Eski
papaz İlker Çınar'ın askeri istihbaratın elemanı olduğunun ortaya çıkması gündeme
bomba gibi düştü.
İMDADINA HÜRRİYET YETİŞTİ
Hürriyet Gazetesi dün
İlker Çınar ile iki kez görüştü.
Sabah saatlerinde yapılan ilk görüşmede, askerliği ve
misyonerlik döneminde
Emekli Sandığı’na yatan primler için son derece ketum davranan ve karışık açıklamalar yapan Çınar,
akşam saatlerindeki ikinci görüşmedeyse tutum değiştirdi. Çınar ikinci görüşmede, TSK’dan 1995 yılında misyonerliği sürdürmek için ayrıldığını söyledi.
KULAĞINA ÜFLEDİLER ANINDA ÇARK ETTİ
Çınar sabah yapılan görüşmede, 3 yıl papaz, 2 yıl başpapaz olarak görev yaptıktan sonra 2005’te
Müslümanlığı seçtiğini ifade edip, 1992’den bu yana ’uzman
çavuş’ olarak Emekli Sandığı’nda kaydı bulunmasının hatırlatılması üzerine de "Orasını boş bırakıyorum. Ne yaptımsa devletim için yaptım" diye kaçamak
yanıt verdi.
Bugün Gazetesi’nde dün yayınlanan Emekli Sandığı
kayıt numarası ile ilgili sorular üzerine Çınar ilk görüşmede, şunları söyledi:
"Kendimi bildim bileli misyonerlik yaptım. 3 yıl papaz, 2 yıl başpapaz olarak faaliyetimi sürdürdüm. 2005’te Müslüman oldum. Bunlar olaylara karıştığım anlamına gelmez. Askeri istihbaratta
uzman çavuş olduğumu öne sürenler bunu ispat etmek durumunda. Askeri istihbarat elemanı olup olmadığım konusunda ben bir şey diyemem."
Çınar, ilk görüşmede misyonerlik ve papazlık dönemiyle ilgili ısrarlı sorular üzerine, "Devletimizin bilgi sahibi olmasını sağladım" dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devletimizin bilgi sahibi olmasını sağlarken illegal bir şey yapmadım.
Trabzon,
Malatya cinayetlerini medyadan öğrendim. Malatya’daki olayla ilişkilendirmek isteyenler şunu bilsin ki, ben Malatya’nın yolunu bilmem,
katil zanlılarını tanımam. Benim bu cinayeti azmettirdiğim, ajite ettiğim de yalan."
İlker Çınar, askeri istihbaratın elemanı olduğuna ilişkin iddialar konusunda ise şunları söyledi: "Devletin görevlisi olduğuma açıklık getiremiyorum.
Uzman çavuşluk kısmını boş bırakıyorum, bu konuda yalnız değilim. Her zaman devletimin yanında oldum, olmaya devam edeceğim. Devletimin dışında her hangi bir yerlere
hizmet ettiysem beni tutuklasınlar. Bu iddiaları arkadaşlarımla değerlendirip ona göre açıklama yapacağım. 2005 yılından bu yana
Tarsus’ta sıradan bir Müslüman gibi yaşıyorum.
Gazetecilik yapıyorum."
Misyonerlik için ayrıldım
İlker Çınar dün akşam yapılan ikinci görüşmede Hürriyet’in uzman çavuş oluşuyla ilgili soru üzerine bu kez 1992-1995 yıllarında uzman çavuş rütbesiyle
Kırıkkale’de istihbarat ve harekat şubelerinde
yazıcı olarak bulunduğunu, misyonerliği sürdürmek için TSK’dan ayrıldığını söyledi. TSK’nın yıpranmaması için daha önce görevini açıklamadığını belirten Çınar, "Adımı kullanarak TSK’nın yıpratılmasına üzülürüm" dedi.
"KONUŞURSAM ÇOK KÖTÜ OLUR"
Çınar Bugün Gazetesi'ne yaptığı açıklamada ise, "Konuşursam herkes açısından çok kötü olur" derken, eski istihbaratçı
Bülent Orakoğlu, Çınar'ın,
"Cunta (darbe) grubu içinde ülkede darbe şartları yaratmakla görevlendirilmiş olabileceğini" söyledi.
Çınar'ın şok açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
ABD’nin
ölüm listesindeyim
Ben devletim için birçok standartımdan vazgeçtim. Devletin aleyhine hiçbir şey yapmadım hiçbir illegal oluşumda bulunmadım. Devletime hizmet ettiğim için ömür boyu hapse atacaklarsa razıyım.
Ben ABD'nin ölüm listesindeyim. Bunun içinde rektörler var, vatanseverler var.
Bana
akıl vermek isteyen maaşlı satılmışlar önce kendilerine baksınlar.
Konuşursam bu ülkenin gündemi değişir. nKimsenin öldürülmesine razı olamam. Ben Malatya'nın yolundan dahi geçmedim. O çocukları tanımam bile. Yapılanlar açığa çıksın diye dua ediyorum.
İstihbarat elemanı olmadığını söyleyen Çınar, Emekli Sandığı'ndaki kaydı için ise "Yok da demiyorum, var da demiyorum" diye konuştu. Eski istihbaratçı Orakoğlu, Türk milletini savunduklarını iddia edenlerin ülkeyi karıştırdıklarını öne sürerek, Çınar'ın 28
Şubat sürecinde kurulan ve hale uygulamada olan "EMASYA" grubunun da bir üyesi olabileceğini belirtti. Çınar'ın "papaz" kılığında
provokatör olduğunu iddia eden Orakoğlu şöyle konuştu:
EMASYA içinde olabilir
"Ergenekon'da olduğu gibi cunta grubu vatan, millet sevgisi deyip birtakım oluşumlara yöneliyorlar. Savundukları değerlere zarar veriyorlar. Bu adam neden böyle bir kılığa girdi? Ya da sokuldu? TSK'nın özellikle
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın böyle bir görevi yok. Bu şahıs MİT, Jandarma İstihbarat gibi bir istihbarat biriminde çalışsa o zaman anlarım. Ona öyle bir görev verilmiş denilebilir. Yabancı ülkelerin
Türkiye'yi kamplara bölme projesi var. Bu gruplar da onlara hizmet ediyor. Türkiye'de işlenen misyoner bağlantılı ve diğer siyasi cinayetlerin arka amacı da var." Orakoğlu, Çınar'ın "cunta" grubu içinde ülkede darbe şartları yaratmakla görevlendirilmiş olabileceğini belirterek, "Adam bugüne kadar herkesi papazım diye uyutmuş. Ya bu adam cunta ya da EMASYA grubu içindedir. O zaman bu görevi kendisine EMASYA Komutanı vermiştir" dedi.
Türkiye Protestan Kiliseler Birliği
Basın Danışmanı İsa
Karataş ise, "İlker Çınar ve benzerlerinden, bizim hakkımızda yalan yanlış ve iftiraya varan yanlış bilgiler yaymadıkları sürece kaygı duymuyoruz" derken devlet doğruları ortaya çıkarmasını istedi.
Misyonerliğe karşı dernek bile kurdu
İlker Çınar, Tarsus Uluslararası Proteston Kilisesi Başpapazı iken 2005 yılının Ocak ayında Müslüman oldu. Çınar, işlemlerini tamamlayarak
Mayıs ayında da Tarsus
Nüfus Müdürlüğü’ne dilekçe vererek kimliğindeki ’Hıristiyan’ yazısını sildirip ’
İslam’ yazdırdı. 17 yaşındayken misyonerlerin etkisi altında kalarak Hıristiyan olduğunu belirten Çınar, Müslüman olduktan sonra "Dinimin bütün gereklerini yerine getiriyorum.
Namaz kılmaya da başladım" dedi. Müslüman kimliğine kavuşan Çınar, aynı yılın
Eylül ayında Tarsus Kaymakamlığı’na başvurarak Siyasi Misyonerliğe Karşı Güçbirliği Derneği’ni kurdu. Tarsus Müftülüğü’nün düzenlediği misyonerlikle ilgili konferansa konuşmacı olarak da katılan Çınar, misyonerliğin milli kimliğe zararlı etkilerini anlattı.
Bugün/Hürriyet