Güvenlik güçleri tarafından düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen dokümanların yanı sıra, ''Etkin Pişmanlık Yasası''ndan yararlanmak amacıyla teslim olan
örgüt mensuplarının ifadelerine göre, örgüt içi kararlarla öldürülen
PKK mensuplarının kimlikleri belirlenmeye devam ediyor.
Buna göre, ''Bager'' kod adlı Hüseyin
Yıldırım, ''Şiyar'' kod adlı
Erkan Kaplan, ''Bahtiyar'' kod adlı Veysi Alptekin, ''Hogir'' kod adlı Rıfat Hadizade, ''Başur'' kod adlı Zindan Ahmet ve ağabeyi ''Dilocan'' kod adlı Gıyas Ahmet adlı örgüt mensuplarının PKK tarafından öldürüldüğü belirlendi.
Ancak örgüt içi cinayetleri güvenlik güçleri üzerine atmaya çalışan
terör örgütü yönetimi tarafından ''
infazları'' gizlemek ve cinayetlere ilişkin gelebilecek tepkilerin önüne geçilebilmek için öldürülen örgüt mensuplarının ailelerine birer
mektup gönderilerek, ''çocuklarının güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada şehit olduğu'' ya da ''
kalp krizi geçirdiği,
intihar ettiği,
doğal afetlerde'' öldüğü şeklinde gerçek dışı haberler verildiği tespit edildi.
Terör örgütü yönetiminin, ailelerin
hesap sormasını ve cinayetlerin ortaya çıkmasını önlemek için ''taziye çadırları'' kurdurduğu, ayrıca en yakın arkadaşları tarafından öldürülenler için sahte ''kahramanlık'' hikayeleri uydurulduğu da kaydedildi.
Bir dönem örgütün önemli konumlarında bulunan, ancak
terör örgütünden kaçarak İsveç'te güvenlik makamlarına sığınan itirafçı Abdulkadir
Aygan, geçen hafta Diyarbakır'daki savcıların gönderdiği sorulara ilişkin verdiği yanıtlarla ilgili yaptığı basın açıklamasında, terör örgütündeki iç infazların aydınlatılması için
Kürt kökenli aydınlara ve ailelere çağrıda bulunarak, ''Umarım
Kürtler de artık PKK içinde binlerle ifade edilen faili meçhulleri için sokağa dökülürler ve faillerinden hesap sorarlar. Gerçek Kürt yurtseverlerden isteğim, PKK;nın iç infazlarının aydınlanması için harekete geçmeleridir. Bu konuda kampanyalar ve girişimleri başlatmaları gerekmektedir. Bu bir yurtseverlik ve insanlık görevidir'' demişti.
Yine,
Sosyolog Yazar İsmail Beşikçi yaptığı bir açıklamada, PKK içinde yaşanan cinayetlere dikkat çekerek, ''PKK içindeki cinayetlerin hesabı sorulmuyor. PKK içinde Mehmet Şener gibi yüzlerce infaz var. Oğulları, kızları kendi arkadaşları tarafından, PKK tarafından infaz edilenler bir sessizliğe gömülmüş, hayattan tamamen kopmuşlardır. Bu aileler için başvurulacak bir makam yoktur. PKK, örgütlerinin isimlerinde, yazılarında, konuşmalarında, 'demokratik' sözcüğünü çok kullanıyor. Bu sözcüğü çok kullanarak demokrat olduğu izlenimini yaratmaya çalışıyor. Demokratik ulus, demokratik vatan,
demokratik özerklik vs. sözcüklerini sık sık kullanarak demokrat olamazsınız. Demokrat olmanın tek ölçütü vardır. O da
ifade özgürlüğüdür. İfade özgürlüğü yaşama geçmeden demokrat, demokratik olamazsınız'' demişti.