuda İçişleri Bakanı'nın bir açıklama yapması gerekiyor. Gerçi Bakan, açıklama yapsa da yapmasa da bir an önce istifa etmelidir." DTP'Lİ HASİP KAPLAN Ergenekon soruşturmasına ilk günlerden itibaren CHP kadar açıktan olmasa da DTP'li birçok ismin de karşı çıktığı biliniyor. İddinamenin teknik açıdan bugün açıklanmasıyla DTP'deki bu rahatsızlık iyice gün yüzüne çıktı. DTP adına iddianame hakkındaki düşüncelerini açıklayan ve bir dönem teröristbaşı Öcalan'ında avukatlığını yapan DTP milletvekili Hasip Kaplan,iddianamede suçlamanın devlete, rejime yönelik bir kalkışma olarak görülmediğini hükümete dönük bir muhalefetin suç isnadı olarak sunulduğunu ileri sürerek; "Elbette yargılama sürecine saygımız sonsuz ama idianame beklentileri karşılayacak bir içeriğe sahip değil" dedi. İddianameden rahatsız olduğu her halinden belli olan Kaplan,tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bunun neresi temiz eller. Türkiye'deki mafya ya da yasa dışı operasyonlara yönelik bir temiz eller değil bu. Gerçek temiz eller operasylonlarının tırnağı olamaz. Bu ne İspanya'daki gal çeteleriyle ne albaylar cumtasına gibi darbecilere açılan davanın tırnağı eder. Bir Şemdinli davasının tırnağı bile etmez. Bence hükümet temiz eller oparasyonu gibi takdim ederek, iş yapıyor gibi görünmektedir ve bu da bu iddianame ile ortaya çıkmıştır. İnsan şaşkınlığını gizleyemiyor. devlete ve rejime karşı bir drarbe hazırlığı gibi sunuluyor ama ne 'Darbe Günlükleri' ne Ayışığı ve Sarıkız var. Öyleyse bu sadece hükümete yönelik bir muhalefeti suç isnadı gibidir." SHP GENEL BAŞKANI KARAYALÇIN SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak ek iddianamenin beklenilmesi gerektiğini söyledi. Karayalçın, İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Karayalçın şunları söyledi: "Bir süredir Hilmi Özkök'ün açıklamalarıyla birlikte iddianamenin bu şekle dönüşeceği izlenimini edinmişti. Sayın Özkök'ün açıklamaları bunun işaretini vermekteydi. Ancak kesin bir değerlendirme yapabilmek için ek iddianameyi beklemek lazım. Ek iddianamenin neleri getireceği bu konudaki kargaşayı açıklığa kavuşturacaktır düşüncesindeyim." Zaman
<< Önceki Haber Partiler, iddianameyi nasıl gördü? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER