Özkan, iddianamede, Silahlı
terör örgütüne üye olma,
Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve devletin güvenliğine ilişkin gizli
belgeleri temin etmekle suçlanıyor.
"İTİRAF GELDİ"
Özkan,
savunmasında,
Ergenekon yapılanmasının varlığını
itiraf etti. Ancak, savcıların bunu anlayamadıklarını öne sürdü.
Özkan savunmasında, iddianamede yer alan,
CHP ve MHP'yi ele geçirmekle suçlandığını hatırlattı.
Özkan tutuklanma sebebini ise ilginç bir gerekçe ile savundu.
İddia edilen ETÖ'nün medya yapılanmasında yer aldığı ileri sürülen
Tuncay Özkan için iki kez ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası isteniyor.
Özkan, öldürülemediği için Ergenekon sanığı edildiğini iddia etti
'Birleştirilen Ergenekon'
davasının
tutuklu sanığı
Tuncay Özkan, savunması sırasında yöneticiliğini yaptığı
Kanaltürk televizyonunda yayınlanması istenmeyen bir haberden dolayı tehdit edildiğini belirterek, "Beni öldüremedikleri için Ergenekon davasına
sanık yaptılar." iddiasında bulundu.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülen 'Birleştirilen Ergenekon davasının öğleden sonra görülen oturumuna tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın savunmasıyla devam edildi. Alevilikle suçlandığını belirten Özkan, "Amenna, muharremdeyiz. Ayın onunda iftara bekleriz." dedi.
Özkan, "Hz.Hüseyin'e gitme demişler. Muaviye seni öldürecek demişler. O da "Doğruluk yoluna bir Hüseyin öldü derler." demiş. Sanki ben
Ergenekon soruşturması kapsamında alınacağımı bilmiyor muydum? Bir Tuncay öldü derler. Hz. Ali zehirli hançer ile saldırıya uğradığında 'Yüzü kapalı bir bedevi gelecek. Cenazemi isteyecek. Hiçbirşey sormayın. Yüzünü açmayın. Cenazemi ona verin.' demiş. Vasiyetine Hasan uymuş ama Hüseyin uymamış. Peşinden gitmiş bedevinin ve yüzünü açmış. Cenazeyi taşıyan Hz.Ali'nin kendisiymiş. Kendi cenazesini taşıyormuş. İşte ben de kendimi taşıyorum. O yalnızlığı kabul ederek buraya geldim. Bu ülkenin hukukuna, demokrasisine, temel değerlerine, insani değerlerine çok katkım olmuştur. Yalnızlığı kabul ederek buraya geldim. Ama beni hiç yalnız bırakmadılar. Türkiye'nin her yerinden
mektup yağdı.
Sevgi yağdı. Aşk yağdı." dedi.
Duruşma salonunun
tavanı çöktüğünde çok korktuğunu belirten Özkan, "Size birşey olacak diye inanın çok korktum. Ama bugün yüzde yüz tavan çökmeyecek. Çünkü
Atatürk de dahil bütün ruhların burada olduğuna inanıyorum.
Savcılık beni
Sivas katliamını yapmakla suçluyor. Savcılara sorsak Sıvas katlimının tarihini hatırlamazlar. 33 kişiden bir tekinin adını hatırlamazlar. Başbağları yapmışım. Sorsam onu da bilmezler." şeklinde konuştu.
"BENİ ÖLDÜRECEKLERDİ"
Savunmasının bir manifesto olacağını söyleyen Özkan, "Beni öldüreceklerdi. Öldüremediler O yüzden bur
adayım. Kim öldürtecekti. AKP
Diyarbakır Milletvekili İhsan Aslan. Olmadı. İstanbul adliyesinde Matkap davası var. Kanaltürk'te yayınlanmaması istenen bir program vardı. Yayınlanmaması için çok kişi araya girdi. Çok paralar
teklif edildi. Ancak kabul edilmeyince AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Aslan, Muş'lu
korucu bir
aile ile beni öldürtmek için anlaşmış. Görüşmeler yapılmış. Telefon dinlemeleri yapılmış. Aynı çete, Kapalıçarşı'da bir kuyumcuyu kaçırmak için de görüşmeler yapmış. Ben bu olayla ilgili olarak savcı Hikmet beye ifade verirken Savcı Zekmeriya Öz de odaya gelip ifademi dinledi. Matkap dosyasını getirtin. Bu
mafya liderini dinleyin.
Zekeriya Öz'ü dinleyin." diye konuştu.
ÖZKAN'DAN SANIKLARA 'AĞZI BOZUKLAR' YAKIŞTIRMASI
Dünkü oturumda küfürlü konuşmalar yaptığını kabul edip, iddia olunan suçlarla konuşmalarının bir alakası olmadığını belirten Özkan, bugün de kendisi ve diğer sanıkları işaret ederek, "Biz ağzı bozuklar ordusu" yakıştırmasını yaptı. Özkan, "Yalnız Hasan
Ataman farklı. Hatta onun bu özelliği bazan aramızda
şaka konusu oluyor." diye konuştu.
ÖZKAN, SAVUNMASINA 11 KLASÖRLE ÇIKTI
Savunmasına başlarken, adının geçtiği 11 ek klasörü sanık kürsüsüne koyan Tuncay Özkan, ilerleyen saatlerde "5 bin sayfayı buradan kaldırıyorum. Siz de akıllarınızdan kaldırın.Bunlar halüsünasyondur. Gerçeği benden dinleyeceksiniz. Bunlar yüktür. Hiçbirşeydir." dedikten sonra klasörleri mübaşirin yardımıyla kürsüden kaldırdı.
"MUHALEFET OLMAK SUÇ MUDUR?"
Irak savaşına karşı çıktığı için kendisinin sanık olduğunu söyleyen Özkan, "Bu dava dünün hesaplaşmasıdır. Gelecek için sonuç elde etmek adına açılmış bir davadır." dedi. Birilerinin Turgut Özal'ın devamı oldukları şeklinde söylemleri olduğunu belirten Özkan, "Turgut Özal'ın devamı olduklarını söylüyorlar. Çeyreğini bile edemezler. Tuncay burada mı derdi. Ben yokken toplantıya başlamazdı.
Hürriyet ve diğerleri önemli değildi. Cumhuriyet muhalifti, muhalefetin olmayacağı yerde başarının olmayacağını bilen bir adamdı. Muhalefet olmak suç mudur?" dedi. Özkan, "Birçok insan tanıyorum. Onlarla ilgili sorun yok ama tanımadıklarımla ilgili yargılanıyorum." şeklinde konuştu.
"SARIKIZ BİR OTTUR"
Erzincan Kemaliye'li ve
Türkmen olduğunu söyleyen Özkan, Fırat'ta yüzdüğünü, madenini, taşını, ağacını, otunu bildiğini belirterek ismini bildiği bazı otları da saydı. Bu sırada "
Sarıkız'ı da bilirim" demesi avukatı ve bazı sanıkların müdahalesine neden oldu. Bunun üzerine Özkan, "Sarıkız ot canım. Bizim yöremizde bir bitkidir" dedi.
"BURADA OLMASAM, HIRANT DİNK'İN KATİLLERİNİN PEŞİNDE OLURDUM."
Bin yıllık yara şeklinde yorumladığı
Ermeni meselesi hakkında kaleme aldığı kitabını yazarken dostum dediği Hrant Dink'ten alıntılar da yaptığını anlatan Özkan, "Hırat Dink dostumu katleden köpektir, hayasızdır, namussuzdur" dedi. Dink'in öldürülme nedenini ise "Emperyalizmin karşısında duran tek Ermeni aydın olması" şeklinde yorumladı. Özkan, "Burada olmasam Hırant Dink'in katilinin peşinde olurdum. Hırant'ı bir tanısaydınız." şeklinde konuştu.
"KANALTÜRK'TE MUHARREM AYI PROGRAMLARI YAPTIM"
Kanaltürk'te,
Ramazan ayında olduğu gibi
Muharrem ayında da sohbet programları yaptığını belirten Özkan, bu durumun da ilk başta provakasyon olarak görüleceğinden bahsedildiğini söyledi. Bu programın aynısının Samanyolu TV'de de yapıldığını belirten Özkan, yine burada Türkiye'nin kazandığını söyledi.
"BEN YERİMİ BİLİRİM"
CHP'yi ele geçirmeye çalışmakla suçlandığını belirten Tuncay Özkan, "Çocuklar CHP kurultayına gelmemi çok istiyorlardı. Ben de gazeteci sıfatıyla gittim. Kurultayda Deniz Baykal'dan sonra en çok alkışı ben aldım. Ancak konuşmamın ardından yerime geçtim. Ben yerimi bilirim. Üye ve aday olmamı istediler. Ne üye ne de aday oldum. Milletvekilliği teklifini de kabul etmedim. Niye dosyaya koyuyorsunuz bunları? Çünkü geleceğe yatırım yapıyorsunuz." dedi. Özkan, CHP, MHP ve ADD'yi ele geçirmeye çalıştığı yönündeki iddiaların da asılsız olduğunu söyledi.
"SUSURLUK İÇİN NELER YAZDIM"
Birinci davanın tutuklu sanığı
emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile aynı soruşturmaya nasıl dahil edilebileceğini soran Özkan,
Susurluk için neler yazdım ben." ifadesini kullandı. Sanık Hurşit
Tolon ile yaptığı
telefon konuşmasından yola çıkılarak örgütte özel bir yerinin olduğu şeklinde iddia bulunduğunu belirten Özkan, "Konuşmamızda bana efendim diyor. Hurşit
paşa ile konuştunuz mu hiç? O kadar beyefendi birisidir ki. Konuşmamızda birbirimize efendim şeklinde hitap etmemiz, nezaket olarak değil, benim örgütte özel bir yerim olduğu şeklinde anlaşılmıştır." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK BELGE ARŞİVİNE BEN SAHİBİM"
Yaptığı telefon konuşmalarının, suç unsuru taşımamasına rağmen dava dosyasına konulduğunu ve bu yüzden sosyal ilişkilerinin bozulduğunu belirten Özkan, "Bozdukları sosyal ilişkilerimi nasıl düzelteceğiz şimdi? Nasıl organize edecem ben? Bunların sebep olduğu tahribatı nasıl düzeltebilirim ben? Bir an kendinizi benim yerime
koyun." dedi. Türkiye'nin en büyük belge arşivine kendisinin sahip olduğunu savunan Özkan, "Bulmuşlar bir
depo, gelip bana sorsanıza aradığınız belgeleri." şeklinde konuştu. Duruşma, saatin geç olması nedeniyle 24
Aralık 2009 günü saat 09.30'a ertelendi.
Perşembe günü görülecek
duruşmada, Özkan'ın savunmasına devam etmesi bekleniyor.
(CİHAN)