Özkök görüşmenin içeriğini açıkladı

Genelkurmay eski Başkanı Özkök Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bugün biraraya geldiği öğle yemeğinde ne konuştuklarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Özkök görüşmenin içeriğini açıkladı

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Org.neral Hilmi Özkök, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ülkenin durumu hakkında ufuk turu yaptıklarını belirterek, ''Evvela şunu söyleyeyim, ben akil adam değilim. Ben fikir ve gözlemlerime dayanan bazı düşüncelerimi arz ettim'' dedi. Özkök, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile öğle yemeğinde bir araya gelmesinin ardından oğlu Çağlar Özkök'ün Gaziosmanpaşa'daki evine geçti. Burada yaklaşık 2 saat kalan Özkök, ayrılırken gazetecilere açıklama yaptı. Emekli Orgeneral Özkök, Cumhurbaşkanı Gül'ün daveti üzerine öğle yemeğinde bir araya geldiklerini söyledi. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak gazeteci Fikret Bila'ya bir mülakat verdiği ve bazı önerilerde bulunduğunu anımsatan Özkök, şunları söyledi: ''Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanım biraz daha detaylı bilgi edinmek istemiş olacaklar ki, beni davet ettiler. Memleketimizin durumu hakkında şöyle bir ufuk turu yaptık. Daha ziyade gazetede yer alan önerimle ilgili oldu. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanımız, benim önerimin dışında, kendi yaptığı temaslar hakkında bana bilgi lütfettiler.'' Görüşmede, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini de ele aldıklarını belirten Özkük, ''Süreçle ilgili faaliyetlerin yavaşlamış göründüğünü, AB sürecinin ülkemiz için faydalı olduğuna inandığımı ifade ettim'' dedi. Özkök, AB'ye girmekten ziyade AB standartlarına ulaşmak için sürecin önemli olduğunu Cumhurbaşkanı Gül'e aktardığını anlatarak, AB üyeliği sonucu elde edilecek kurallar manzumesinin refah, mutluluk ve başarı getireceğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Özkök, görüşmeye ilişkin nasıl bir izlenim edindiğinin sorusunu, ''Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından davet edilmek benim için bir şereftir'' diye yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül ile faydalı bir görüşme yaptıklarını ve memnun ayrıldığını ifade eden Özkök, ''Evvela şunu söyleyeyim, ben akil adam değilim. Ben fikir ve gözlemlerime dayanan bazı düşüncelerimi arz ettim. Takdir zatı devletlerinindir. Eğer faydalı olabildim ise ulusuma bir şey yapabildim ise ben bundan övünç ve sevinç duyarım'' dedi. Özkök, ''Bu akil adam kimdir?'' sorusu üzerine, bu deyimin eskilerin kullandığı bir dil olduğunu belirtti. ''Akil kişilerin'' tecrübeli bilim adamları, akademisyenler, çeşitli meslek dallarında kendini kanıtlamış kişiler olabileceğini dile getiren Özkök, böyle kişilerin bu sürece katkısı olabileceğini Cumhurbaşkanı Gül'e ilettiğini kaydetti. Özkök, ''Spesifik olarak 'Şu kişi akildir, bu kişi değildir'... Böyle bir ayrım yok'' diye konuştu. Özkök, görüşmede ''Ergenekon'' soruşturmasının gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine, ufuk turu yaparken bu konuya değindiklerini, ancak detayına girmediklerini söyledi. Bir gazetecinin, ''Darbe günlükleri ile ilgili ifade vermeyi düşünüyor musunuz?'' sorusuna Hilmi Özkök, ''Onu söyledim, ben kasaptaki ete soğan doğramam. Büyüklerimden öyle duydum. Günü gelir konu olursa o zaman bakılır'' yanıtını verdi. Abdullah Gül ise 'tartışmalar devam ederken, edeb, usul ve adaba dikkat etmek gerekir. Sertliklerden kaçınmak, uzak durmak gerekir' dedi. ÖZKÖK NE DEMİŞTİ, MİLLİYET YAZARI'NIN KÖŞESİNDEKİ O RÖPORTAJ... Genelkurmay eski Başkanı Org. Hilmi Özkök, son zamanlarda gerçekleşen olayların halkta büyük bir endişe oluşturduğunu belirterek ilginç bir çözüm yolu gösterdi. Hilmi Özkök’ten çağrı Ergenekon soruşturması çerçevesinde gerçekleştirilen yeni gözaltıların toplumda yarattığı şok ve merak devam ediyor. “Ne oluyor, nereye gidiyoruz?” sorusu en çok dillendirilen soru. Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Org. Şener Eruygur’un, eski 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un, Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın, Tercüman Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi’nin ve ATO Başkanı Sinan Aygün’ün gözaltına alınmaları, toplumdaki gerginliği daha da artırdı. Eski komutanların gözaltına alınmaları ile bir süre önce kamuoyuna yansıyan “darbe planları” arasında bağlantı olduğu kanısı yaygın. Darbe planladıkları öne sürülen komutanlara destek vermediği ve bu nedenle devre dışı bırakılmasının düşünüldüğü iddia edilen eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’e, gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sordum. Özkök, “üzüntülüyüm” diyerek şu yanıtı verdi: “Yargıya intikal etmiş olan Ergenekon davasına ilişkin olarak üzüntü ve endişelerimin ifadesi dışında şimdilik bir şey söylemek istemiyorum.” “Çekidüzen verecek bir hareket lazım” Eski Genelkurmay Başkanı, toplumdaki gerginlikle ilgili nasıl bir gözlemde bulunduğu ve neler önerebileceğine ilişkin sorumu yanıtlarken de şu değerlendirmeyi yaptı: “Son zamanlarda ülkemizde cereyan etmekte olan olaylar halkta büyük bir endişe yaratmıştır. Bu endişenin büyüklüğünün nedenlerinden en önemlisi, olup bitenlerin sebep ve muhtemel sonuçlarının yetkililerce halka, onların anlayabileceği bir dille, anlatılamamasıdır. Olup bitenler, halk tarafından anayasal kurumlar arasındaki güven ortamının sarsıldığı, aralarında nüfuz kavgasının yapılmakta olduğu, ülkenin bir kaosa doğru gitmekte olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Resmi bir aktörün, daha geç olmadan, ortaya çıkıp, ortalığa çekidüzen verecek bir hareketi, halkı da arkasına alarak, gerçekleştirmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Kurumlar arası tesanüdü kimin sağlayacağı Anayasa’da açıkça belirlenmiştir. Ama bu görevin yerine getirilmesine katkıda bulunabilecek, halkın güvenini kazanmış, politik beklentileri olmayan diğer akil adamların da davet beklemeksizin devreye girmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.” “Kötüye gidişten halk acı çekiyor” Özkök, ihtirasların bir kenara bırakılarak özveriyle kötü gidişin düzeltilmesi gerektiğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Görünen o ki, içinde bulunduğumuz bu kaygı ummanında (denizinde), söz sükûta, kavga barışa, fevri hareketler itidale galebe çalmıştır. Sorumsuzca ve mesnetsiz ifadeler, hareketler, suçlamalar, örtbas etmeler, demagojik savunmalar alkış toplar hale gelmiştir. Kafa karışıklığının bazı aydın kesimlere dahi sirayet etmesi hüzün vericidir. Zaman, bütün anayasal kurum ve kuruluşların başındakilerin, ve ulusunu, yurdunu seven her halk liderinin şahsi ve kurumsal beklenti ve varsa ihtiraslarını bir kenara bırakarak, ülke menfaatlerini bunların üstünde tutma ve durumu kontrol edilebilir bir seviyeye çekmek için özveride bulunma zamanıdır. Unutulmamalıdır ki, bu kötüye gidişin asıl mustaribi (acı çekeni) her şeyine teşekkür borçlu olduğumuz asil, özverili halkımızdır. Onun acı çekmemesi için yapılacak şeyler ve gerektiğinde verilecek olumlu tavizler, koltuklarımızdan veya refah seviyelerimizden çok daha değerlidir.” “Kaptanlara yardımcı olunmalı” Özkök, gidişin düzeltilemez hale gelmesinin asıl sorumlusunun hükümet olacağını belirtmekle birlikte, yapabileceklerini yapmayanların da sorumlu olacağını şöyle ifade etti: “Şayet durum sıhhatli eylemlerle düzeltilemez hale gelirse, olabileceklerin asıl sorumlusu hükümetimiz olmakla beraber, yapabilecek bir şeyi olup da yapmayan veya bilerek yanlış yapan herkes bu sorumluluktan pay alacaktır. Kaptanları beğenmeyenlerin esas görevi, onların gemiyi batırmasına değil, limana emniyetle sokmasına yardımcı olmaktır. Hepimiz aynı geminin yolcularıyız. Halk böyle düşünmekte, böyle istemektedir.”
<< Önceki Haber Özkök görüşmenin içeriğini açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER