Genelkurmay Başkanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen “
İpekyolu-2007 General/Amiral Semineri” Antalya'nın
Serik ilçesine bağlı Belek'te başladı. Seminerin açılışında konuşan
Genelkurmay Başkanı Org.neral
Yaşar Büyükanıt, konuşmasının önemli bölümünü,
terörist faaliyetlerle mücadele ve bu konudaki uluslararası
işbirliğinin önemi konusuna ayırdı. Or
general Büyükanıt, terörizmin kasıtlı ve siyasal amaçlı bir şiddet, insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu vurguladı.
Büyükanıt, terörizmin etnik ve dine dayalı çatışmaları
toplum içindeki ideolojik ayrılıkları ve her çeşit istikrarsızlığı kullandığını,
eylemlerini meşrulaştırma mekanizmasını da bu gerekçelere dayandırdığını kaydetti.
Küreselleşen dünyada terörizmin daha küresel,
terörist örgütlerin teşhisi daha zor ve terörist eylemlerin daha ölümcül bir hal aldığına dikkati çeken Büyükanıt, şöyle konuştu:
“Bugün neredeyse tüm
ülkeler, terörist tehdidin büyüklüğünü ve terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin gerekliliğini kabul etmektedir. Ancak terörizmle mücadelede kararlı bir uluslararası işbirliğinin önünde ciddi bir
takım engeller bulunmaktadır. Bu engellerden biri, ulusların hangi eylemin terörist eylem olduğu konusunda bir türlü anlaşamamalarıdır. Bu gerçek, ne yazık ki uluslararası işbirliğini engellemekle kalmamakta, aynı zamanda terörizmin gelişmesi için de uygun bir zemin yaratmaktadır.”
Orgeneral Büyükanıt, bunun yanı sıra terörizmle mücadele yöntemlerini geliştirmede farklı yaklaşımların hala önemini muhafaza ettiğine değindi.
Hiçbir ulusun siyasi ya da ideolojik hiçbir düşünceyi terörist eylemleri savunmak için bir gerekçe olarak gösteremeyeceğinin altını çizen Büyükanıt, bugün pek çok uluslararası ve hükümet dışı organizasyonun terörizmin ağına düştüğünü vurguladı. Büyükanıt, “Maalesef teröristlerin haklarını savunan pek çok hükümet dışı organizasyon bulunmaktadır. Ancak terörizmi
araç olarak kullanan hiçbir amaç meşru olarak kabul edilemez. Bu bağlamda size iyi bilinen hukuki bir vecizeyi hatırlatmak istiyorum: Doğrular yanlışlardan elde edilemez” diye konuştu.
TERÖRÜN BUMERANG ETKİSİ
Orgeneral Büyükanıt, terörizmle uluslararası mücadelenin önündeki bir diğer engelin de terörizm
e devlet desteği olduğuna işaret etti. Terörizmin
hedefinin tek bir toplum, kültür ya da medeniyetten ziyade insanlık ve uygarlığın bütünü olduğuna değinen Büyükanıt, “Terörü desteklemek ya da başka ülkelere yönelmiş terörist faaliyetler karşısında sessiz kalmak, ulusal
politikaların bir parçası olarak görülmemelidir. Küreselleşme çağında duvarlar o kadar saydam ki teröristlerle kurulan hiçbir ilişki sır olarak kalmamaktadır” dedi.
Orgeneral Büyükanıt, unutulmaması gereken bir diğer hususun da terörizmin “bumerang etkisi” olduğunu bildirdi. Bir
dış politika aracı olarak kullanılması halinde terörün “bumerang etkisinin ortaya çıkacağını” ifade eden Büyükanıt, bir ülkenin herhangi bir yerde teröre müdahil olması halinde farkında olmadan kendi ülkesinde de terörizme zemin hazırlamakta olduğunu hatırlattı. Büyükanıt, “Zira bugün terörizm tamamıyla küresel bir tehdit halini almıştır. Hiçbir ülke kendi topraklarında barış ve güvenliği, diğer ülkeleri hedef alan terörist tehdidi göz ardı etmek suretiyle sağlayamaz. Bu nedenle terörizmle mücadelede ortak bir anlayışa dayanan uluslararası işbirliği hayati önem arz etmektedir” diye konuştu.
“HAYALKIRIKLIĞI”
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, Türkiye'nin yılladır terörizmle mücadele ettiğini hatırlatarak, bugüne kadar binlerce vatandaşın
PKK terörü yüzünden hayatını kaybettiğini, yaralandığını veya
sakat kaldığını bildirdi.
Büyükanıt, PKK terör örgütünün bugün dahi Türkiye'nin güneydoğusundaki dağlarda değişik usul ve yöntemler kullanarak alçakça saldırılarına devam ettiğine işaret etti.
Terör örgütünün saldırılarını en çok,
mayın ve el yapımı patlayıcılar kullanarak gerçekleştirdiğini belirten Büyükanıt, şunları söyledi:
“Bunlar sadece güvenlik güçlerine değil,
sivil halka da zarar vermektedir.
Ortadoğu ve Avrupa'daki ulus ötesi bağlantılarından beslenen ve Irak'ın kuzeyindeki kaotik durumdan faydalanan PKK/Kongra-Gel, Türkiye'deki terörist eylemlerini halen sürdürmektedir. Biz bu terör örgütüyle mücadelemizi sürdürürken ve bu mücadelede uluslararası işbirliği beklerken, karşılaştığımız bazı durum ve tavırları anlamakta güçlük çekmekteyiz. Bu tavırlar sadece bizi hayal kırıklığına uğratmakla kalmamakta, daha iyi işbirliğinin gerektiği
terörle mücadelenin temel esasını oluşturan anlayışa da ciddi biçimde zarar vermektedir.”
“YENİ TAKTİKLER”
Orgeneral Büyükanıt, terörizmle mücadelede kararlı bir uluslararası işbirliği yolunda zaman kaybettikçe teröristlerin de birbirlerinden yeni şeyler öğrenip, yeni taktikler geliştirmiş olarak ortaya çıktıklarını vurguladı. Büyükanıt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu nedenle, her ülkeden, her türlü terör örgütünü hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın, ortak hedef olarak tanınmasını ve 'senin teröristin - benim teröristim' yaklaşımlarını bir kenara bırakarak, hepimizin değerlerine, yaşamına ve istikrarına karşı olan tek bir terör türünün olduğunu kabul etmesinin önem ve gerekliliğini bir kez daha vurguluyorum. Bu platformda bir hususu daha belirtmek istiyorum; terörle mücadele, bütün
ortaklık programlarında temel işbirliği alanlarından birisi olmalıdır. Tüm ortaklarla birlikte müşterek bir terörle mücadele stratejisi belirlenmeli ve kararlı bir şekilde uygulanmalıdır. Bu kapsamda küresel boyutta, NATO'nun temas ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmesini anlamlı bulduğumu ve desteklediğimi ifade etmek isterim.”
“YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ”
Büyükanıt, Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün “Yurtta barış, dünyada barış” özdeyişiyle hayat bulan geleneksel dış politikası gereği Türkiye'nin her nerede ihtiyaç duyuluyorsa barışı tesis etme çabalarına katkıda bulunmaya devam edeceğini bildirdi.
İçinde bulunulan asimetrik tehditler çağında hiçbir ülkenin terörizme karşı kendisini güvenlik içinde düşünemeyeceğini anlatan Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu:
“Atatürk'ün 'Bütün insanoğlunu bir
vücut ve ulusları onun birer organı gibi düşünmeliyiz. Herhangi bir parmaktaki acı tüm vücutta hissedilecek' özdeyişine benzer bir şekilde bugün, içerisinde yaşadığımız ve ülkelerin birbirine azami bağımlı hale geldiği dünyamızda en ücra köşedeki bölgesel bir çatışmanın tüm dünyayı derinden etkileyebileceği kaçınılmaz bir gerçektir.”
AA