Hamza, Muhterem, Cuma, Ahmet ve Utku... Halk arasında ''Sokak dansı'' olarak da tanımlanan Hip Hop yaparken bedenlerinin her bir parçasını kusursuzca kullanan liseli gençler, sağlıklı insanların bile yapmakta zorlandıkları pek çok hareketi bazen tekerlekli sandalye bazen de koltuk değnekleri kullanarak yapıyor. Kısıtlı olanaklara rağmen, sızlanmadan kendilerine sunulan her imkanı değerlendiren gençler, tekerlekli sandalyeleri ayakları, koltuk değneklerini de elleri gibi kullanmakta ne kadar usta olduklarını danslarıyla gösteriyor. -YARIŞMA PROGRAMINA KATILMAK İSTİYORLAR- Sandalyesini artık ayakları gibi benimsediğini anlatan Hamza Çalışkan, doğuştan ortopedik engelli. Kimi zaman içinde bulunduğu durumdan, insanların ona yaklaşımından yorulduğunu söylese de yaşının getirdiği heyecanı dansına da yansıtıyor. Koltuk değnekleri üzerinde amuda kalkan Çalışkan, kendini müziğin ritmine ve Hip Hop dansının hareketliliğine kaptırdığında aslında ne kadar şanslı olduğunu düşünüyor. Öğretmenlerinin teklifiyle Hip Hop grubuna katıldığını belirten Muhterem Aktaş ise, 5 yaşında geçirdiği menenjit hastalığı ve daha sonrasında kangren olduğu için bacaklarını ve el parmaklarından bazılarını kaybetmiş. 13 yıldır tekerlekli sandalye kullanan Aktaş, Hip Hop yaparken engelli olduğunu unuttuğunu ifade ediyor. Basketboldan voleybola, masa tenisinden dansa kadar pek çok sosyal aktiviteyle ilgilenen Aktaş, yaşadıklarını ''Sağlıklı olsaydım belki bu kadar fırsat elde edemeyecektim. Sağlıklı insanlar bana 'pek çok şeyi yapamaz' gözüyle bakabiliyor bazen, ama ben Hip Hop dansı ve yaptığım sporlarla aslında ne kadar engelsiz olduğumu gösteriyorum'' sözleriyle anlatıyor. Dansın kendilerine özgüven kazandırdığını da kaydeden Aktaş, üniversitede de beden eğitimi bölümünde okumak istiyor. -YARIŞMAYLA KENDİLERİNİ TANITMAK İSTİYORLAR- Düzenlenen pek çok programda hem yurt içinden hem de yurt dışından gelen misafirlere Hip Hop gösterilerini sergileyen gençlerin en büyük hayali ulusal kanallarda düzenlenen show ya da yarışma programlarında Türkiye'ye kendilerini tanıtmak. Gençler, böylece engellerinin aslında hiçbir şeye engel olmadığını akranlarına ve kendileri gibi olan engellilere göstererek onlar için umut kaynağı olmak istiyor. Barış Manço'ya hayranlığı dolayısıyla müziğe ilgi duyan ve bu ilgiyi bateri çalarak yaşayan Serebral Palsili (SP-Beyin Felçli) Utku Şener de uzuvlarını rahat kullanamamasına rağmen azmi sayesinde yaşıtlarına örnek oluyor. 5 yıl önce dersler alarak bateri çalmaya başlayan Şener, bir süre Grup Tepetaklak, daha sonra da kendisinin de kurucularından olduğu Kusursuz Hata isimli gruplarda bateristlik yapmış. Müziği bir tedavi olarak nitelendiren Şener, SP'li olmasına karşın bateri çalmasını şu sözlerle anlatıyor: ''Benim engelim teorik olarak, teknik açıdan bateri çalmamı engeller gibi gözüküyor ama ben bunu 5 yıl boyunca çok çalışarak, doğru teknikler kullanarak başardım. Bunu diğer insanlar da yapabilir. Aslında ben bir örneğim. Hiçbir engel müzik yapmaya engel değildir. Bu sözün ispatı gibiyim. Çünkü müzik ruhla yapılıyor.'' -SP'Lİ KÜÇÜKLERE BATERİ DERSİ VERECEK- Serebral Palsili Çocuklar Derneğindeki (SERÇEV) çocuklara bateri dersleri vermeye hazırlanan Şener, tecrübelerini kendisi gibi engelli kardeşlerine aktarmada da oldukça hevesli. Şener, bateri derslerinin engelli küçüklere profesyonel bir meslek olarak tercih edemeseler bile hayatlarına renk katmak anlamında önemli olduğunu düşünüyor. Duygularını dörtlüklerle anlatarak şiirlerini ve özlü sözleri topladığı bir kitap yayımlama hazırlığında da olan, 10 parmağında 10 marifet özelliğiyle hem sağlıklı hem de engelli yaşıtlarına örnek olma niteliği taşıyor.