Batman'daki nevruz etkinliğinde
terör örgütü
PKK'nın
propagandasını yaptıkları gerekçesiyle yakalanan ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan 14
sanıkla ilgili
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı
iddianamesini tamamladı.
İddianamede sanıkların ''PKK
terör örgütüne
yardım etmek, 5816 sayılı kanunda düzenlenen
Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanuna muhalefet, halkı kin ve düşmanlığa
tahrik etmek, halkı askerlikten soğutma, PKK terör örgütüne yardım etmek ve örgüt adına suç işlemek, PKK terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçlarını işledikleri belirtildi.
İddianamede, terör örgütü PKK'nın
bölgede insanların dini duygularını ön plana çıkarıp bu yönde propagandalar yaparak yeniden ağırlık kazanmaya çalıştığı belirtildi.
Terör örgütünün süreç içerisinde bölge insanını örgüte kazandırmak ve devlete düşman etmek için bölge insanı tarafından kabul edilen değerlerle alakalı yalan haber ve değerlendirmeleri, örgütün internet siteleri,
gazeteleri, ROJ TV gibi televizyon kanallarıyla propaganda amacıyla gündemde tuttuğu belirtilerek, ''PKK terör örgütünün, özellikle 2007-2008 yıllarında bölge insanı tarafından yalnız bırakılması üzerine, bölge insanınca değer verilen kutsal din duygularının örgüt tarafından ön plana çekilerek, bu yönlü propagandalar yapılarak bölgede yeniden ağırlık kazanmaya çalıştığı'' vurgulandı.
Terör örgütünün dini konularla alakalı propagandasını gerçekleştirmek için ''
Kürdistan İslam Partisi, Kürdistan İmamlar Birliği, Kürdistan Yurtsever İmamlar Birliği ve Kürdistan Yurtsever Din Alimleri Birliği'' gibi organizasyonlarla iş birliği içinde olduğu kaydedilen iddianamede, ''terör örgütü özellikle 2008 yılı başında örgüt kampına ve kırsaldaki teröristlere karşı gerçekleştirilen
sınır ötesi operasyonların durdurulması amacıyla örgütün aldığı kararlar gereğince bir çok yerde dini kisve taşıyan kişilerce
basın açıklaması yapıldığı'' kaydedildi.
İddianamede, terör örgütü
elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yaptığı, ''
Urfa'da
ilahiyat fakültesi kurulmalıdır. Urfa Peygamberler diyarıdır, halkı inançlıdır, din doğru öğrenilmelidir. Din nedir, günümüze kadar kaç
peygamber gelmiş, nerelere gelmiş, bunlar araştırılmalıdır'' şeklindeki açıklamaların örgüt lehine yayın yapan gazete ve internet sitelerinde yayınlandığına da yer verildi.
DİNİ DUYGULARIN KULLANIMI
Terör örgütü PKK'nın bölge insanının dini duygularını kullanma konusunda Batman'da da faaliyet yürüttüğü anlatılan iddianamede, şöyle denildi:
''Batman'da nevruz kutlamaları için izin verildiği alanda
yasa dışı PKK terör örgütünü simgeleyen
pankart, yazı ve örgütü temsil ettiği değerlendirilen sözde konfederalizm bayrağı ile örgütün hükümlü elebaşısının posterinin bulunduğu, grup içindeki bir kesimin kutlamayı örgüt propagandasının yapıldığı alan haline getirerek, sloganlar attıkları,
Söz konusu grup içerisinde bulunan bir kesimin Sait
Nursi isimli kişinin posterlerini elleriyle havaya kaldırarak teşhir ettikleri, posterin alt kısmında, 'şeriat-i garra için bin başım olsa feda etmeye hazırım' şeklinde yazının bulunduğu...''
İddianamede, yapılan soruşturmalar kapsamında sanıklardan H.B ve A.T'nin posterleri taşıyan grubu organize ettiklerinin belirlendiği, bu kişilere ait iletişimlerin dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi için Batman Sulh
Ceza Mahkemesi ile karara bağlandığı kaydedilerek,
şüphelilerin ev ve iş yerleri ile ''medrese olarak kullandıkları yerde'' yapılan aramada, içerisinde terör örgütü PKK propagandasının yapıldığı, halkı, ırk, din, mezhep ve bölge bakımından ayırır nitelikte konuşmaların yanı sıra ''Atatürk'e
hakaret'' içeren konuşmaların yer aldığı çok sayıda cd'nin ele geçirildiği, yapılan incelemelerde sanık H.B'nin dini bir sıfatla kurduğu grubun elebaşı olduğunun tespit edildiği ve özellikle üniversite öğrencileri üzerinde etkili olmak üzere ''
Medrese'' adı altında dini eğitim verdiği belirtildi.
KÜRTÇE BİLEN ABD'Lİ
İddianamede, ABD uyruklu olduğu iddia edilen Barbara
Anne Lakeberg ile sanıklar H.B ve A.T'nin Batman
Sanat Sokağı'nda bir görüşme yaptığı belirtildi.
Kürtçe bilen Lakeberg'in sanık H.B'ye
mesaj göndererek kendisiyle görüşmek istediğini ve bunun üzerine sanıklar H.B ve A.T'nin ABD'li olduğu iddia edilen Lakeberg ile görüştüğü kaydedilen iddianamede, Lakeberg'in sanık H.B'ye kendisinin CIA ile bağlantısı olduğunu söylediği ve Irak'ın kuzeyinde insan haklarına yönelik bir
dernek açtığını böylesi bir derneği Diyarbakır'da da açmak istediğini anlattığı, Lakeberg'in daha sonra sanık H.B'ye bir
mektup vererek, ayrıldığı belirtildi.
DTP'LİLER H.B'DEN RANDEVU TALEP ETTİ
Sanık H.B'nin yaptığı bir görüşmede DTP Batman
Milletvekili Bengi Yıldız ve Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan'a 16
Mart 2008 tarihinde randevu verdiğini ve onlarla görüşme yaptığını anlattığı kaydedilen iddianamede, DTP'li Bengi'nin bu görüşmenin ardından, ''Sait Nursi'nin itibarı iade edilmeli'' yönünde açıklama yaptığı, bu açıklamanın da basında yer aldığı anlatıldı.
Sanıklardan A.T'nin de 19 Mart 2008'de yaptığı bir görüşmede karşısındakine, Batman'da bir parka Sait Nursi adının verileceğini söylediği kaydedilen iddianamede, 22 Mart 2008 günü de gerçekleştirilen ve terör örgütü PKK propagandasının yapıldığı nevruz etkinliğinde ise Sait Nursi'nin posterlerinin açıldığı hatırlatıldı.
Toplam 12 sayfadan oluşan iddianamenin değerlendirme bölümünde şöyle denildi:
''Şüpheli H.B'nin sözde dini eksenli olarak oluşturduğu grup ile yasa dışı PKK terör örgütünün amaçları doğrultusunda örgütün propagandasının yapıldığı, nevruz alanında, bölge tarafından dinsel kimliği ile tanınan Sait Nursi isimli kişinin posterlerini teşhir ettirmek suretiyle tüm
ülke nezdinde örgütün propagandasını yaptırarak örgüte yardımda bulunduğu, Atatürk'e hitaben 'deccal' kelimesini kullanarak hakaret edip, başkalarını suç işlemeye
teşvik ettiği, konuşmalarıyla halkı din, ırk, din, mezhep ve bölge bakımından ayırır nitelikte konuşmalar yaparak açıkça bir kesimi diğerine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği, PKK'nın amaçları doğrultusunda örgütün propagandasının yapıldığı...''
CEZA İSTEMİ
İddianamede, sanıklardan H.B, A.T, N.G, S.S, M.S.K, M.M.T, H.E, Y.E.D, A.İ, C.E, A.G, M.İ, Y.D ve M.G. hakkında, TCK'nın ''Terör örgütüne yardım etmek'' ''Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'' ve ''Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanuna muhalefet'' suçlarından cezalandırılmaları istendi.
Sanıkların yargılanmasına gelecek günlerde ağır ceza mahkemesinde devam edilecek.