‘
Dersim’’ örneğinin maksatlı bir şekilde çarpıtıldığına değinerek, ‘’ Aslında tekil taraf demeliyim, çünkü Ak Parti tarafında, özellikle
Başbakan Erdoğan, maksatlı olarak konuşmamı çarpıtarak,
ucuz bir
siyaset aracı olarak kullanmak istedi.’’ dedi.
Erdoğan’ın, meclis kürsüsünde karşılaştığı eleştirilere, karşılıksız ve çaresiz kaldığını söyleyerek, ‘’ Başbakanın adeti bu, ne zaman sıkışsa ve cevapsız kalsa, saptırma ve karalama yoluna gidiyor. O nazik uslubuyla…‘’ sözlerini kaydetti. ‘’ Erdoğan,
AK Parti grubunun bir fabrikasyon hatasıdır’’ diyen
Onur Öymen, hükümeti,
Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere etnik kimlikleri maksatlı olarak ön plana çıkarmak ve ayrı bir şuur içinde olmakla suçladı. Dersim örneğinde, Atatürk’e değinerek, ‘’ Yaşasaydı, o nasıl bir yaklaşım içinde olurdu, kimse bu anlamda Atatürk’ün arkasına saklanmasın ‘’demek istediğinin altını çizdi. Öymen, ‘’Konuşmamda, Aleviler kelimesi bile ağzımdan çıkmadı.
Masum insanların katledilmesi en çok sosyal demokratları üzer. İnsan hayatı bizim için siyasete malzeme edilemeyecek kadar önemlidir.’’ diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı,
Hürriyet Gazetesi’nde,
Oktay Ekşi’nin de kaleme alarak, gündeme taşınan bu hadiseyi değerlendirdiğini de değinerek, ‘’
Oktay Ekşi, meslek hayatı boyunca, böylesine bir çarpıtılma ile karşılaşamadığını ifade etti.’’ dedi. Yaşananları, zor durumda kalan hükümetin, ucuz ve çaresiz bir siyasi yaklaşımı olarak değerlendirdi.
ABD Ziyaretinde, Ne Aldık, Ne Verdik!
Erdoğan’ın ABD ziyareti ve Obama görüşmesine de değinen CHP
Bursa Milletvekili Onur Öymen, kamuoyuna yansıyan ve gazetelerde yer alan manşetlerin değil, içeride gerçekleşen ikili görüşülenlerin önemli olduğunun altını çizdi. ‘’Bu işin esası, ne aldık, ne verdik şeklinde netleştiğinde ortaya çıkar’’açıklamasında bulundu.‘’ABD bizim Nato’da müttefiğimiz, hem de
PKK sözde ortak düşmanımız ama bu ortak tehdit için, ortak hareket edemiyoruz. ‘’ diye konuştu. ABD’nin PKK hariç tüm
terör örgütlerine karşı mücadelede bulunduğuna dikkati çekerek, ‘’ Neden ziyaret görüşmelerinde,
Kuzey Irak’ta bulunan, PKK terör beyninin ve merkezinin tasfiyesini isteyemedik. Kandil’in hiç konuşulmadığı açık.’’eleştirisinde bulundu. ‘’’ ABD, bizden Afganistan’a asker göndermemizi istiyor ama’’ diyerek, tek taraflı beklentilerin karşılık bulduğu gelişmelerin yaşandığını öne sürdü. Suriye’de, terör sorununda tasfiyenin neredeyse bitme noktasına geldiğine işaret ederek, ‘’ Madem ABD, Türkiye’nin dostu, PKK ve Terör başta olmak üzere,
Ermenistan için Karabağ şartını bile dile getiremiyor ve benzeri suskunluğumuzu
Kıbrıs için de yaşıyoruz. Neden bunları konuşamıyoruz’’ dedi.
Açılım İçin Düşüncelerimiz Net, Önce Silah Bırakılmalı!
Terörün köklü ve gerçek anlamda son bulması için,
silahların bırakılmasının şart olduğunu söyleyen Onur Öymen,’’ Sözde demokratik
açılım için düşünlerimiz net ve bu konuda kararlıyız’’ dedi. İngiltere’de 2005
Nisan ayında yaşananları ve İra’yı örnekleyerek, ‘’Teröristler silahla mücadeleyi bırakmayı kabul ederek, silahlarıyla teslim oldular ve sonrasında kurulan
komisyon ile uzlaşma sağlandı.
Habur sınır kapısında yaşananlar gibi, Londra’da otobüslerin üstünde teröristler için coşkulu
zafer karşılamaları yapılmadı ’’ dedi. ’’ Milli kimlik, uniter devlet yapısı ve eğitimde kabul edilen, resmi dilin
Türkçe olması kırmızı çizgidir. Bu sınırlar zorlanmadığı sürece, azınlıklara, tüm çağdaş etnik gruplara tanınan hakların verilmesini biz de destekliyoruz’’ açıklamasında bulundu. Hükümetin ilk önce
bölge insanına gerekli hizmeti vererek sahip çıkması gerektiğini belirterek, ‘’ Buralarda insanları devlet tarafından sahiplenilmesi, istihdam yaratılması, eğitim ve sağlık gibi en temel gereksinimlerinin karşılanması gerekir’’ diye konuştu.