Taraf Gazetesi'nin ortaya çıkardığı
Balyoz Harekat Eylem Planı'nı organize eden
emekli Org.neral
Çetin Doğan'ın '
darbe hazırlığının' dönemin
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök tarafından engellendiği anlaşıldı. Doğan'ın komutasındaki 1.
Ordu'ya bağlı birlikleri diğer başkalarına bağlayan Özkök, “sağlığı bozuldu” dedikodusuna da F-16 ve
denizaltıya binerek
cevap verdi.
'Sakin Güç'ün mesajları
Balyoz Planı'yla ilgili tartışmalar sürerken Or
general Doğan'ın
1. Ordu Komutanlığı yaptığı dönemde Özkök'e karşı yürütülen birçok faaliyette rol aldığı iddia edildi. Chronicle Dergisi'nin 2007'de çıkan 8. sayısında darbe girişimlerini önleyen Özkök'ün yaşamı 'Sakin Güç' başlığı ile
masa yatırılmış. Yazıda darbe planlarını nasıl sonuçsuz bıraktığı detaylarıyla anlatılan Özkök'ün o dönem verdiği kritik mesajların ne anlama geldiği de bu hafta ortaya çıkarılan Balyoz Darbe Planı'yla da gün yüzüne çıkmış oldu.
Balyoz'a denk düşen tarihler
Orgeneral Kıvırıkoğlu'nun yerine 2002 Ağustos'unda Özkök Genelkurmay Başkanlığı'na getirilirken, iki ay sonra 3
Kasım 2002'de de
AK Parti iktidara geldi. Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Doğan tarafından
Aralık 2002'de hazırlanan Balyaz Harekat Eylem Planı
Mart 2003'de
Selimiye Kışlası'nda Doğan başkanlığındaki komutanlarca masaya yatırıldı.
Bir taraftan AK Parti'ye yönelik
darbe planı hazırlayan Doğan ve ekibinin bir taraftan da darbe girişimlerine onay vermeyen Özkök'ü
hedef seçti. Özkök Paşa, yeni görevinin ilk aylarından itibaren eleştirilerin odağında yer almaya başladı. Medyada Özkök'ü eleştiren yazılar yayınladı. Aynı dönemde 'Genç Subaylar Rahatsız' manşeti de yapıldı.
Ergenekon sanığı Mustafa
Balbay tarafından yapılan haberde
Başbakan Erdoğan ile görüşen Özkök'ün sözde
genç subayların rahatsızlığını ilettiği ileri sürüldü.
Suikast iddiası ve sefertası
Özkök'e yönelik en tehlikeli girişim 2004 yılı başında oldu. CIA, 3
Şubat 2004'te
Ankara'daki üst düzey bir görevlisiyle istihbaratı uyardı. Özkök Paşa'ya karşı "çok ciddi fiziki bir
eylem" yapılacaktı. Sabri Uzun'un başkanlığını yaptığı
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı harekete geçti. Eylem Ankara
Merkez Garnizon Komutanı Tümg. Fehmi Büyükbayram'ın da yoğun çabalarıyla sonuçsuz kaldı. Tümg. Büyükbayram, Özkök Paşa'nın kullandığı yol güzergâhını değiştirecek, yoğun güvenlik önlemleriyle de girişimi akamete uğratan isim oldu. Özkök bu dönemde karargahtaki yemeklerini 'sefertası' ile evinden getirdiğini tartışıldı.
F-16 ve denizaltıya niye bindi?
Yine aynı tarihlerde Ankara'da
Hilmi Özkök'ün sağlığının bozulduğu dedikoduları yayıldı.
Genelkurmay Başkanı'nı istifaya zorlamak veya sağlık raporuyla görevden aldırmayı amaçlayan dedikodulara Özkök'ün cevabı çok ilginç oldu. Özkök ilk olarak 9
Mayıs 2003'te Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı'nda
Hava Kuvvetleri Komutanı
Cumhur Asparuk'la F-16'ya bindi. Özkök, havada
yakıt ikmali yapıp temsili olarak dört kol halinde üsse taarruz gerçekleştirdi. Özkök'ün ikinci hamlesi
12 Haziran 2003
Denizkurdu Tatbikatı'nda gerçekleşti. Aksaz Deniz Üssü'nde "14 Mart Denizaltısı"yla dalış yaptı. İki saat su altında kaldı. Özkök'ün her iki hamlesi "En zorlu koşullarda bile görev yapabilecek durumdayım" mesajı olarak yorumlandı.
Doğan'ın kadrosunu uzaklaştırdı
Özkök'e karşı yürütülen kampanyanın perde arkasındaki isimler bir süre sonra gazetelerce deşifre edildi. Ege Ordu Komutanı Org. Hurşit
Tolon,
Jandarma Genel Komutanı Org. Şener
Eruygur,
Kara Kuvvetleri Komutanı Org.
Aytaç Yalman'ın da yer aldığı isimlerin arasında en dikkat
çekici isim ise 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan oldu. Haberi 'lanetliyorum' diyerek yalanlayan Özkök, bu sırada gerekli gördüğü tedbirleri kararlılıkla uyguladı.
Özkök, İstanbul'daki
Birinci Ordu Komutanı Em. Org. Çetin Doğan'a bağlı tüm birlikleri, diğer ordu komutanlıklarının emrine verdi. Komutanlığının son günleri tamamen sembolik bir görev ifa etmekten öteye geçemeyen Doğan daha fazla direnç göstermeden aynı yıl içerisinde emekli oldu.
(BUGÜN)