Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (
USAK), '
PKK'nın Sivillere Yönelik
Saldırıları' başlıklı analizinde
terör örgütünün
eylemlerinde Türk,
Kürt gibi etnik köken ayırt etmeden saldırı düzenlediğini belirtti. PKK, saldırılarında özellikle
Mardin,
Şırnak,
Bitlis,
Siirt gibi illeri
hedef alıyor.
PKK
terör örgütü, 1980'li yılların ortalarından itibaren sayısız saldırı gerçekleştirdi. Örgütün kendi yapısının evrilip değişmesi ile saldırıların sayısında ve sıklığında zaman zaman artma veya azalma gözlense de örgütün saldırılarında
sivil kayıplar daima büyük yer tutuyor. Özellikle 1990'ların başından itibaren saldırılarını şehir merkezlerine de taşımaya başlayan PKK terör örgütü, pek çok sivilin ölümüne veya yaralanmasına neden oldu.
PKK'nın saldırılarını ülkenin
Ortadoğu Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yoğunlaştırdığının kaydedildiği USAK analizinde, özellikle Mardin, Şırnak, Bitlis, Siirt gibi illerin hedef alındığına dikkat çekildi. Öldürülenler arasında kadınlar, çocuklar ve bebekler olduğu gibi imamlar, köy korucuları, işçiler, öğretmenler ve sağlık görevlileri gibi
kamu hizmeti yapanlar da bulunuyor.
Terör örgütünün saldırılarında Türk, Kürt gibi etnik köken ayırt etmediğinin ise 20
Eylül 2011 günü Siirt'te gerçekleşen ve 4 kadının ölümüne sebep olan roketli saldırıda açıkça görüldüğünün vurgulandığı analizde, "Örgütün yıllar içindeki eylemlerine bakıldığında da, özellikle Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu illerindeki eylemlerde Kürt kökenli vatandaşların öldürüldüğü, yaralandığı, kaçırıldığı, tehdit edildiği veya yakınlarını kaybettiği açıkça görülmektedir.
İstanbul,
Ankara,
Adana,
Bursa,
İzmir gibi büyük kentlerde de büyük çaplı eylemler gerçekleştiren örgüt, bu saldırılarda da sivilleri hedef almayı sürdürüyor. PKK terör örgütü, saldırılarına başladığı tarihten bu yana irili ufaklı pek çok eylem gerçekleştirmiş, bu eylemlerin büyük çapta olanları
toplum hafızasında özellikle yer tutmuştur. 20 Haziran 1987 Mardin Pınarcık köyü katliamı, 13
Mart 1999 İstanbul Mavi
Çarşı, 29
Ağustos 2006
Marmaris yolcu otobüsü bombalaması,
12 Eylül 2006
Diyarbakır Koşuyolu Parkı, 22
Mayıs 2007 Ankara Ulus Anafartalar Çarşısı ve son olarak 20 Eylül 2011 Ankara
Kızılay Kumrular Sokağı saldırıları gibi eylemler buna örnek gösterilebilir. Bu ve bunun gibi daha birçok saldırıda yüzlerce vatandaş hayatını kaybetmiş binlercesi ise yaralanmıştır" denildi.
EYLEMSİZLİK DÖNEMİNDE KÖY KORUCULARI HEDEF ALINIYOR
30 yıllık eylem grafiğinde zaman zaman eylemsizlik kararı da alan PKK'nın bu kararlara uymadığı, bu eylemsizlik dönemlerinde dahi köy korucularının kaçırıldığı veya çeşitli saldırılar gerçekleştirdiğinin görüldüğünün ifade edildiği analizde, demokratik
açılım süreci başladıktan sonra da eylemlerde artma gözlenirken Türkiye'nin
demokratikleşmesinin derinleşmesi,
insan hakları ve hukuki düzenlemelerde iyileşmelerin olmasının ise PKK'nın saldırılarını hafifleten sebepler olmadığına dikkat çekildi.
PKK saldırılarının giderek artması, yasal Kürt siyasal hareketine de zarar verdiğinin altının çizildiği analizde, "Bu çizgideki partiler Kürt halkın yoğun olarak yaşadığı illerde dahi ana akım partiler ile yarışamazken son seçimlerde
iktidar partisi Kürtlerin yüzde 63'ünün oyunu almıştır. PKK, 30 yıl içerisinde pek çok büyük çaplı eyleme
imza atmış ve pek çok sivil vatandaşın ölümüne sebep olmuştur. Bu saldırılar Türkiye'de siyasi, hukuki,
ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda çok yönlü olarak olarak hayata geçirilmeye çalışılan demokratik açılımın önünü tıkamakta, yasal Kürt siyasi hareketinin ve bu hareketin temsilcisi partilerin seçmenlerinin hakları için
siyaset yapmasının önünde büyük engel teşkil etmekte ve genel olarak ülkenin demokratikleşme atılımlarının karşısında ciddi bir
tehlike oluşturmaktadır. Burada üzerinde durulması gereken belki de en önemli nokta, Kürt halkının taleplerini yerine getirmenin yönteminin sivilleri hedef alan bu saldırılar olmadığı ve olmaması gerektiğidir" görüşlerine yer verildi.