Yargıtay Başkan Vekili Osman Şirin, üniversitelerdeki
özgürlük alanını genişletecek çalışmaya karşı çıkarken, geçmişe olan özlemini dile getirmiş ve 1960'larda bu tip sorunlar olmadığını, üniversitelerin çok daha iyi durumda olduğunu söylemişti. Samanyoluhaber; itinalı bir
arşiv çalışmasıyla Şirin'in iddialarını araştırdı. Arşivden çıkan görüntüler, Yargıtay
Başkanvekili'nin görüşleriyle aynı paralelde değil.
Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin,
sürpriz bir çıkış yaparak üniversitelerdeki özgürlükleri genişletecek
yasa çalışmalarına tepki gösterdi. Yasağın devamını isteyen Şirin, öğrenci olduğu 1960'ları hatırlatarak geçmişte üniversitelerde hiçbir problemin yaşanmadığını iddia etti.
Türkiye'de 3 üniversite vardı. Her birisi çağdaş görünümleriyle, o mükemmel tavırlarıyla, o coşkulu ve birbirini katiyetle ayırmayan giysileriyle eğitimlerini sürdürdüler.
Şirin böyle söylüyor, peki ya arşivler ne diyor? Samanyoluhaber, itinalı bir arşiv taraması yaptı ve 1960'ların üniversite ortamından; dönemin gazetelerine yansıyan önemli kareler buldu.
1960'lara ait bu fotoğraf karesi, bir
spor müsabakasından değil. Ellerinde
ders kitabı olması gereken gençler, bir
futbol sahasının çamurlu zemininde sopalarla birbirine girmiş.
Üniversite öğrencileri hem
kampüs içinde, hem de kampüs dışında birbiri ardında eylemler yapıyorlar. Büyük bir oyunun parçası olduklarının farkında bile değiller.
60'lardan bir başka
manzara. Yumruklar havada, sinirler gergin. Polisler, eğitim yuvalarında suçlu arıyor.
17
Ağustos 1960 tarihli
Akşam gazetesinden ilginç bir haber. "Üniversitede ikilik var mı yok" üst başlığıyla verilen haberde; bazı
öğretim üyelerinin kendilerinden olmayan kişilerin yükselmesini engellemek için özel bir çaba içine girdikleri anlatılıyor.
14
Kasım 1961 tarihli
Hürriyet gazetesi ise üniversitelerdeki durumu anlatan iki haber geçmiş. Bu haberlerden biri
İstanbul Üniversitesinde yapılan dolandırıcılığı anlatırken bir diğeri sokağa dökülen öğrencilere polisin izin vermediğini bildiriyor.
28
Mart 1963 tarihli Akşam gazetesi, karşıt ideolojilere sahip üniversite gençliğinin
sokak kavgalarını "Ankara'da kanlı çarpışmalar" manşetiyle okuyucularına duyuruyor.
"Hafıza-i beşer, nisyanla maluldur" demiş eskiler. Yani insan
hafızası, unutkanlıktan muzdariptir. Anlaşılan o ki, Yargıtay Başkanvekili de geçmişteki o acı sayfaları hatırlamıyor. Yasakların devamını isteyen Şirin belki geçmişteki kötü günleri unuttu ama arşivler unutmuyor.