Başbakanlık,
İçişleri Bakanlığı ve
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Milli
İstihbarat Teşkilatı (MİT) dahil devletin zirvesine sunulacak olan ve Bugün’ün ele geçirdiği
Kuzey Irak raporunda,
PKK teröristlerini
imha etmek amacıyla
Türkiye’nin yeniden gündeme getirdiği sınırötesi harekatın, eskisinden daha fazla risk taşıdığı uyarısında bulunuldu.
Merkezi Ankara’da bulunan Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK) tarafından kaleme alınan, 33 sayfalık, “Irak’ın Kuzeyi: PKK Terörü Sorunu ve
Sınır Ötesi Operasyon” başlıklı raporda, Türkiye’nin, Irak’taki PKK kampları ve oluşumu konusunda çok ciddi hatalar yaptığı belirtilerek, yalnızca silahlı mücadele kanalını ön planda tutmuş olması eleştiriliyor. USAK’ın bazı saptamaları ve çözüm önerileri şöyle;
ŞARTLAR DEĞİŞTİ TON AYNI
Türkiye’nin
Kuzey Irak’a dönük söyleminde ve yöntemlerinde, şartlar değişse de aynı ton gözleniyor. Oysa hızla değişen şartlara göre çok sayıda farklı
araç ve yaklaşımın aynı anda devrede olması gerekebiliyor.
Türkiye’nin parçalanmış bir Irak’a hazırlıklı olması gerekir. Irak’ın bir bütün olarak kalması Türkiye için en ideal seçenek olabilir. Ancak şu ana kadarki belirtiler bunun tersi bir sürecin işlediğini ve Türkiye’nin de bunu engellemekte zorlandığını göstermektedir. Bu durumda Türkiye’nin de bir ‘B Planı’ olması gerekir.
Türkiye için en kötü seçenek, Irak’ın parçalanması değil, Irak’ın kuzeyinin de güneyi gibi büyük bir
iç savaşa sürüklenmesidir. Bu durumda Türkiye bir iç savaş ile komşu olur ve PKK da bu ortamdan fazlasıyla yararlanır.
ÇETELEŞMEDE K.IRAK İZLERİ
Türkiye’deki çeteleşme çabalarında K.Irak her geçen gün daha etkili bir hale gelmektedir.
Danıştay Suikastı’ndan
Atabeyler Çetesi’ne kadar birçok olayda silahların geldiği, para değişiminin sağlandığı yer K.Irak’tır.
Türkiye’de ayrılıkçı terör ile mücadelede uzun vadede Iraklı Kürtler’in büyük katkısı olabilir. Türkiye sadece Irak’ın
toprak bütünlüğüne odaklanarak diğer boyutları gözden kaçırmamalıdır
Profesyoneller yapsın
Türkiye zorunlu askerlik hizmetini geçekleştirenlerle bu
operasyonları kesinlikle yapmamalıdır. Türkiye, mutlak surette iyi yetişmiş profesyonel ordu mensuplarından seçme timlerle operasyon gerçekleştirmelidir.
perasyonun istihbarat boyutu en önemli kısmıdır. Nerede kaç
terörist var ve bunların ellerindeki olanakları bilmeden hiçbir operasyon başarılı olamaz. Operasyon doğru istihbarat, hava hâkimiyeti ve özel kabiliyete haiz sınırlı sayıdaki timlerin teröristleri sarması şeklinde olmalıdır.
Operasyonun fayda-zarar maliyeti
Türkiye’nin sınırötesi operasyonu imkânsız değildir, ancak geçmişle kıyaslandığında daha da zordur. Bunun bazı temel nedenleri şöyledir;
a-Türkiye’nin karşısında geçmişten farklı olarak ABD ve
İngiltere askerleri, bu bölgede güvenlik sorumluluğunu üstlenmiş durumdadır. Türkiye eskiden Saddam’ı karşısına alma riskine karşın şimdi bu güçleri ikna etmek durumundadır.
b- Türkiye, harekâtın Kürtler’e yönelik olmadığını göstermek ve inandırıcı olmak açısından, K.Irak Kürtleri’nin desteğini almak durumundadır.
c- Türkiye
AB ilişkileri eskisinden çok daha farklı bir boyuttadır. 1995’te
Gümrük Birliği anlaşmasının riske edilmesini konuşan Türkiye, bugün AB ailesinin bir üyesi olup olmama riskini tartışmak durumundadır.
d- Türkiye’nin 200 milyar dolarlık ticaret hacmiyle eskisine oranla dünya ekonomisinin içersinde daha büyük bir hacimle yer almasıdır. Dolayısıyla yapılacak operasyonların başta Irak’taki
Türk iş adamları olmak üzere dünyadaki Türk girişimcilerine, sermayesine ve ihracatına etkisi de eskisine oranla daha büyük risk alanları oluşturmaktadır.
Lale SARIİBRAHİMOĞLU / BUGÜN