Paris'te PKK'lı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in öldürülmesinin yankıları sürüyor. Olayı çok yakından takip eden Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu suikast ile ilgili tüm yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Burcuoğlu, cinayetin öğrenilmesinin ardından elçilik olarak Fransız makamlarından koruma taleplerinin büyük oranda karşılandığını belirtti. Burcuoğlu, "Olayı ilk öğrendiğimizde 'bu cinayetleri kim nasıl işledi' sorularına cevap aramaya başladık. Bu cinayetlere bir tepki gelir ihtimaline karşı, Fransa'daki misyonlarımızın, kuruluşlarımızın, derneklerimizin korunmasını talep ettik. Cinayetlerin 9 Ocak'ta işlendiğinin anlaşılmasından sonra 10 Ocak sabahından itibaren yaptığımız ilk iş Fransız makamlarından, dışişlerinden, içişlerinden ve diğer temas noktalarımızdan bu cinayet hakkında bir an önce bilgi almaya çalışmak oldu. Ayrıca, bizden bir talepleri olursa da kendilerine yardımcı olmaya gayret edeceğimizi söyledik. Esas olarak gerek büyükelçilik ve başkonsolosluklar, gerek dernekler, İş Bankası ve Türk Hava Yolları gibi kuruluşların, görünür ve caydırıcı nitelikte üniformalı polisler ve jandarma personeli tarafından korunmasını talep ettik. Güvenlik kısmı büyük ölçüde karşılandı. Hatta bazı derneklerimizin önünde hala bir polis mevcudiyeti vardır" dedi. 

Olayın ardından Fransa İçişleri Bakanı Manuel Valls'in kendisine ayrıntılı bilgi verdiğini söyleyen Tahsin Burcuoğlu, olayı soruşturan savcının basına açıklama yapmadan önce bilgi sahibi olduklarını ifade etti. Büyükelçi Burcuoğlu şu ifadeleri kullandı: "Olayın üzerinden belli bir süre geçtikten sonra tarafımıza ölen üç hanımın kimlik bilgilerini verdiler. Teyit etmemizi istediler. Biz de teyit ettik. Bilgi talebimizi karşılamak üzere İçişleri Bakanı Manuel Valls beni çağırdı ve olayın işleniş tarzı hakkında çok ayrıntılı bilgi verdi. Muhtemel baş sanık ve şüpheli Ömer Güney hakkında bilgileri de vermişti. Aynı gün daha sonra bu bilgileri kısmen Fransız savcısı da basına açıkladı. Dolayısıyla savcıdan önce İçişleri Bakanı vasıtası ile bilgilendirilmiş olduk."

Fransa İçişleri Bakanı Manuel Valls'in verdiği bilgileri kısmen paylaşan Tahsin Burcuoğlu, "Ölenler başlarından ve gözlerinden vurulmuş. Fidan Doğan'ın ağzına da ateş edilmiş. Bize söylenen yakalanan Ömer Güney'in yüzde 90 fail olduğu yönünde. Çünkü şahsın üzerinde ve kullandığı çantada barut izleri bulunmuş. Kendisini ele veren ise daha çok video kayıtları, zamanlama meseleleri, çelişkili ifadeleri. Üzerine gidildiğinde bir takım şeyler de meydana çıktı herhalde. PKK'nın kurucularından biri olan Sakine Cansız kırmızı bülten ile aranıyor. Fransa'da siyasi mülteci gözüküyor, buna mukabil Hamburg'da yaşıyor. Paris'e gelip gidiyor. Tutuklanan şahıs da bu hanımın şoförlüğünü yapıyor. Sakine Cansız'ın kartıyla bankamatik diye tabir edilen sistemden para çekiyor. Demek ki çok yakını ve olay saatinde orada olduğu anlaşılıyor. Öldürülen hanımlara ait 3 bardak var. Dördüncü bardak da ona ait. Parmak izi varmış. Kavga dövüş, bir direniş işareti yok. Büro zaten küçük bir yer. Etraf dağınık olmadığına göre tanıyan birinin olayı gerçekleştirdiği anlaşılıyor. Şahıs binaya sürekli girip çıkan biri. PKK'nın derneklerinden birine de 2 yıldır üye. Öldürülenler de yüzer gezer insanlar. Sakine Cansız Hamburg'tan gelip gidiyor. Söylemez Hollanda'da geçen Aralık ayında gözaltına alınıp bırakılmış. Fransız polisi bütün bu bağlantılarını araştırıyor. Burada oturan sadece Fidan Doğan'dı" dedi. 

Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın 'ölenlerden birisini tanıyorum' sözleriyle ilgili olarak da Fransız makamları tarafından bilgilendirildiğini de aktardı. Hollande'ın öldürülen Fidan Doğan ile seçim kampanyaları sırasında karşılaştığının söylendiğini belirten Burcuoğlu şu ifadeleri kullandı: "Cumhurbaşkanı Hollande'ın kastettiği isim Fidan Doğan'dır. BDP Başkanının buradaki ifadesiyle diplomatmış. BDP'liler 'Çok önemli bir diplomatımızdı' demişti. Savcı da, diğer ölenleri PKK terör örgütü üyesi olarak sayarken, Fidan Doğan'ı PKK sempatizanı diye niteledi. Bu hanım Brüksel'de, Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde, Avrupa'daki siyasi partilerin faaliyetlerinde çeşitli toplantılara gidip gelen, hakkında kırmızı bülten de olmayan bir şahıstı. Bize 'Hollande'ın seçim kampanyası sırasında bir takım Fransız yetkililerin karşısına çıkmış' dendi. Dolayısıyla her yere girip çıkan bir hanım. Bağlantısı ne olursa olsun, Fransa'da meşru bir şekilde bulunduğu varsayılan biriymiş. Fransız tarafının konuyla ilgili izahatı bu yönde oldu. Buna katılmamız mümkün değil."

Fransız makamlarının olayı örgütün bir hesaplaşması olarak gördüğünü dile getiren Tahsin Burcuoğlu, artık topun Fransa da olduğunu söyledi. Burcuoğlu: "Savcının açıklamalarına göre süreci baltalamak için yapıldı. Benim tahminim de PKK örgütünün iç hesaplaşması sonucu işlendi bu cinayetler. Fransız savcısının da basına yaptığı açıklama bu tahmini doğruladı. Dolayısıyla bundan sonra tahkikatın derinleştirilmesi konusunda Fransızların ilave gayretleri olacaksa o konuda da bilgi beklediğimizi söyledik. Bilgi talebimizi karşılayacaklarını ifade ettiler. Artık top Fransızların sahasında" dedi.

Olayın arkasında uluslararası istihbarat servislerinin olduğu iddialarının spekülasyondan öteye geçmediğini söyleyen Büyükelçi Burcuoğlu mühim olanın Fransız makamlarının yaptığı tahkikat olduğunu söyledi. Burcuoğlu, "Bu olayın arkasında, Rusya, ABD, İran, Suriye hatta Fransız servisi bulunuyor yolunda iddialar da olabilir. Ama bunlar spekülasyondan öteye geçmez. Bu iddialar tamamen insan hayaliyle bağlı bir hadise. Bizi ilgilendiren kısmı, Fransız makamlarının elde ettiği delillerdir. Şahıs o sırada orada. Şahsın PKK ile bağlantısı net. Bu noktanın dışında başka unsurlar aramak, başkaları mı kullandı, iş sipariş mi edildi? Bu sorular sorulabilir. Bizim dikkat edeceğimiz husus ise Fransız makamlarının yaptığı tahkikattır. Bundan sonra da ilave bulgular tespit etmeleri halinde bizimle paylaşmalarını bekliyoruz. Ayrıca, Fransızlar ile bizim aramızdaki tek kanal büyükelçiliğimiz değildir. Emniyet makamlarımız arasında da temaslar mevcuttur" ifadelerini kullandı.  

Bu cinayetlerle birlikte terör örgütünün tüm yapılanmasının Fransa'da ifşa edildiğini söyleyen Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu, "PKK var mıdır? Yok mudur? sorularına Fransız kamuoyu cevap bulmuş oldu" ifadelerini kullandı. Burcuoğlu şöyle konuştu: "Bu olay Fransa'da hergün olan bir hadise değil. Bir kere üç kadından bahsediyoruz. Başlarına sıkılan mermiler ile vahşice öldürülüyorlar. Fransa bugüne kadar terörden muaf, terör olaylarının olmayacağı izlenimi yaygın olan bir ülkeydi. Dolayısıyla olayın etkisi büyük oldu. Ermeni terörünün olduğu zaman da burada görev yapmıştım. O zaman 24 saat çelik yelekli polis memuru büyükelçiliğimizin önünde beklerdi. Ayrıca polis devriye araçları geçerdi. 3 yıla yakın bir zaman oldu büyükelçi olarak atanalı. İlk geldiğimde tek bir Fransız polisi yoktu. Tamamen korumasızdı büyükelçilik. Geçen yıl Ermeni meselesinin gündeme gelmesiyle birlikte 24 saat iki polisli tertip aldılar kapının önünde. 3 PKK'lı hanımın öldürülmesiyle birlikte güvenliği artırdılar. Biz bir şey duyarsak polise intikal ettiriyoruz. Bazen de polis teşkilatı 'şu tarihlerde bir şey olabilir' şeklinde bize uyarıda bulunuyor. Fransız makamlarının PKK terör örgütünün bu olayla ifşa olması karşısında onların üzerine daha kararlı bir şekilde gideceğini sanıyorum. Savcının öldürülenlerden ikisinin terör örgütü üyesi olduğunu açıklaması artık Fransa'da PKK var mıdır yok mudur sorularına da cevap oldu. Fransız istihbarat servisleri biliyor ama kamuoyunun bazı kesimlerinde 'bunlar Kürt davasının sivil savunucuları' gibi bir kanaat vardı. Tetik çekilince bütün yapılanma ifşa edildi" dedi. 

CİHAN