Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve kuvvet komutanları katıldı. Küresel dünyada büyük bir değişim yaşandığına dikkat çeken Büyükanıt, "Buna hazırlıksız olan ülkeler ciddi sorunlarla karşı karşıya...Dünya, tarih boyunca pek çok değişime sahne oldu. Dünyada meydana gelen politik, ekonomik, askeri ve sosyal değişimler bir süreç içinde ve genellikle yavaş olmaktadır.Gürcistan'daki olaylarda bunun tipik bir örneğidir. Teknolojideki hızlı gelişimin güvenlik sistemine etkileri oldu.Bu etkileri dikkate alarak bugünü değerlendirmemiz gerekiyor. Ülkemizin çok yönlü bir tehdit ortamında olduğunu hesaba katarak güvenliği 2050'lere bakarak geliştirmeliyiz. İstikrarsızlıklarla dolu bir bölgede yaşayan Türkiye'nin tehdit algılamalarında değişiklik oldu.Tehdit kavramı genişledi.Laik ve demokratik yapısı ile istikrar unsuru olan ülkemiz mücadele etmek zorunda.T.C.'nin laik yapısını ortadan kaldırmayı amaçlayan irtica ve üniter devleti yıkmaya çalışan terör iki ciddi tehdittir. TSK, bazı çevrelerin planları karşısındaki en büyük engeldir.Bazı çevrelerin bu karanlık saldırılarını görmemek mümkün değil.Her fırsatta TSK'ya seviyesiz saldırılar yapılmaktadır.Ama bu saldırılar halkın TSK'ya olan güvenini sarsmaz. Bugün TSK'nın ulaştığı seviyeye bakarak yarınlar için kaygılanmanın yersiz olduğuna inanıyorum.Ulusal bütünlüğümüze kasteden çabaları boşa çıkaracak bir güce sahiptir TSK..." TSK CAYDIRICI BİR GÜCE SAHİP OLMALI TSK'nın caydırıcı bir güce sahip olması gerektiğine vurgu yapan Büyükanıt, şunları söyledi: "Caydırıcı güce sahip olmak komşu ülkelerin üzerinde tedirginlik yaratmak için değil komşularımızın yanlış hesap yapmasını engellemek ve barışı hakim kılmak içindir.TSK verilen yetki çerçevesinde sınır ötesi operasyonlarla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin -imkanları hakkında fikir vermiştir. TSK'yı güçlü kılan Atatürkçü düşünce sistemidir.TSK'nın aşamayacağı hiçbir engel yoktur.Atatürkçü düşünce kazanımlarını korumak sadece TSK'nın değil Türk ulusunun görevidir. Ortadoğu güvenlik politikamız, ülke değil bir bütünlük içinde ele alınmalı.Sorunların bazı ülkelerin temel politikalarından kaynaklanmaktadır.Irak'ta güvenliğin ve istikrarın sağlanamaması bölgeden kaynaklanan terör tehditini ciddi boyutlara ulaştırdı.Irak'ın kuzeyindeki grupların Irak'ın oluşumunda söz sahibi konumu getirilmesinin büyük etkisi de var.K.Irak ile temasta bulunmamız istenmektedir.Tabi bir takım temaslar var. Merkezi hükümetin güvenlik güçlerinin K. Irak'a girme yetkisi bile yok henüz... KARADENİZ VE AKDENİZ Öte yandan Karadeniz'de sorunlar yumağı haline getirilmek isteniyor.Doğu Akdeniz'de petrol yataklarının işletilmesi ve araştırılmasına yönelik çabaları endişe ile izliyoruz.Bu çabalar hayata geçirildiği taktirde Türkiye, Antalya Körfezi'ne hapsolma tehditi ile karşı karşıya kalır.Türkiye'nin de bu konuda çalışmaları olduğu bilinmelidir." TERÖRLE MÜCADELE Terörle mücadelenin geçmişine baktığımızda dönüm noktaları vardır. 1. Körfez Savaşı birinci eşiktir.Savaş sonrası terör örgütü K. Irak'ta geniş bir güvenli alana sahip olmuştur.Burası Irak'ın kuzeyindeki gruplara geniş bir manevra alanı yaratmıştır.Bunun sonucunda Türkiye'de terör sayısı artmıştır.92-97 yılları arasında her yıl yaklaşık 500 şehit verdik. 1999 yılında terör örgütü liderinin yakalanması ile terör olaylarında çok büyük düşüş yaşanmıştır.2002 yılında bir savaş daha ortaya çıktı.2004 yılından itibaren terör olaylarında artış eğilimi yaşandı. TSK'nın tezkere yetkisi almasından sonra büyük bir hareket düzenledik.Mevsimin ağır olduğu şartlarda hareket icra edildi.Bu operasyonlar belli amaçlar için icra edildi.Terör örgütünün amacını kırmak için, Irak'ın kuzeyinin terör örgütü için güvenli bölge olmadığını göstermek için bu operasyonlar yapıldı.Bunlarda başarılı da olundu.Operasyondan önce örgütün bölgede bahçeler, evler yaptığı görüldü.Teröristleri gitar çalan, insan hakları savunucusu olarak göstermek isteyenler var.Kanlı katilleri masum insanlar olarak göstermek isteyenler var. Bölgede 2 veya 3 kişiden fazla olmayan terörist gruplar hala var.Lider kadrolardan kaçanlar var.İçeride ve dışarıda onlara destek veren demokrasi ve özgürlük havarisi geçinenler var.Patlayıcı sağlayan işbirlikçiler var.TSK'den nefret edenler var.Onların varlıkları bizim de var olma sebebimizdir.Bölgede yaşayanları asla terörist olarak görmüyoruz onlar bizim vatandaşımızdır.Biz terörist ile vatandaşı birbirinden ayırırız.Terörizmin birçok boyutu var.Bu boyutlar askerlerin ilgi alanında ama yetki alanının dışında.Bizim görevimiz silahlı mücadeledir.Terörle mücadele topyekün mücadeleyi zorunlu kılıyor.Türk ulusu uzun yıllardır yaratılmaya çalışılan Türk-Kürt savaşından şiddetle kaçınmalıdır.Bunu yapmak isteyenler mevcuttur hala.Operasyonlarımızın başarılı olmamasını isteyen çevrelerde oldu. Askerlerimizin orada donup kalmasına sevinecek olanlar da vardı.Terör örgütüne yönelik bu baskımızı arttırarak devam ettirmeyiz.Bu baskı ölümcül bir etki yaptırabilir.Yılanın başı Irak'ın kuzeyinde kuyruğu ülkemizdedir.Başını ezmeden kuyruğu koparmanın pek bir anlamı yoktur. Terörle mücadele hukuk çerçevesinde yapılmalı ama hukuki esasların zorlaştırılması terörle mücadelede zaaf yaratıyor.Org.neral Koşaner'in vurguladığı konulara aynen katılıyorum.Terörle mücadelede önleyici tedbirler çok önemli." BÜYÜKANIT UZUN SÜRE ALKIŞLANDI Büyükanıt, konuşmasının ardından uzun süre alkışlandı.Büyükanıt'ın duygulandığı ve gözleri dolduğu görüldü. Orgeneral Büyükanıt'tan görevi devralan Orgeneral İlker Başbuğ ise şunları söyledi; "Türkiye dünyanın odaklandığı olayların merkezinde yer aldı hep.Bölgede sadece güçlü devletler ayakta kalabildi.Irak, Afganistan, İran Kafkaslar, İsrail-Filistin'deki gelişmeler kriz bölgeleri olarak öne çıkmaktadır.Küresel alanda güvenlik ya her yerde ya da hiçbir yerdedir.Dünyanın herhangi bir yerinde barışın tehlikeye girmesi dünyanın oraya en uzak bölgesini de tehlikenin içine çeker.Bu nedenle görmemek, çözüm için çaba içinde olmamak hiçbir ülkeyi tehlikeden uzak tutmaya yetmez.Türkiye geniş risk ve tehdit ortamındadır. Türkiye'nin kuruluş felsefesi ulus, uniter ve laik devlet esasını dayanmaktır. TSK bunun korunmasında da her zaman taraftır.Alt kimlikler hiçbir zaman yok sayılmamıştır ancak üst kimliğe zarar verecek bir duruma hiçbir zaman izin verilmemiştir. ULUS DEVLET YAPISI Günümüzde ulus devlet yapısı sorgulanmaktadır.Hatta bazıları bunun artık ömrünü tamamladığını söylemektedir.Bu ifadeler yanlıştır. Türkiye'nin ulus devlet yapısı tartışılmaya açılamaz.Çünkü bu yapı Türkiye'nin varlığı ile doğrudan ilgilidir.Bunu tartışmaya açmak Türkiye'nin bütünlüğünü istememek demektir.Her konuyu tartışma özgürlüğü, devletlerin varlığını riske sokacak konuları içermez.Burada düşünülmesi gereken ulus devletlerin nasıl güçlendirileceğidir.Küreselleşmeyi reddetmemeli ancak ülkemizin menfaatlerine zarar vermeden küreselleşmenin içinde olunmalıdır. ETNİK YAPI Özgürlük, devlet ve birey kavramları var olabilmek için birbirlerine ihtiyaç duyar.Birinin diğerine doğru genişlemesi üçünün birden tehlikeye sokar.Bu hassas dengenin korunması demokrasiler için önem taşır.Bu dengeyi korumak siyaset adamlarına düşer.Bu noktada medyaya da görev düşmektedir. Terör örgütünün temelinde etnik milliyetçilik var.Bunlar ulus devleti hedef almaktadır.T.C. kültürel farklılıklara, etnik farklılıklara saygılıdır.Alt kimlikler, üst kimliğe dönüştürülmeye çalışılırsa ülke kutuplaşmaya sürüklenebilir.Bu Türk ulusuna yapılacak en büyük kötülüktür.Etnik gruplara siyasal ayrıcalık verilemez. T.C demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.Bu nitelik Cumhuriyetin değiştirilemez temel niteliğidir.Laiklik T.C.'yi oluşturan tüm değerlerin temel taşıdır. LAİKLİK VE DEMOKRASİ Dini düşünceyle ilgili endişeler dikkate alınmalıdır.TSK, demokrasiye karşı saygılıdır.Laiklik ilkesinin demokrasi ile çatıştığını iddia etmek sağlam bir temele dayanmamaktadır.Aksine laik düzen, Türk demokrasisinin gelişmesinde ana itici güç olmuştur.Sosyal ve hukuk devleti ilkeleri de çok önemlidir.Sosyal devleti zayıf olan ülkeler cemaatleşmeye doğru gitmektedir.Bu sayede güçlenen cemaatler sosyal hayatı yönlendirmeye başlıyor." IRAK Konuşmasında Irak'a da değinen Orgeneral Başbuğ,"Irak'ın toprak bütünlüğü bizim için çok önemli.Irak parçalanırsa en fazla Türkiye zarar görür.Kerkük'e özel bir statü verilmesi çok önemlidir.Aksi durumda Irak'taki durum daha da içinden çıkılmaz hale gelebilir. K.Irak'taki yerel yönetim terör örgütüne yönelik yaptırımlar uygulamalıdır.Sınır ötesi operasyonlarımız devam edecektir. KIBRIS VE AB Kıbrıs sorununa BM çerçevesinde çözüm bulunmalıdır.Eşit bir şekilde yaklaşım olmadan sorunun çözülemeyeceğinin kabul edilmesi gerekir.AB'ye tam üyelik TSK için her zaman önemlidir.Bu süreçte AB'den beklentimiz Türkiye'ye diğer ülkelere olduğu gibi eşit davranılması ve Türkiye'nin ulus, üniter devlet yapısını zayıflatacak isteklerde bulunulmamasıdır." Konuşmaların ardından Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Devlet Şeref Madalyası verildi.