Yakut ailesinin, 1990 yılına kadar Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Kıyı köyünün Kulboğa (Derîk) mezrasında yaşadığı huzurlu hayatları, mezrada bir PKK'lının yakalanması ile bozulmuş. Bu olayın ardından Kulboğa'da yaşayanlar, Güneydoğu'da yüzlerce kez tekrarlanan dramın mağdurları oldu. Mezrada yaşayanlar yaşadıkları toprakları terk edip göç etmek zorunda kalır. Mezraları yanar. 5 yaşındaki Vilayet'in yengesi de bu yangında alevleri arasında can verir. Yaşanan acı olayların ardından Yakut ailesi de Diyarbakır'a yerleşmiş. Vilayet de büyüyüp burada okula başlamış. Liseye kadar okuyan Vilayet'in 2000 yılında ansızın ortalıktan kaybolması Yakut ailesi için ikinci yıkım olur. Almanya'ya iltica ettiğini duyan ailesi O günden beri kızlarına hasret bir hayat yaşar. Acılı anne, hasretiyle yanıp tutuştuğu evladına kavuşma hayali kurarken, Almanya'dan iltica başvurusu kabul edilmeyen Vilayet, çevresindekilerin telkiniyle terör örgütü PKK'ya katılır. 2003 yılında Kandil'deki kamplara giden vilayet 6 yıl sonra bugün, 'barış grubu' adı altında gönderilen 34 kişilik PKK'lı grubun arasında yeniden Türkiye'ye döndü. Vesile Yakut, kızının da gelen grup arasında olduğunu duyunca büyük sevinç yaşadı. Çünkü 9 yıldır yüzünü göremediği, sesini duyamadığı kızına kavuşma ihtimali doğmuştu. Anne, şimdi kızını bir an önce görmek için sabırsızlanıyor. "Öpeceğim, seveceğim, bağrıma basacağım" diyerek, kızını göreceği anı iple çekiyor. Kızını bir kez görüp sonra ölmeye razı. 4 çocuk annesi Vesile Yakut'un bundan sonraki hayali Vilayet'in evlenip çoluk çocuğa karışması. Binlerce ebeveynin yüreğinin yandığını söyleyen Vesile Yakut, şu çağrıda bulunuyor: "Artık ölümler olmasın, gözyaşı ve kan akmasın. Kızım barış için geldi, hainlik için değil. Tutuklanmasını istemiyorum. Bu meseleyi çözsünler. Hükümetin attığı adımlar olumlu hava doğurdu. Aynı acıların tekrarlanmaması için herkes çalışmalı." (CİHAN)