14 yaşındayken evlerinin önündeki ocaktan yakacak ihtiyaçlarını karşılamak için Zonguldak'ta kömür kazmaya başlayan
Hacı Demir, daha sonra maden
işçisi olarak atıldığı hayatta, kardeşleriyle 1687 kişiye istihdam sağlayan şirketin sahibi durumuna geldi.
Türkiye Taşkömürü Kurumunda (TTK) çalışan maden işçisi Hüseyin Demir’in 5 oğlundan 45 yaşındaki Hacı Demir, babasından,
madencilikle ilgili ilk deneyimlerini
küçük yaştan itibaren evlerinin önündeki
maden ocağında aldı.
Ağabeyleri ve kardeşleriyle bahçelerindeki maden ocağından evleri için yakacak kömür çıkaran Demir, daha sonra maden işçisi olarak çalışmaya başladı. Kentte 1989’dan itibaren özel maden ocaklarının faaliyete geçmesi üzerine Demir ve 4 kardeşi, bu alana yatırım yaptı. İşletikleri maden ocağında işçilerle birlikte çalışan Demir kardeşler, 1992’de ana çalışma konusu kömür
üretim, alım ve satımı olan, kuruluş sermayesi 22 milyon 200 bin YTL’lik Demir
Madencilik İnşaat
Turizm Ticaret ve
Sanayi Limited Şirketini kurdu. Maden Yasası’nın 2004’de yürürlüğe girmesiyle 1989’dan itibaren faaliyet gösteren ocakların üretimi durdurularak, sahalardan 24’ünün kurum tarafından
ihale edilip tekrar kiralanması üzerine şirket 4 maden ocağının
işletme hakkını kazandı. Böylece üretimine ve yatırımlarına hız veren şirket,
ekonomik olarak büyürken, istihdama da olumlu katkı sağladı. Demir’in
yönetim kurulu üyeliği görevini sürdüğü şirket,
taşeron firmalarla birlikte 1687 kişiye istihdam sağlamasının yanı sıra kentte Dedeman’ın işleteceği 5 yıldızlı
otel inşaatını da sürdürerek yeni iş alanlarına yönelik yatırımlarda da bulunuyor.
Hâlâ ocakta çalışıyor
Dilaver Mahallesi’nde, şirketin işlettiği maden ocağının metrelerce altında çalışmalarını görüntülediği Hacı Demir, sabahın
erken saatlerinde başladığı mesaisinde, zaman zaman ocağa girerek çalışmalarını yürütüyor. Özellikle yaşanabilecek olası kazalar nedeniyle maden ocaklarını sürekli
kontrol altında tutan Demir, "arın" olarak adlandırılan üretim alanında kömür kazarken, kentte ilk özelleştirmeler başladığında maden ocağı işletmeye başlayarak başarıyı yakaladıklarını söyledi. Babalarından öğrendiği madenciliği 5 kardeş birlikte devam ettirdiklerini, birbirlerine
destek olarak da şirketlerini büyüttüklerini anlatan Demir, şöyle dedi: "Şirketimiz bünyesinde ve taşeron firmalarla birlikte 1687 kişiye ekmek sağlıyoruz. Bünyemizde ayrıca 14 maden, 2
makine, 2 elektrik ve 2 inşaat mühendisi ile 11 tekniker var. Maden ocağında 14 yaşımdan 30’uma kadar kazma sallamanın sonunda kardeşlerimle 22 milyon 200 bin YTL kuruluş sermayeli şirketin sahibi olduk. Ocağa girmediğim gün nadirdir. Bazen 24 saat ocaktan çıkmadan çalıştık. Bu işin temelini de babamızdan öğrendik. Şu anda 45 yaşındayım ve şirketimizi kurduktan sonra idari işlerle ilgilenmeye ağırlık verdim.
Madencilik,
masa başında öğrenilecek iş olmadığından yerin metrelerce altında çalışmamız başarımızda önemli rol oynadı."
'iş var işçi yok'
Demir, maden işçiliğinden şirket sahipliğine gelmenin kolay olmadığını, büyük özverilerde ve mücadelelerde bulunduklarına dikkati çekerek, "Maden ocaklarımızda çalışacak 500 madenci arıyoruz. Gazete ve televizyondaki ilanların yanı sıra Türkiye İş Kurumuna başvurduk. Ama maalesef çalışacak işçi bulamadık. İnsanlar, bulundukları yerlere tepeden inmemeli. Bunun için bizim gösterdiğimiz çaba gençlere örnek niteliktedir" dedi.
Şirketleri bünyesinde maden ocaklarından günde 1000-1500 ton üretim gerçekleştirildiğine işaret eden Demir, şunları kaydetti: "
İstihdamın yanı sıra ürettiğimiz kömüre göre verdiğimiz kira bedeliyle TTK’ye önemli katkı sağlıyoruz. Ayrıca, kurumun üretimine de destek veriyoruz. Şu anda Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları ile Çatalağzı Termik Santrali ile piyasaya kömür satışımız mevcut. Koklaşabilir özellikteki kömürümüz stratejik açıdan da öneme sahip. Eğer yeni işçi bulabilirsek üretimimizi iki katına çıkarabiliriz. Böylece, ülkemizin
yurt dışından
ithal ettiği kömür miktarı da azalacak, dövizimiz dışarı gitmeyecektir."
Özel
sektöre destek
Bu arada, TTK Genel Müdürü Rıfat Dağdelen de,
özel sektörden kiralanan ocaklardan 2004’ün sonundan itibaren alınarak satılan kömürden ve kira gelirinden 54 milyon YTL kar elde ettiklerini söyledi. Üretime katkı sağlayanların özel sektör v
e devlet ayırımı yapmadan desteklenmesi gerektiğini anlatan Dağdelen, şöyle konuştu: "Türkiye’nin kömür ithalatı 20 milyon tona çıktı. Ne kadar kömür ithal edersek, yurt dışına o kadar az paramız gider.
Kömür bizim ülkemizde üretilirse dövizimiz ülkemizde kalır. Özel sektörün daha fazla kömür üretmesini ve istihdam sağlamasını istiyoruz. Bunun için de gerekli desteği veriyoruz. Ancak, birtakım kafası az işleyen kişilerin eleştirileri önemli değil. Ben, ülkede üretim olsun, onu savunuyorum. Üretim olmayan yerde huzursuzluk, fakirlik ve olumsuzluklar yaşanır. Bu memlekete yatırımı kim yaparsa ben ona yardımcı olurum. Özel sektörü de savunuyorum. Özel sektör kira bedeliyle kuruma, istihdamla kente önemli katkı sağlıyor. Önemli olan insanların karnının doyması ve iş sağlanmasıdır." (aa)