Türkiye aylardır şu sorunun cevabını arıyor: Terör
örgütü
PKK’nın elindeki
silahları
Amerika mı sağlıyor? Ocak ayında
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın “PKK’nın elinde ABD menşeli silahlar var.” demesiyle başlayan takip ve
soruşturma devam etti.
Dışişleri aracığıyla
Washington’a PKK’nın elindeki silahlar soruldu. ABD, örgütün elindeki silahların kendilerine ait olmadığını; ama konuyu araştıracaklarını illetti.
Şubat ortalarına gelindiğinde konu, karşılıklı yazışmalarla kapanır gibi oldu.
Temmuz başında güvenlik güçlerine teslim olan üç
teröristin
Kandil Dağı’ndaki kampa iki ABD zırhlı aracının silah getirdiğini söylemesi, meseleyi yeniden gündeme getirdi. Ancak bu sefer Türkiye sadece sormakla kalmadı, örgütten ele geçirilen bin 260 adet
Amerikan menşeli silahı da bir
rapor halinde ABD’ye sundu. Okyanus ötesinden bu rapora karşılık gelen cevabı
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül geçtiğimiz hafta açıkladı: “
Pentagon konuyu araştırıyor. Bazı Amerikan askerlerinin karıştığı bir yolsuzluk var.”
Terör örgütünün elindeki silahların menşei tabii ki ABD ile sınırlı değil. PKK cephaneliğindeki
mühimmatlar, 31 ülkenin markasını taşıyor.
Genelkurmay Başkanlığı raporuna göre bu ülkelerin içinde
Rusya,
İtalya,
Almanya, ABD olduğu gibi Suudi
Arabistan,
Kore, Çin,
Arjantin gibi ülkeler de var. Hatta
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vazgeçilmezi haline gelen G-3
piyade tüfekleri bile PKK’nın cephaneliğinde bulunuyor. Ama
terör örgütüne “silah sağlayan” ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Terör örgütü PKK’ya silah sağlayan ülkelerden birinin
İsrail olduğu iddia ediliyor. Peşmergeye askerî eğitim veren İsrail askerlerinin MOSSAD üzerinden çoğu zaman terör örgütüne de silah sağladığı belirtiliyor. PKK’ya Rusya’dan da silah geliyor; ama bunun Rusya yönetimiyle alakası yok. Silah desteği, Rus mafyası tarafından gerçekleştiriliyor. Rus mafyasının yıllardır PKK’ya silah sağladığı istihbarat birimlerince de doğrulanıyor. PKK ile Rus mafyasının silah alışverişinde bir Türk’ün olduğu da ileri sürülüyor. “President Turk-Başkan Türk” adıyla anılan bu Türk’ün kimliğini Türk istihbarat birimleri uzun süredir araştırıyor. Ama bu konuda henüz ciddi bilgi elde edilebilmiş değil. Ancak bu kişinin Türkiye’de önemli işlere
imza attığı tahmin ediliyor. İddiaya göre PKK ile Rus mafyasını ‘President Turk’ tanıştırmış. Terör örgütüne silah taşıyan Rus mafyasının içinde olduğu belirtilen ‘President Turk’un aynı zamanda oldukça varlıklı biri olduğu dile getiriliyor.
PKK ESKİSİNİ SATIP YENİSİNİ ALIYOR
Terör örgütü PKK ise silahlarla ilgili
yardım iddialarını reddediyor.
Kuzey Irak’taki
terörist elebaşı Murat
Karayılan, terör örgütü PKK’ya sağlanan mühimmat ve iaşenin tamamının “cefakeş
Kürt halkının paralarıyla” satın alındığını iddia ediyor.
Silahların menşei ve sağlayıcı ülkeler tartışılırken terör örgütü de sürekli silah yenilemeye devam ediyor. PKK, Amerika’nın Irak’a girmesinden bu yana bütün silahlarını yeniledi. Eli kanlı örgüt, portföyündeki eski silahları da satarak para kazanıyor. Son bir yıl içinde terör örgütünün 10 bin kadar kullanılmış silahı kelepir fiyata sattığı belirtiliyor.
Kuzey Irak ve Türkiye’nin sınır köylerine silah satan PKK, büyük paralar elde ediyor. Aracısız doğrudan militanlarca satılan silahların ucuzluğu, çabuk tüketilmesine yol açıyor:
Kaleşnikof veya M-16 tüfekler bin YTL karşılığında elden çıkarılıyor. Ancak PKK’nın en çok
Glock, Colt, Simth-Wesson tabancalardan kazandığı örgüt tarafından da
itiraf ediliyor. PKK’nın elindeki silahlar neredeyse bir orduyu donatacak nitelikte. Örgütte tank hariç neredeyse her türlü silah bulunuyor demek yanlış olmaz.