Bu ilişkileri bilen birçok kişinin
komisyonlara gelerek bu olayı aydınlatacağına inandığını ifade eden Orakoğlu, bilgi verecek kişilerin bazılarını bildiğini kaydetti.
Olayları tek başına değil resmin bütününe bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Orakoğlu,
Ergenekon ve
KCK operasyonlarının bitmesinin ardından demokratik
açılımın başlatılmasının daha faydalı olacağını söyledi. Ülkenin iç barışına,
demokrasisine, istikrarına göz dikmiş unsurların bulunması gerektiğinin altını çizen Orakoğlu, bunun klasik politikalarla yapılacak işler olmadığını vurguladı. Demokratik açılım üzerinden AK Parti'ye yönelik yapılanları 'Çuval hadisesi'ne benzeten Orakoğlu, devleti yönetenlerin şimdiye kadar
PKK ve KCK gerçeğiyle yüzleşmediğine dikkat çekti.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Orakoğlu,
sokak olaylarından
Tokat'taki saldırıya kadar birçok konuda dikkat
çekici açıklamalarda bulundu. KCK'nın şehirde ciddi
örgütlendiğinin görüldüğünü anlatan Orakoğlu, dünyada Ergenekon örgütü başta olmak üzere
terör örgütünü kullanan 10'a yakın gizli servisin bulunduğunu ileri sürdü.
Reşadiye baskınından sonra birden bire hükümet ve 'Ergenekon yaptı' diyenler için
ihanet suçlamalarının ortaya atılmaya başlandığını belirten Orakoğlu, siyasilere şu çağrıda bulundu: "
Kürt sorununu çözmek için bir kere PKK ve PKK gerçeği ile yüzleşmek zorundayız. Bu
terör örgütü nasıl doğmuştur, kimler kurmuştur, kimler kullanmaktadır? '
Öcalan Soruşturma Komisyonu' kurulsun. Hazırlık,
araştırma komisyonu değil. Soruşturma komisyonu,
sorgu, yargı
yetkisindedir. Buna daha fazla da yetki verelim.
Türkiye olarak bir neşter vuralım. Türkiye'deki bu terör olgusunun Kürt sorununun çözümüne çok ciddi faydaları olacaktır. Bir daha, bir daha eskiye dönmeyeceğiz. Devletin içerisinde birçok insan bundan rahatsız durumda. Ergenekon
soruşturmalarının şu hale gelmesinde, bu kadar büyümesinde örgütün içerde çözülmesi etkili olmuştur. Örgütün içerisinde ihtilaflar var. PKK
Hizbullah konuları gündeme geldiğinde kamuoyu görecektir, savcılarımızda çok ciddi
belge bilgiler bulunmaktadır. Ergenekon operasyonları bittikten sonra açılıma girilseydi, Türkiye'de açılım gereklidir, şu an açılım AK Parti'ye karşı bir 'kurt kapanı' haline dönüştürülmek istenmektedir. Eğer Ergenekon operasyonlarını yapsaydık, Ergenekon'da şu anda Türkiye'nin geçmiş karanlık 30 yılı ile tam hesaplaşabilseydik ve ondan sonra bu açılıma girseydik Türkiye bu
manzara ile karşılaşmayacaktı. Bu işin temelinde yine Ergenekon vardır, Ergenekon'la ilgili operasyonlar vardır. Bu operasyonlar ve KCK operasyonları devam etmelidir."
"TOKAT OLAYININ ARKA PERDESİNİ DAĞLICA VE AKTÜTÜN GİBİ BIRAKMAMAK LAZIM"
DTP'nin kapatılıp kapatılmamasının şehir eylemlerine çok etki etmediğini savunan Orakoğlu, partinin kapatılmasının şehir eylemlerinde KCK'nın etkisini artıracağını söyledi. Türkiye'nin gelip gelip bir duvara tosladığını anlatan Orakoğlu, normal bir 'PKK ideolojisi'nin düşünülemeyeceğini belirtti.
Teröristbaşı
Abdullah Öcalan'ın derin birtakım yapılarla, bazı gizli derin devletlerle, gizli servislerle ilişkilerinin çok açık olduğunu dile getiren Orakoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bunların kullanıldığını artık hepimiz biliyoruz. Her
ülke PKK'yı bir
taşeron örgüt olarak bize karşı kulllanmıştır, kullanmak istemiştir. Açılım politikalarına yardımcı olmak, aynı zamanda da bu örgütü yönetenleri ortaya çıkarmak amacıyla 'Öcalan Soruşturma Komisyonu' kesinlikle kurmalıyız. Ben buna artık çok ciddi anlamda inanıyorum. Bunu kurduğumuz zaman kimlerin kullandığı çok açık bir şekilde ortaya çıkacak. Türkiye'de insanları kutuplaştıran kim var, iç güç mü dış güç mü; bunların hepsi tık tık çıkacak. Komisyon kurulduğu zaman ellerinde bilgi, belge olanlar, kendilerine sıkıntı gelmeyeceğini anladıkları zaman devlet içerisinde çalışmış bu ilişkileri bilen birçok kişinin bu komisyonlara gelerek bu olayı aydınlatacağına inanıyorum. Bazılarını da biliyorum. PKK'nın insiyatif eylemleri, hep kritik zamanlarda oluyor. Bu olayın arka perdesini
Dağlıca,
Aktütün gibi bırakmamak lazım. Bu olayların üzerine gidip PKK terör örgütünü provokasyon amaçlı kullanan iç ve dış mihrakları bulmamız gerekmektedir. Yoksa Türkiye'de ihanet edebiyatı alır gider."
"PKK'NIN ARŞİVİ BİZDE Mİ SURİYE'DE Mİ?"
Birlik beraberliğin çok önemli olduğunu ve vatandaşların
tahrik edilebileceğine dikkat çeken Orakoğlu, DTP
kapatma davasında Emine
Ayna gibi örgütle direkt bağı olan insanlara
yasak gelmemesinin düşündürücü olduğunu ifade etti. DTP içerisinde bazı unsurların Ergenekon ve Abdullah Öcalan ile irtibatı olduğunu dile getiren Orakoğlu, bunlarla ilgili hiçbir yasaklama kararının çıkmadığına dikkat çekti. Orakoğlu, karara bakıldığında "Hem KCK'nın hem de DTP içerisindeki Öcalan ile görüşen Ergenekon yapılanması birtakım insanların korunduğu gibi" bir izlenimin doğduğunu kaydetti.
Bunu Türkiye'nin araştırmak zorunda olduğunu belirten Orakoğlu, Ergenekon'un hep TSK'yı kendi arkalarında gösterdiğini, bugün bazı medya unsurlarıyla bunun tekrar harekete geçirilmeye çalışıldığını savundu. Ergenekon'un TSK demek olmadığını vurgulayan Orakoğlu, "Türkiye'nin devlet millet kaynaşması, Anayasal kurumlar arasındaki kaynaşması önlenerek bir çatışma ortamı yaratılıp bir iç savaşın tohumları atılmaya çalışılıyor. Bu şimdi biraz daha ileri götürülmeye çalışılıyor.
Güvenlik güçleri bu olayların arka planını çok iyi araştırıp bulması gerekiyor. Bu potansiyele sahiptir. Bu olaylar sadece AK Parti'yi götürmez, Türkiye'yi sarar." diye konuştu.
Sözü tekrar 'Öcalan Soruşturma Komisyonu'na getiren Orakoğlu, şöyle devam etti: "Verilen ifadeler üyeler tarafından hemen açıklanmayacak. Hem ifade verenlerin kimliğinin gizliliği açısından, hem
devlet sırrı varsa onlar da ayıklanarak PKK gerçeğiyle yüzleşelim. Türkiye PKK ve PKK gerçeğiyle yüzleşmeden bu sorunları çözemez. Hala söylüyoruz PKK'nın
arşivi nerede? Öcalan 99'da yakalandığında, arşiv Suriye'de getirebilirim dedi. Bizde mi yoksa başka ülkelerde mi; bulalım bilelim bunları. Niye saklıyoruz? Çünkü sakladıkça PKK'yı kullananlar güç kazanıyor. Artık dünyada gelişen trendler demokrasi trendleri. Bu ülkenin iç barışına, demokrasisine, istikrarına göz dikmiş unsurlar kim? Bunların bulunması lazım. Bunlar artık klasik politikalarla yapılacak işler değil.
Araştırmalarda Türkiye bu klasik politikaları aşmak zorundadır." (CİHAN)