Davaların görüldüğü
Ankara 12. Ağır
Ceza Mahkemesindeki
duruşmalara,
Ahmet Türk ile avukatı Mehmet Nuri Özmen katıldı.
Türk, kapatılan DTP'nin
Kars Merkez İlçe Saymanı
Oktay Mamay'ın
Ekim 2009'daki basın açıklamasında kullandığı ''DTP Eş Başkanları Ahmet Türk, Emine
Ayna'' ibareli
bildiri nedeniyle görülen
davada verdiği ifadede, ''yaşanan bir süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunduğunu,
örgüt propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek gibi bir niyetinin olmadığını'' söyledi.
Ahmet Türk, ''Açılımdan söz eden, hükümetin kendisidir. Ben de böyle bir süreçte herkesin katkı sunacak bir rol oynaması gerektiğini söyledim. Eğer bu ülkenin sorunları vicdanen sizi ve bizi rahatsız ediyorsa, bu sorunların çözülmesi için elimizi taşın altına koymak gerektiğini düşünüyorum. Bana vicdani bir sorumluluk düştüğüne inanıyorum ve aktif olarak çalışmak istiyorum'' dedi.
Sorunların ancak
diyalog ve uzlaşıyla çözüleceğine inandığını ifade eden Türk, ''dava konusu metnin, diyalog ve uzlaşı için çabalar çerçevesinde hazırlandığını'' söyledi.
-''ORTAK BİR ÇALIŞMA ÜRÜNÜ OLARAK KARŞILAMAYA GİTTİM''-
Irak'ın kuzeyinden Türkiye'ye giren
teröristlerin karşılanmasına ilişkin de konuşan Türk, bir sürecin sona ermesi noktasında, halkta bir umut oluştuğunu belirterek, bunun için insanların karşılamaya katıldıklarını kaydetti. Türk, ''Sevinç ifadesi olarak yeni bir dönemin başladığı ümidiyle insanlar toplandı ancak bu şekilde büyük bir
katılım olmasını biz planlamadık'' diye konuştu.
''Türkiye'ye girişlerin, tartışmasız ve sancısız geçmesi için İçişleri Bakanı ve Müsteşarı ile görüşmelerinin de olduğunu'' ifade eden Türk, ''Ortak bir çalışmanın ürünü olarak karşılamaya gittiğini'' belirtti. Ancak Türk, bu sözlerinin duruşma tutanağına geçirilmesine de gerek olmadığını ekledi.
Türk, kapatılan DTP'nin 20 Temmuz 2007'deki
Kongresi'nde yaptığı konuşma nedeniyle yargılandığı davada ise kongre sırasında atılan sloganlardan sorumlu olmadığını, bu sıradaki sorumluluğun Divan Kurulunda bulunduğu, Divan Kurulunun da slogan atılmaması için elinden geleni yaptığını kaydetti.
Ahmet Türk,
Nisan 2009'da Londra'daki
Kürt Toplum Merkezi'ndeki konuşması nedeniyle görülen davada da partisinin siyasi faaliyetlerine katılmak için gittiği Londra'da bir davet üzerine toplantıya katıldığını, toplantı salonunda ne tür pankartlar asıldığını görmesinin ise mümkün olmadığını savundu. Toplantıda, sorunların uzlaşmacı bir şekilde çözümüne ilişkin görüşlerini dile getirdiğini ileri süren Türk, sloganların atılmasının denetlemesinin ise mümkün olmadığını söyledi.
Türk, ''Silahların susması ve şiddetin sona ermesi yönünde irademi ortaya koyuyorum. Elinde
silah olanların ikna edilerek, sorunun çözülmesi yönündeki önemlerini dile getirdim'' dedi.
-TÜRK'E, ''SİZCE PKK SİLAHLI BİR TERÖR ÖRGÜTÜ MÜDÜR?'' SORUSU-
Ahmet Türk,
Avrupa Parlamentosunda yaptığı bir konuşma nedeniyle yargılandığı başka bir davada ise çözümsüzlüğün kaynağının ortadan kaldırılması için herkese görevler düştüğünü belirterek, sorunların tartışılarak çözüleceğine inandığını kaydetti.
Türk, Mahkeme üyesi hakim Musa Yeşil'in, ''Sizce PKK silahlı bir
terör örgütü müdür?'' sorusu üzerine, ''(Evet) ya da (hayır) şeklinde
cevap vermem istenerek,
savunma hakkımın kısıtlanması isteniyor. Silahla sorunların çözülemeyeceğine inanıyorum. Ancak Türkiye'de bir
toplumsal realite var. Bunu inkar ederek sorunları çözemeyiz. Kınamakla sorun çözülemez. Dil ve üslubun, sorunun çözümünde önemli olduğunu düşünüyorum. Ancak ben sorunun bir tarafını temsil etmiyorum. Sorun benim bir açıklamamla çözülecek bir sorun değil'' diye konuştu.
Ahmet Türk, kapatılan DTP'nin eski milletvekili
Aysel Tuğluk ile birlikte yargılandığı, terör örgütünün
Dağlıca saldırısının ardından kaçırılan 8 askerin teslim alınmasına ilişkin görülen davada ise askerlerin aileleri ile bazı
sivil toplum kuruluşlarının isteği üzerine, parti yöneticilerinin yaptığı istişare sonrasında alınan insani bir karar sonucunda, partisinin bazı milletvekillerinin Irak'a giderek, askerleri teslim aldığını söyledi.
Türk, aynı davadaki başka bir suçlamayla ilgili olarak da Roj TV'de yaptığı konuşmada hiç kimsenin provokasyona gelmemesi gerektiğini söylediğini, suç işleme kastının bulunmadığını iddia etti.
Duruşmalar, dava dosyalarındaki birtakım eksikliklerin giderilmesi için 8 Haziran tarihine ertelendi.