Bir laf etti.
Pakistan'daki savcı ve hakimleri örnek gösterip toplu
istifa imasında bulundu. Belki de ilk defa hukukçular ve kamuoyu her açıklaması büyük tepki gören
Kadir Özbek'i alkışlayarak
destekledi.
Kamuoyunun
Kadir Özbek'in açıklamasında destek verdiği bölüm Anayasa'ya direnç kısmı değildi. Herkes demokratik bir anayasaya direnen
yüksek yargı mensuplarının toplu istifa edeceği kısmıyla ilgilendi. Özbek'in duyarlılık ve yargının bağımsızlığını koruma gerekçeleri hiç samimi bulunmadı.
Türkiye'nin yakından tanıdığı
Hukukçulara göre Kadir Özbek en başta Pakistan örneğiyle, hem tezata düştü hem de inandırıcılığını kaybetti. Zira Pakistan'da
Ziya Ul-Hak döneminde gerçekten böyle bir olay yaşanmıştı. Ancak yargı mensuplarının tepkisi
sivil irade tarafından hazırlanan anayasaya değil, bir
darbe anayasasınaydı. Yani bugün Özbek'in değişmesin dediği, bizdeki 1982 anayasası'nın bir benzeriydi.
Hukukçular bu noktada çok önemli bir noktanın da altını çiziyordu. Onlara göre
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek darbeye direnir gibi
demokrasiye direniyordu. 12
Eylül anayasasına ses çıkarmayan, 28 Şubat'ta brifingleri ayakta alkışlayan yüksek yargının bugün gösterdiği tepki demokrasi karşıtlığı olarak yorumlandı.
Zaten Özbek'in istifa açıklaması diğer yüksek yargı mensuplarından da destek görmedi. Dahası zaten emekliliği gelen Özbek'in "hadi istifa edelim" sözleri kendi
hedef kitlesinde aksi seda bulmadı. Kendisi bile ertesi gün geri adım attı.
SAMANYOLU HABER TV