PKK ne yapıyor?
Askerî
vesayetin tarihindeki en büyük gerilemeyi yaşadığı,
halk iradesinin yönetime ağırlığını koyduğu dönemde, bu değişimin bütün sancılarının yaşandığı gergin bir Yüksek
Askerî Şûra toplantısı yapılırken
Van'dan bir saldırı haberi geliyor.
PKK, yol denetimi yapan bir askerî aracı tarayıp, bombalıyor.
Üç asker hayatını kaybediyor, dördü yaralanıyor.
Bu ne şimdi?
Türkiye sivil demokrasinin çok önemli virajlarından birini dönmeye uğraşırken bu saldırı kimin işine yarayacak?
Üç askeri öldürmenin ne
Kürtlere bir faydası var, ne Türklere.
Bu, sadece askerî vesayeti sürdürmek isteyenlerin işine yarar.
PKK, bunu niye yapıyor?
Niçin askerî vesayetin gerilemesinden bu kadar rahatsız oluyor, niye demokrasinin yerleşmesi onu böylesine huzursuz ediyor?
Askerî vesayet geri gelirse, bu tür saldırılar generallerin ve Türk ulusalcılarının elini kuvvetlendirirse Kürt halkı çok mu mutlu olacak?
Askerî vesayetin, JİTEM'in iktidarda olduğu yıllarda
Güneydoğu büyük bir huzur ve mutluluk mu yaşadı?
1990'lı yıllarda sokaklarda
Kürtleri öldürenlerin iktidarını sürdürmesine yardımcı olmanın, Kürtlerin “haklarını” isteyen mücadeleyle ilişkisi ne?
PKK neyin mücadelesini veriyor, Kürt halkının haklarını elde etmesinin mi, askerî vesayetin kesintisiz sürmesinin mi?
Askerî vesayet sürerken Kürtler ve Türkler hangi haklarını elde edebildiler?
Sadece
ölüm, işkence, acı yaşanmadı mı?
Biz, o günleri bir daha yaşamak istemiyoruz.
Eğer PKK'nın “temsil ettiğini” söylediği Kürt halkı içinde o günleri özleyenler varsa açıkça söylesinler.
Biz, Türk ulusalcılarının hiç utanmadan “AKP gitsin,
darbe olsun” dediklerini işittik.
Eğer PKK'nın ve Kürt ulusalcılarının amacı da buysa, onlar da hiç olmazsa Türk ulusalcılarının açık yürekliliğini göstersinler.
Halk iradesinin sonuçları, PKK'yı da “Türk ulusalcılarını” rahatsız ettiği kadar rahatsız ediyorsa, askerî vesayet “halk iradesini ezsin” istiyorlarsa Kürt halkının haklarının arkasına saklanmasınlar.
Eğer, PKK yöneticileri bu demokrasi mücadelesinde “demokrasi düşmanlarının” yanında yer alacaksa ve silahla demokrasiyi önleyeceğini sanıyorsa...
Açıkça söylüyorum bunu başaramaz.
Karşısında Kürt'üyle Türk'üyle milyonlarca demokrasi taraftarını bulur.
Kimse bu
ülkenin geleceğini, demokrasisini PKK yöneticilerinin insafına bırakmaz.
Bu ülke, bu noktalara Kürt'üyle Türk'üyle binlerce ölü vererek geldi.
PKK yöneticileri istedi diye kimse geri dönmez.
PKK yönetimi sanırım bizi yanlış anladı.
Ölümden korktuğumuz için barış istemiyoruz biz, başkaları ölmesin diye barış istiyoruz.
Biz askerî vesayetin haksız egemenliğine karşı dövüşmekten çekinmedik.
Onun yandaşlarına karşı dövüşmekten de çekinmeyiz.
PKK anlatsın bakayım, “askerî vesayetin” Kürt halkına bugüne kadar ne yararı olmuş da bundan sonra ne yararı olacak?
En kritik Askerî Şûralardan biri yapılırken saldırı düzenleyip “Türk ulusalcılarının” elini güçlendirmek Kürt halkına nasıl bir fayda sağlayacak?
Eğer Kürt ulusalcıları ile Türk ulusalcıları demokrasiye karşı el ele verip mücadele edecekse, biz de Kürt ve Türk demokratlar el ele verir onlara karşı mücadele ederiz.
Apo'yu bile bıktırıp öfkelendiren, “savaşacaksanız savaşın, barışacaksanız barışın” dedirten tehditler de bu ülkenin demokratlarına vız gelir.
Biz herkesin eşit ve özgür yaşayacağı bir barış istiyoruz, “askerî vesayeti, Kürt ve Türk ulusalcıları” iktidara taşıyacak bir barış değil istediğimiz.
PKK yönetimi, demokrasinin gerilemesinin Kürt halkı için çok mutlu sonuçlar yaratacağına Kürt halkını inandırabileceğini mi sanıyor?
Tük generalleri Türk halkını aptal sanıyordu, PKK generalleri de Kürt halkını aptal sanıyor galiba.
Türk generallerine defalarca söyledik, şimdi de Kürt generallerine söylüyoruz, “bu halk aptal değildir”.
Demokrasi düşmanlığının hiç kimseye bir fayda sağlamayacağını bilir.
Halkı aptal sanan demokrasi düşmanlarının hepsi kaybetti, PKK yönetimi halkı aptal yerine koyup demokrasi düşmanlarının arasına katılacaksa, kendi adını da kendi elleriyle kaybedenlerin arasına yazar.
AHMET ALTAN - TARAF