Bugünkü köşesinde Başbakan Erdoğan'ın Kızıcahamam Kampı'nda yaptığı uyarıyı hatırlatan Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, 1 Mayıs’ta kendini gösteren, örgütün şehirlerde uykuya yatmış yapılanmasına dikkat çekti.
İşte Abdullah Abdulkadiroğlu'nun yazısı....
Dağlar temizleniyor ya şehirlerdeki "çiçek çocuklar"?
Terör örgütü çekilmeye başladı ya da başlamak üzere...
Meclis Başkanı Cemil Çiçek 8 Mayıs’ın sanal bir tarih olduğunu, aslında Pkk’nın büyük ölçüde çekildiğini söyledi.
Şurası artık net ki; örgütün dağ kadrosu bu ülkenin topraklarından çıkıyor. Dağlarda silahlı terör örgütü militanları artık olmayacak.
Terör örgütü eli kalaşnikoflu, üzerinde kendine has kıyafeti olan, mekaplı bildiğimiz klasik teröristleri sınır dışına çıkarıyor.
Dağlara bahar gelecek…
Peki ya şehirler ne olacak ?
Başbakan Erdoğan’ın haftasonu Kızılcahamam Kampı’nın açılışında yaptığı konuşma çok önemliydi..
Başbakan “peki ya şehirler ne olacak” sorusunu anlattı…
1 Mayıs’ta Taksim’de polisle çatışanların gerçekten ekmeğinin peşinde ter döken işçi olduğuna inanan var mı aramızda ?
Sapanlar, bilyeler, molotoflar, taşlar, gaz bombaları…
Sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi sahneye çıktılar ve 1 Mayıs’ı bahane ederek ortalığı savaş alanına çevirdiler.
Bunlar kim biliyor musunuz ?
Dağ kadrosu sınır dışına çekilen terör örgütünün uyuyan hücreleri…
Şehirlerdeki “öz savunma gücü” adı verilen yapılanmaları…
Başbakan Kızılcahamam’da çok önemli hatırlatmalar yaptı.
“Geçmişte merhum Özal’ın, merhum Erbakan’ın terörü bitirme çabaları ve 1999 süreci nasıl engellendiyse bugün de bu süreç aynı tezgahla engellenmek isteniyor” dedi.
Özal terörü bitirmek için çok ciddi bir çalışma yaparken hem kendisi hem de bu çalışmayı yaptığı kişi olan Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitliş peşpeşe hayatlarını kaybettiler. Bu ölümlerin normal olduğuna neredeyse hiç kimse inanmıyor.
28 Şubat sürecine giden yolda; terör örgütü bir kez daha ciddi anlamda bitirilmek üzereyken, çok başarılı işler yapan Özel Harekatın lağvedilmesi adeta teröre altın tepside hediye edilen bir can suyu oldu.
Ak Parti’nin iktidara gelmesinden sonra artmaya başlayan terör saldırıları da yine derin planların bir parçasıydı.
Nitekim Başbakan Ak Parti öncesi neredeyse sesi soluğu çıkmayan terörü işaret ederek “2002’de Ak Parti’yi vurmak için geri geldiler” dedi.
Terörle birlikte şehirlerde başlayan ulusalcılık adı verilen hareketlilikler, etki-tepkilerle tam bir kaos senaryosunu canlandırıyordu.
Birçoğu Ergenekon davasından tutuklu olan o insanlar, bugün sokaklarda olsaydı şimdi terörü bitirmek için hangi adımı atabilirdiniz ?
Ancak bu kez de, aslında aynı amaca hizmet eden fakat birbirleriyle taban tabana zıtmış gibi görüntü veren bu derin yapının diğer cephesiyle karşı karşıyayız.
Madalyonun bir yüzünde birbirlerine dağlarda çiçek veren Öcalan-Perinçek ikilisi, diğer yüzünde sözde düşman kesiliveriyor.
Öcalan terör örgütüne sınır dışına çıkma talimatı verirken, Perinçek’in yayın organları feryadı figan ediyor toplu halk ayaklanmaları tertiplemeye çalışıyor.
Ak Parti iktidarlarında kaç defa denedikleri ama her seferinde milletten tokat yedikleri organizasyonlara, son olarak “Milli Merkez” adı vererek devam etmeye çalışıyorlar.
İsimlere baktığınızda değil Milli Merkez, olsa olsa “Milli Mefta” olarak adlandırılabilecek bu yapı yine “vatan elden gidiyor” tezini ortaya sürüyor.
Aslında bu; hazırlanan derin bir planın iki parçasından biri…
Acaba dağ kadrosu sınır dışına çekilirken 1 Mayıs’ta kendini gösteren, örgütün şehirlerde uykuya yatmış öz savunma güçleri ve Milli Merkez yapılanması, yine aynı derin odağın kumandası altında mı ?
Başbakan 1 Mayıs’ta polise saldıranlarla ilgili olarak “bunlar bazılarına göre çiçek çocuk” diyerek tepki gösterdi.
İşte bazı kesimler tarafından masum gösterilmeye çalışılan bu sözde çiçek çocuklar, bir talimatla harekete geçecek organizasyon kabiliyetine sahip.
Üstelik bunlardan ülke genelinde onbinlerce var…
Şehirlerde yaşayan, dağla işi olmayan ama talimat geldiğinde sokakları savaş alanına çevirebilecek çapta bir örgütlenmeyle karşı karşıyayız…
Buna karşı çok dikkatli olmak lazım…
Ve örgüt dağdakilere sınır dışına çekilme talimatı verirken, şehir güçlerine de eylem yapmama talimatı vermeli.
Hükümet terörü bitirmede kararlı ve samimi.. Bunda şüphe yok...
Eğer örgüt terörü bitirmede samimiyse şehirlerde talimat bekleyen bu kişilerin sorumluluğunu da almalı ve onları da kontrol edip etkisiz hale getirmeli...
Yoksa şehir merkezlerinde onbinlerce uyuyan hücre harekete geçmeye hazır dururken, 2 bin tane adamın sınır dışına çıkması sorunu tam olarak çözmez...
Başbakan 1 Mayıs olaylarından hemen sonra verdiği “çiçek çocuklar” tepkisiyle bu tehlikeyi çok iyi görüyor...
Büyük bir sorun Türkiye’nin önünde duruyor...
twitter/aakadiroglu