Erdoğan, partisinin
TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada,
Ortadoğu bölgesinde yaşananlara dikkati çekti.
Dünyanın giderek daha kötü bir yer haline geldiğini,
yoksulluk ve şiddettin birbirinden beslenerek, birbirini davet ederek hızla küreselleştiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bölgemiz, ne yazık ki her gün biraz daha fazla barış ve refahın uzağına sürükleniyor. Onun için diyorum ki müreffeh ve onurlu bir Ortadoğu istiyorsak, önce kardeş kavgasına son vermeliyiz. Önce kendisiyle ve dünya ile barışık bir Ortadoğu inşa etmeliyiz.
Türkiye, medeniyetler ittifakındaki öncü rolüyle İKÖ ve AB'yi ortak değerler zemininde buluşturan özellikleriyle hem örnek bir
ülkedir hem de böyle bir Ortadoğu'nun güçlü savunucularından biridir.
Özellikle içinden geçmekte olduğumuz bu dönemde,
ekonomik kalkınmayla demokratik reformlarımızı birlikte gerçekleştirmiş olmamız, içeride toplumsal barışımızı, siyasi istikrarımızı güçlendirmiş olmamız, bana göre çok önemlidir. Bu, hem bölge halklarına verebileceğimiz en etkili
mesaj olmuştur hem de yanı
başımızda ortaya çıkan yangınlara karşı bizi daha korunaklı bir yapıya kavuşturmuştur.''
Erdoğan, savaş ve şiddetin yoksulluk, yoksulluğun da daha fazla savaş ve şiddet getirdiğini acı tecrübelerle yaşayanların, Türkiye'ye baktıklarında istikrar ve refahın nasıl karşılıklı olarak birbirini ürettiğini görmeleri gerektiğini söyledi.
MEZHEP ÇATIŞMALARI
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Biz, dünyada medeniyetler çatışmasını önlemeye çalışırken, ne yazık ki birileri hemen yanıbaşımızda, komşumuz
Irak'ta mezhepler çatışması kurgulamaya
çalışıyor. İşte şurada, geçen hafta içinde yaşadıklarımız gerçekten içimizi dağlıyor. Geçen hafta bir günde 225 kişinin öldürüldüğü, hemen arkasından 50'ye yakın insanın öldürüldüğü ve bu yıl içinde ortalama 50-60 kişinin öldürüldüğü bir ülke durumuna getirildi Irak... Neyle, mezhepler çatışmasıyla... Neyle, etnik
unsurlar çatışmasıyla... Adeta bir
iç savaş şu anda Irak'ta yaşanır oldu.
Sünni ve Şiiler arasında bir
kan davası meydana çıkarmak için insanlık dışı katliamlar yapılıyor.
Yine komşumuz Lübnan'da, iç savaş senaryolarını sahnelemek isteyenler ortaya çıkıyor. Tanık olduğumuz bu son siyasi suikastın böyle kirli bir plana
hizmet ettiği bana göre açık ve nettir. Kritik günlerden geçiyoruz.''
DÜNYA LİDERLERİNE ÇAĞRI
Erdoğan, bölgesel ve küresel aktörlere de seslenerek, ''Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Açık söylüyorum; bu ateş, uzak yakın demeden hepimizi yakar'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, kendileri farklı
inanç sistemleri, kültürler, medeniyetler havzası arasındaki düşmanlıkları ortadan kaldırmaya çalışırken; yüzyıllardır aynı topraklarda bir arada yaşayan etnik ve mezhepsel kimlikleri çatıştırmanın, aralarına nifak sokmak için masum kanı dökmenin, en büyük
insanlık suçu olduğunu kaydetti.
TERÖRÜN TETİKLEYİCİSİ...
Aşırılıkları
tahrik etmenin, hiç kimsenin kazançlı çıkamayacağı bir yıkıma yol açacağı uyarısında bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Terör, bir bumerang gibi önünde sonunda dönüp sahibini vurur. Bu kirli
iktidar mücadelesinde kazanan olmaz, kazançlı çıkan olmaz. Kaybeden ise her şeyden önce küresel barış olur, dünya barışı olur, topyekün bütün insanlık olur. Onun için biz inanıyoruz ki Ortadoğu'da barışın tesisi, küresel barışın da anahtarı olacaktır.
Eğer iyi düşünüp, iyi araştırırsak dünyada
terörün tetikleyicisi inanıyorum ki
İsrail-
Filistin savaşlarıdır. Oraya dayanıyor. Bugün çatışmalarla gölgelenen Ortadoğu coğrafyasında, barış tesis edilmeden dünyanın huzur ve esenliğe kavuşması mümkün değildir. Bizim hassasiyetimiz budur. Bütün küresel güçlerden, bölge ülkelerinden beklediğimiz hassasiyet de bu yöndedir.''
Türkiye'nin gerek tarihi gerekse kültürel olarak bölgede sorumlulukları bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Ülkemin içinde hala bunu farkedemeyenler var. Hala bunu anlamayanlar var; anlamak istemeyenler de var. Ama zaman onların anlamasını sağlayacaktır. Biz, o güne gelmeden bunu anlamalarını istiyoruz'' diye konuştu.