İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesindeki duruşmada,
sanıkların ardından avukatların beyanlarının alınmasına geçildi.
Duruşmada söz alan
tutuklu sanık
Mehmet Haberal'ın avukatı Köksal
Bayraktar, müvekkilinin tutukluluğuna yaptıkları itirazın reddedilmesine ilişkin
Yargıtay Genel Kurulunun 5
Kasım 2010'da verdiği kararda, ''
mahkemenin ret kararlarının hukuka aykırı olduğunun'' belirtildiğini hatırlatarak, tutukluluğun ne kadar esassız olduğunun bu kararla ortaya çıktığını söyledi.
Tutukluluk kararlarının, tutuklunun hayatı ve sağlık hakkını tehdit etmemesi gerektiğini belirten Bayraktar, burada sağlık ve hayat hakkı tehlikede olan müvekkilinin savunmasını yaptıklarını kaydetti.
Bayraktar, 19
Aralık 2010'da
emniyet mensuplarının ambulansla birlikte saat 06.30'da hastaneye geldiğini, Haberal'ın
Adli Tıp Kurumuna götürülmek istendiğini anlatarak, ''Ani
ölüm riski taşıyan müvekkilim ambulansla götürülmek istenmiştir. Bu durum hukuka uygun mudur, insan haklarıyla bağdaştırılır mı?'' dedi.
Kardiyoloji Enstitüsü Başkanı Erhan Kansız'ın tutuklanmasını da eleştiren Bayraktar, ''Haberal'a 23
rapor vermesinin cezasını çektirmek için mi bu
tutuklama kararı çıkmıştır?'' diye konuştu.
-HABERAL'IN ODASINDAKİ ARAMA-
Polis ekiplerinin yine önceki gün Haberal'ın bulunduğu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsündeki odasına
akşam saatlerinde 4 müfettişle birlikte gelerek
arama yaptığını hatırlatan Bayraktar, ''Ani ölüm riski taşıyan Haberal'ın bulunduğu hastanede yapılan bu aramaya duyarsız kalmak onu ölüme götürmektir. Acaba verilmemiş bir ölüm cezasının infazı mı yapılıyor? Bir ayda iki ayrı arama, bir ayda iki ayrı polis müdahalesine maruz kalmış bir insandan bahsediyoruz. Türk toplumuna bu kadar
hizmet etmiş bir insan bu muameleyi hak etmiyor'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Mustafa
Balbay'ın avukatı Aydın Metin de artık delillerin tartışılmasına başlanması gerektiğini ifade ederek, sanıkların birbirleriyle irtibatlı olmadığının ortaya çıktığını söyledi.
Metin, yargılamanın bir şekilde hızlanması gerektiğini belirterek, ''Yoksa bu davanın sağlıklı devam etmesi mümkün değildir'' dedi.
Balbay hakkındaki tutuklama kararının Anayasaya aykırı olduğunu savunan Metin, ''mahkemenin tarihi vebalden kurtulması için müvekkilinin
tahliye edilmesi gerektiğini'' kaydetti.
-DEVRİMCİ KARARGAH DOSYASINDA KAYITLAR-
Duruşmada sanık ve avukatların taleplerine ilişkin görüşünü açıklayan
Cumhuriyet Savcısı
Mehmet Ali Pekgüzel de tutuklu sanıklardan Hasan Atilla Uğur'un talebi üzerine,
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı ve CMK'nın 250. maddesiyle yetkili
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılarak,
Albay Rıdvan Özden'in
Ağustos 1985'te şehit edilmesi olayına ait
soruşturma evrakı ve eklerinin bir suretinin mahkemeye gönderilmesini istedi.
Sanıklardan Mehmet Ali Çelebi'nin bugünkü duruşmada HTS raporuna ilişkin anlatımları dikkate alınarak, cep telefonunun bu anlatımlar çerçevesinde incelenip ayrıntılı bilirkişi raporu tanzim edilmesini talep eden Pekgüzel, önceki bilirkişi raporunun sanık anlatımları uyarınca açıklattırılmasını istedi.
Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin, ''Devrimci Karargah'' isimli
terör örgütü soruşturması kapsamında basına yansıyan davayla ilgili bir kısım kayıtların istenmesine dair mahkeme yazısına, ''Hangi kayıtların istendiği'' şeklinde
cevap verdiğini ifade eden Pekgüzel, söz konusu tüm kayıtların sadece mahkemenin incelemesine esas alınmak üzere
gizlilik kuralları içerisinde gönderilmesini talep etti.
Pekgüzel, gönderilecek bu kayıtların, mahkeme incelemesinden sonra, davayla ilgili olanlar varsa suret alınarak dosyaya konulmasını isteyerek, önceki duruşmalarda olduğu gibi tutuklu sanık Hüdayi Ünlüer'in adli
kontrol altına alınıp serbest bırakılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.