Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orta Doğu'da huzur ve sükunetin tesisinde bölge ülkelerinin ortak sorumluluğu bulunduğuna inandığını belirterek, ''Bu çerçevede birbiriyle ilintili bu sorunların çözümü için yeni bir barış dinamiği oluşturulması gerektiğine inanıyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, yaptığı açıklamada Pervez Müşerref ile çok yararlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Görüşmede, ikili ilişkiler ile birlikte daha çok bölgesel sorunlar ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, hemen hemen her konuda mutabık kaldıklarını memnuniyetle ifade etmek istediğini dile getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: ''Pakistan'dan gelen konuklarımız bizim için her zaman özel ve ayrıcalıklı olmuştur. Çünkü tarihten gelen bağlar, paylaştığımız ortak kültür ve zor günlerimizdeki dayanışma Pakistan'ın milletimizin kalbinde özel bir yere sahip olmasını sağlamıştır. Bu yakın ve değerli dostluğu kurmanın, daha da pekiştirmenin ve nesillere bunu aktarmanın bilinciyle hepimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. 2005 yılında Pakistan'da meydana gelen deprem felaketi milletimizi derinden üzmüştür. Milletimiz Pakistanlı kardeşlerimizin zor günlerini aşabilmeleri için her türlü çabayı göstermiştir. Yardım ekiplerimiz deprem haberinin alınmasının ardından çok kısa süre içerisinde Pakistan'a ulaşmış ve oradaki çalışmalar halen devam etmektedir. Bu da halklarımız arasındaki kara gün dostluğunun farklı bir göstergesidir. Pakistan, Cumhurbaşkanı Sayın Müşerref'in dirayetli liderliğinde bölgesinde hızla gelişen bir ülke haline gelmiştir. Pakistan'ın özellikle terörle mücadele konusunda uluslararası toplumla yaptığı dayanışma, her türlü övgüye değerdir. Bu mücadele, Pakistan için önemli fedakarlıklara neden olmuştur. Terörle uzun yıllar mücadele etmiş bir ülke olarak Pakistan'ı anlıyoruz ve bu yöndeki çabalarını da destekliyoruz.'' İKİ ÜLKE ARASINDAKİ EKONOMİK VE TİCARİ İLİŞKİLER- Özellikle son dönemde Pakistan ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeleri de memnuniyetle izlediklerini belirten Başbakan Erdoğan, Pakistan'ın her alandaki atılımlarına, altyapı projelerine, ekonomik gelişmesine Türkiye'nin elinden gelen desteği vermeye hazır olduğunu ifade etti. Türkiye ile Pakistan arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin arzu edilen bir seviyeye getirilmesi için daha fazla gayret gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Pakistan'ın bölgesel ve uluslararası konularda benzer görüşlere sahip olduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Uluslararası platformlarda birlikte hareket etmemiz ve ortak görüşlerimizin kabul görmesi, iş birliğimizin de etkinliğini göstermektedir. Aramızdaki dostluğun daha güçlenmesi sadece ülkelerimiz için değil, bölgesel ve küresel barış ile güvenlik açısından da büyük önem taşımaktadır. Sayın Müşerref'in çalışma ziyaretinin amacı, içinde bulunduğumuz zor dönemde bölge ülkeleri olarak özellikle Orta Doğu'nun barış ve istikrarına yapabileceğimiz katkılara ilişkin görüş alışverişinde bulunmaktır. Son dönemde yaşanan gelişmeler ne yazık ki, tüm Orta Doğu ülkelerinin güvenlik ve istikrarını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Irak'taki duruma ilişkin kaygılar, her geçen gün izlediğimiz gibi bizleri derinden üzmektedir. Orta Doğu barış sürecinde uzun süredir yaşanan tıkanıklık devam etmektedir. Filistinli gruplar arasındaki iç çatışmalar kaygı uyandırmaktadır. Geçtiğimiz yaz yaşanan krizin ardından Lübnan'da uzlaşma ve huzur henüz tam olarak tesis edilememiştir. Bu kritik dönemde, bizlerin de gerek İran gerek Suriye gerek Ürdün gerek Lübnan'a yapmış olduğumuz ziyaretlerle, gerek Dışişleri Bakanımızın Filistin, İsrail ve bu bölgede yapmış olduğu mekik diplomasisiyle bu alanlarda bir şeyler yapabilmenin gayreti içinde olduk. Şu anda da yine Orta Doğu'da huzur ve sükunetin tesisinde bölge ülkeleri olarak hepimizin ortak sorumlulukları bulunduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede birbiriyle ilintili bu sorunların çözümü için yeni bir barış dinamiği oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına ayrı bir önem ve öncelik verdiğimizi özellikle vurgulamak istiyorum.'' Müşerref: Barış girişimi için doğru zamandayız Pakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref, Müslüman dünyasında ve bölgede barışın sağlanması yönünde girişim başlatılması için doğru bir zamanda olunduğunu söyledi. Türkiye'ye iki günlük çalışma ziyaretinde bulunan Müşerref, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakanlık Merkez Binada yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısına katıldı. Müşerref, Erdoğan ile görüşmelerinde ikili, bölgesel ve uluslararası konuları ele aldıklarını ve bu konular üzerinde ortak görüşleri paylaştıklarını bildirdi. "Türkiye'ye geliş nedeninin Müslüman dünyasında ve bölgede barışın sağlanması konusu olduğunu" belirten Müşerref, bu çerçevede "yeni bir girişim başlatılması için doğru zamanda olunduğunu" söyledi. Bu konuda aynı görüşleri paylaşan ülkelerin bir araya gelmelerinin önemine işaret eden Müşerref, özellikle Filistin sorununun çözümü için uygun bir dönemde bulunulduğunu belirtti. Müşerref, Erdoğan ile konu hakkında aynı görüşleri paylaştıklarını, gelecek günlerde bu ortak görüşlerin somut yansımalarının ortaya çıkacağını ifade etti. "Müslüman ülkelerin liderlerini Orta Doğu'yu görüşmek için bir araya getirmek istiyorsunuz. Peki tam olarak planınız nedir?" sorusu üzerine Müşerref, her şeyden önce ortak görüşleri paylaşan bir grup ülkeyi bir araya getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Müşerref, "Şu anki fikir, herkesin kabul edebileceği uzlaşmaya dayalı bir ses oluşturabilmek" dedi. Pakistan Cumhurbaşkanı, bunu oluşturduktan sonra Filistin sorununun çözümü ve bölgeye barış getirmeye ilişkin yaklaşımların gözden geçirilebileceğini ifade etti. "Daha ilk aşamalardayız, fikirlerimizin olgunlaşması gerekiyor. Daha sonra neler yapabileceğimizi söyleyebiliriz" diyen Müşerref, bu çerçevede bölgenin önemli aktörleriyle temaslarda bulunduklarını hatırlattı. Pakistan Cumhurbaşkanına Türkiye'den önce ziyaret ettiği İran'ın bu projeye desteğinin ne yönde olduğu da soruldu. İran'ın önemli bir Müslüman ülke olduğuna işaret eden Müşerref, "Müslüman dünyası için ne yapılırsa yapılsın, İran'ın da sesinin duyulmasının önemli olduğunu" kaydetti. Müşerref, İran'ın mevcut durumu iyi anladığını ve bu çerçevede onlarla da temas edilmesi gerektiğini söyledi. Pakistan Cumhurbaşkanı, İran ile ABD arasındaki sorunların da çözülmesi gerektiğini belirtirken, bu çerçevede söz konusu yeni girişimin hızla devreye sokulmasının önemine dikkati çekti. "KALKINMA İLERLEME VE REFAH GÖRDÜM" Basın toplantısında Türkiye ile ülkesi arasındaki iyi ilişkilere de vurgu yapan Müşerref, en son bir buçuk sene önce Türkiye'ye geldiğini belirterek. "Bu zaman zarfında, kalkınma, ilerleme ve refah gördüm. Türkiye'de sokağa çıktığınız zaman bunları görebiliyorsunuz" dedi. Bu gelişmelerin hükümetin ve Başbakanın performansının göstergesi olduğunu belirten Müşerref, "Sizin mutluluğunuz, bizim mutluluğumuz. Sizin üzüntünüz, bizim üzüntümüz. Kardeşlik de bu değil mi zaten..." dedi. Pakistan ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Müşerref, iki ülke halkları arasındaki sıcak ve kardeşliğe dayalı ilişkilerin önemini vurguladı. "Hükümetler değişebilir, ama halklar arasındaki kardeşlik sonsuza dek devam edecektir" diyen Müşerref, bu kardeşliğin en somut yansımasının Pakistan depremi sırasında görüldüğünü belirtti. Türk sağlık ve kurtarma ekiplerinin bölgeye ilk ulaşan ekipler olduğunu belirten Müşerref, o dönemde Başbakanın (Erdoğan) da Pakistan'a gelerek depremzedelere büyük destek vermiş olduğunu, Türkiye'nin ülkelerine desteğinin yeniden imar çalışmaları sırasında da sürdüğünü belirtti. "Halk olarak bunu hiçbir zaman unutmayacağız" diyen Müşerref, Türkiye'de çok sıcak bir ortamda karşılandıklarını sözlerine ekledi. -SORULAR- Erdoğan ve Müşerref, yaptıkları açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Başbakan Erdoğan, Pakistanlı bir gazetecinin, ''Bazı Müslüman ülkelerde mezhebe dayalı çekişmeler söz konusu. Siz bu ülkelerde iç uyumun sağlanması konusunda yaptığınız görüşmede neler konuştunuz? Görüşmede ekonomik gelişmeler ele alındı mı?'' sorusu üzerine şunları kaydetti: ''Gerek Irak'ta gerekse Lübnan'da maalesef mezheplere dayalı bir sıkıntı yaşanıyor. Fakat Filistin'in durumu çok daha farklı. Filistin'de böyle bir durum söz konusu değil. Zaten böyle yeni bir barış dinamiğinin başlatılması hem durumun ciddi manada tespitini yapabilmek, teşhisi koyabilmek ondan sonra da çözüm için neler yapabiliriz, bunları görüşmek olacaktır. Bu barış dinamiğinin asıl hedefi bu. Yani Irak'ta artık şu mezhepler arası çatışmalar dursun, artık Lübnan'daki mevcut sıkıntılar gitsin ve Filistin'deki yıllardır devam eden bu süreci inşallah bir barışla çözüme kavuşturalım. Özellikle İsrail-Filistin arasındaki sıkıntının giderilmesi... Bunlar tabii ki hedefler... Bu girişimin en önemli amacı, hedefi bu. Aramızdaki ekonomik ilişkilere gelince, ekonomik ilişkilerimiz şu anda arzulanan noktada değil. İnanıyorum ki, bundan sonraki süreçte daha da artacak. Çünkü sürekli olarak performans yükseliyor. Pakistanlı ve Türk iş adamlarımızın güvene dayalı attığı adımlarla, hatta üçüncü ülkelerde müşterek yapabilecekleri yatırımlarla inanıyorum ki, çok daha önemli bir noktaya ulaşacaktır. Biz bundan umutluyuz.''