Avrupa Birliği Komisyonu'nun genişleme komiseri
Olli Rehn,
Türkiye'nin parti
kapatmayla ilgili ana
yasal reformları
Venedik Kriterleri doğrultusunda yıl sonuna kadar gerçekleştirmesini istedi.
Hükümet temsilcileriyle bu konuları açık ve yapıcı şekilde konuştuklarını ifade eden Rehn, Venedik Komisyonu'nun siyasi partilerin yönetimiyle ilgili yasal çerçeveyi inceleyip önerilerini
rapor halinde sunduğunu da hatırlattı.
AB Komisyonu Türkiye Temsilciliği'nin davetlisi olarak
Brüksel'e gelen gazetecilerle görüşen Rehn,
Ankara'nın Birlik ile ilişkilerini ilerletmek için iki hususa odaklanması gerektiğini söyledi:
Reformlar ve
Kıbrıs. Türkiye'nin, AB konusunda 2002-2005 arasında yakaladığı ruhun kaybolduğu eleştirilerine katılmayan Olli Rehn, 2006'dan beri 35 başlıktan 10'unun açıldığını hatırlattı: "Türkiye'de yaşanan krizlere ve Türkiye-AB arasındaki gerilimlere rağmen bunun gerçekleşmesi iyi bir sonuçtur."
VERGİLENDİRME BAŞLIĞI AÇILABİLİR
"Şimdi önemli olan, her iki tarafın da görüşmelere devam etmesi ve Türkiye'nin yerel seçimleri geride bırakıp temel özgürlükleri hayata geçirecek reform sürecini yeniden başlatmasıdır." diyen Genişleme Komiseri, ifade ve din özgürlüğünü 'en önemli konular' olarak zikretti.
Rehn, "Düşünce özgürlüğü alanında 301'de bir ilerleme sağlandı; ama medyadaki özgürlükler konusunda hâlâ kaygılarımız mevcut. Gelecek İlerleme Raporu'nda bu konuya önemli yer vereceğiz. Bu çerçevede son birkaç aydaki bazı gelişmeler bizi kaygılandırıyor." diye ekledi.
AB sürecinin hızı ve derinliğinin, reformların hızına bağlı olduğunu vurgulayan Rehn, bu konuda 'Sendika Yasası'nı örnek verdi: "
Ekim 2006'da Ankara'da, müzakerelerin yıldönümü münasebetiyle
Türk-İş'in düzenlediği bir toplantıda, bu konuyu, derinlemesine konuşmamda işledim. Bu konuyu daha sonra hükümetle de sürekli konuştuk.
Nisan ya da mayıs aylarına kadar geçeceğine dair bir perspektif vermelerine rağmen bu olmadı. Bu yüzden 'Sosyal Politikalar ve
İstihdam' başlığı açılmadı. Çünkü bu yasa, bir ön şarttı." Vergilendirme başlığının Çek dönem başkanlığı sırasında açılmasını umduğunu ifade eden Genişleme Komiseri, "Diğerleri için de çalışıyoruz, Çek döneminde açılmasa da
İsveç döneminde açılabilir." diye ekledi. AB Genişleme Komiseri Rehn, gazetecilerin sorularını şöyle cevaplandırdı:
Türkiye'den bu sene ne bekliyorsunuz?
Basın özgürlüğü,
ifade özgürlüğü ve Ekümenik Patrik Bartholomeos'un statüsü ile Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılması gibi din özgürlüğünü geliştirecek temel haklar alanında somut adımlar atılmasını istiyoruz. 3 hafta önce Vatikan'ı ziyaret ettim, orada da Türkiye'de din özgürlüğü konusunda Avrupa'nın genelinde paylaşılan sıkıntıları gündeme getirdiler. Vakıflar Kanunu'ndaki değişiklik önemli; ama yeterli değildi. Sendika Yasası'nın bir an önce Meclis'ten geçmesi önem taşıyor.
Ayrıca yıl sonuna kadar,
parti kapatmayla ilgili Venedik Kriterleri doğrultusundaki anayasal reformların yapılması gerekiyor. Hükümet temsilcileriyle bu konuları açık ve yapıcı şekilde konuştuk. Türkiye ile
Afganistan, Kafkaslar,
Ortadoğu gibi stratejik konuları da görüştük. Türkiye'nin bu alandaki önemli ilişkileri Avrupa için de bir
kazanç oluşturuyor.
Hükümete, reformların yavaşlığından şikâyet ettiğinizde ne diyorlar?
Şikâyet etmiyor, sadece beklentilerimizi açıklıyorum. Ama bunu hükümetinize sormanız daha uygun olur. Ancak biz, Türk vatandaşlarının
yaşam standartlarını artıracak somut gelişmeler görmek istediğimizi belirtiyoruz. Erdoğan'ın birkaç yıl önce söylediği gibi,
Kopenhag Kriterleri Ankara Kriterleri,
İstanbul Kriterleri olabilir.
AB konusunda 2002-2005 ruhu kayboldu mu?
Hayır kaybolmadı. Kamuoyu araştırmalarında AB'ye
destek düşse de hâlâ önemli oranda bir destek var. Ama bir şüphecilik de var. Bunu gidermek için yapılması gereken, iki tarafın da sorumluluklarını yerine getirmesi.
Reformlara yoğunlaşın
Yıl sonunda Kıbrıs'tan dolayı bir
tren kazası ihtimali var mı? Bizim bu konudaki beklentimiz açık. Türkiye'nin Ek Protokol'den kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmesini ve Kıbrıs'la ilişkilerini normalleştirmesini bekliyoruz. Diğer taraftan reformların devam etmesinin altını çiziyoruz ve sadece Kıbrıs'a konsantre olmayı doğru bulmuyorum. Kıbrıs elbette önemli; ama reformlar Türkiye'nin
katılım sürecinin temel koşuludur.
Aralık 2006'da alınan karar gereği, bu yıl sonunda ek protokole uyum konusunu gözden geçirecektir. Önümüzdeki İlerleme Raporu'nda konuyu değerlendirerek Konsey'i bilgilendireceğiz.
ZAMAN/ABDÜLHAMİT BİLİCİ BRÜKSEL