Poyrazköy sanıklarının ifadesi tek elden çıkmış gibi
Sanıkların tamamı,
ihbar mektubunun gönderilmesinin nedenini '
terfilerinin engellenmek istenmesine' bağlıyor. Sorulara aynı cümlelerle cevaplar verilmesi, 'savunmaların tek bir merkezden' çıktığı imajı oluşmasına sebep oluyor.
Poyrazköy'deki kazılarda ele geçen cephanelikle ilgili iddianamede sanıkların kelimesi kelimesine aynı ifadeyi vermesi dikkat çekiyor.
Kafes eylem planında da isimleri geçen Erme Onat, Eren
Güney, Mustafa Turhan Ecevit ve Ercan Kireçtepe'nin savcıların sorularına aynı cevapları verdiği görülüyor. Sanıklar, Poyrazköy cephaneliğinin bulunduğu yeri şöyle anlatıyor: "
Orman veya
deniz yolundan ulaşmanın mümkün, bu yere normal araçlarla ulaşmak için nizamiye nöbetçilerinin olduğu
bölgeden geçilmesi. Aksi takdirde
keçi yolu patikalardan ulaşma imkânı bulunuyor." Aynı şekilde cephanelikle ilgili isimlerin yer aldığı ihbar mektubu sorulduğunda, terfilerini engellemek isteyenlerin yaptığını iddia ediyorlar. Ecevit, Levent Göktaş'ın ismini '
Kardak krizi sonrası duyduğunu' belirtirken, Onat,
Günay ve Kireçtepe ise Kardak operasyonunda tanıştıklarını ancak daha sonra görüşmediklerini savunuyor.
Poyrazköy cephaneliğiyle Kafes planındaki eylemleri gerçekleştirecekleri iddia edilen ve haklarında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası istenen
muvazzaf askerlerin Poyrazköy iddianamesindeki ifadeleri birbirinin aynısı. Mustafa Turhan Ecevit, Mustafa Levent Göktaş'ın ismini 'Kardak krizi sonrası duyduğunu' anlatıyor. Erme Onat, Eren Günay, Ercan Kireçtepe ise Kardak operasyonunda tanıştıklarını ancak daha sonra görüşmediklerini belirtiyor. Eren Günay, cephanelikle ilgili ihbar mektubunda isminin geçmesinin 'terfisini engellemek için yapıldığını' savunuyor. Mustafa Turhan Ecevit de, 'bu ihbarın kendisinin ve bildiği kadarıyla Eren Günay'ın terfi yılı olması, üst rütbeye ve üst görevlere yükselecek olması sebebiyle yapıldığını düşündüğünü, isim veremeyeceğini ancak önlerini kesmek, hak etmediği yerlere yükselmek isteyenlerin isimlerini karıştırmış olabileceğini' savunuyor.
Sanıklar, Poyrazköy'deki cephaneliğin bulunduğu yeri ise 'İstek Servis Eğitim ve Oto
Kiralama Ticaret AŞ'ye ait arazide
silah ve
mühimmat bulunduğu yerin kendi birlik sınırları içinde olmadığını, birliğe yakın olduğunu, mühimmatın ve silahların bulunduğu bu yere normal araçlarla ulaşmak için kendi nizamiye nöbetçilerinin olduğu yerden geçilmesi gerektiğini, aksi takdirde keçi yolları tabir ettikleri dar yollardan, patikalardan ulaşma imkânı bulunduğunu' anlatıyor. Eren Günay da, 'mühimmatın ele geçirildiği yere patikadan, orman yolundan veya deniz yolundan ulaşmanın mümkün olduğunu, bildiği kadarı ile burasının 2. derecede askerî
yasak bölge olduğunu, zira daha evvel kendilerinin bazı turistleri fotoğraf çek
erken burada gördüklerini, ayrıca yolunu şaşırmış birçok vatandaşa da rastladıklarını' aktarıyor. Ecevit, ihbar mektubunun içeriğini kabul etmediğini, belgelerin
iftira amaçlı olarak hazırlandığını, kendisinin
yarbay rütbesine erken terfi beklediğini, isminin SAT kurs komutanı olarak
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na
teklif edildiğini, terfisi sebebiyle önlerinin kesildiğini düşünenler tarafından bu iftiraların hazırlanarak gündeme getirilmiş olabileceğini' iddia ediyor. Ercan Kireçtepe'nin savunması da hemen hemen aynı. 'Kendisinin ve ihbarda adı geçen diğer arkadaşlarının zarar görmesini ve rütbe itibari ile komutanlık sıralarının geldiği için engellemek isteyenlerin bu isnadı yapmış olabileceğini, kimseyi suçlamadığını, ancak kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini' anlatıyor.
ZAMAN
İşte idianamenin tam metni...
İŞTE O MÜHİMMAT - TIKLAYIN