Şehirlerde
araç yakan,
bombalı saldırılar gerçekleştiren
terör örgütü
PKK her geçen gün kan kaybediyor. Bir yandan kaçışlar artarken diğer yandan örgüt ‘
dava’ için
intiharlı
eylem yapacak
bombacı bulmakta zorlanıyor. Ölerek öldürmek için eğitimden geçirilmiş sözde “Ölümsüzler Taburu” kurmak isteyen PKK’nın, bütün zorlamalara rağmen yeterli
eleman sayısına ulaşmadığı belirtiliyor.
İstihbarat kaynaklarına göre ‘tabur’ için gerekli 100
militanın ancak 35’i bulunabildi.
Bu ve benzeri olaylarla birlikte tabandaki etkisinin iyice azaldığını anlayan PKK’nın, aileler üzerinde
baskı kurmaya başladığı aktarılıyor. Yandaşlarından tehditle yeni gençler isteyen örgütün, buna rağmen militan toplayamadığı aktarılan bilgiler arasında. PKK’nın yeni militan devşirmek için eski bir yöntemi de yeniden devreye soktuğu vurgulanıyor. Örgüt, başta
Diyarbakır olmak üzere
sokaktan kaçırdığı çocukları dağa çıkarmaya başladı. İddiaya göre PKK son bir ay içinde yaşları 15 ila 17 arasında değişen 10’u Diyarbakır’dan olmak üzere 15 sokak çocuğunu
İran’a kaçırdı. PKK’nın İran kolu
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (
PJAK) bünyesine alınan bu çocuklar eğitime tâbi tutuluyor.
Operasyonlar karşısında çok zor bir dönem geçiren PKK, şehirlerde eylem yapmak için farklı birimleri de devreye sokuyor. Örgüt, sadece gösteri ve örgüt propagandası için hazırladığı üniversite öğrencilerine araç yakmaları ve çeşitli eylemlerde bulunmaları için talimat verdi. Yakalanan araç kundakçıları da bu talimatı doğruluyor. PKK, üniversite gençlerini her üniversitenin çeşitli öğrenci derneklerinde örgütlediği gibi bütün bu dernekleri de Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi adı altında topluyor. Terör örgütü, bundan sonra daha çok, öğrencileri kullanarak şehirlerde
hain emellerini devreye sokacak.
Son eylemlere bakıldığında ilginç bir detay da ortaya çıkıyor. İntihar etmeleri için talimat alan teröristler, kendilerini patlatarak eylem gerçekleştirme yerine bombalamayı
tercih ediyor.
Mecidiyeköy’de yakalanan bombacının bombayı üstünde patlatma niyetinde olmamasını, aynı şekilde Diyarbakır’daki eylemi gerçekleştiren
Erdal Polat adlı teröristin intihar etme yerine olay yerinden kaybolmasını istihbaratçılar iki sebebe dayandırıyor. Teröristlerin “eve dönüş” yasasından faydalanmak istemeleri ve her şeye rağmen ölmeyerek örgütün ‘öl’ emrine karşı gelip cezaevi hayatını tercih etmeleri.
ÜST DÜZEY KOMUTANLARI ÖLDÜREMEDİLER
Teröristlerin iz bırakarak kısa sürede yakalanması, bir ölçüde bu sebeplere de bağlanıyor. Ama esas faktör, Emniyet birimlerinin başarılı çalışması ve profesyonelliği. Şu anda
emniyet birimlerinin elinde 80 bine yakın dijital resimden oluşan bir
arşiv bulunuyor. Bu
kayıtlar, şüphelilerin ve teröristlerin tespit edilip takibe alınmasını kolaylaştırıyor.
İstanbul Emniyeti
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Mecidiyeköy bombacısını bu kayıt sayesinde takibe alıp eylem gerçekleştirilmeden etkisiz hale getirdi. Emniyet birimleri, PKK tarafından görevlendirilen çok sayıda
keskin nişancıyı da dijital kayıtlar sayesinde deşifre etti. Kamuoyuna yansımayan; ancak emniyetin başarılı operasyonları sayesinde örgütün görevlendirdiği keskin nişancıların havalimanına iner inmez yakalanması, sansasyonel saldırıları önledi. Bu keskin nişancı teröristler, sadece üst düzey komutanlara suikast düzenlemekle görevlendirilmiş ve bu amaç doğrultusunda eğitilmişlerdi.
Polis teşkilatı teröristlerin takibatını daha da güçlendirmek için İstanbul
Emniyet Müdürlüğü bünyesinde,
terör örgütü mensuplarını tanımlayan ve her şeyi kayıt altına alan geniş çaplı bir arşiv
sistemini devreye sokuyor. Terör Daire Başkanlığı’nın desteklediği bu sistem için 5 milyon dolar harcandı. Bu arşivde 81 ilden gelen bilgilerle birlikte terör örgütüne ait bu zamana kadar tutulan bütün bilgiler depolanıyor. Sistem kısa süre sonra faaliyete başlayacak.
AKSİYON