Türk mühendisler, önümüzdeki yıllarda
Türkiye'ye gelerek milli imkanlarla geliştirilecek bu projelerde görev alabileceklerini belirttiler.
Onları, kimileri ''Türkiye'nin
beyin göçü'', kimileri ise ''Türkiye'nin beyin gücü'' olarak nitelendiriyor.
Onlar,
Microsoft,
Boeing,
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google gibi dünya ekonomisine yön verebilen dev şirketler tarafından milyonlarca insan arasından özenle seçilmiş Türk gençleri...
Bugün, merkezi ABD'de bulunan dünyanın en büyük
yazılım ve
bilişim şirketi Microsoft'ta 350, dünyanın en büyük internet
arama motoru Google'da 35, ABD'li
havacılık devi Boeing firmasında ise 75 Türk mühendis görev yapıyor.
İstanbullu
Erdal Bayseçkin, Adanalı Hanifi Kurter, İzmirli Taylan Yıldız, Konyalı Ferhat Büyükkökten, Ankaralı Barış Taze, İzmirli İbrahim
Hamza Ak, Bursalı
Serdar Soran, bu gençlerden sadece bir kaçı...
Oldukça zorlu
mülakatlardan geçerek bu şirketlerde çalışma hakkı kazanan Türk mühendisler, orada elde ettikleri tecrübe ve bilgi birikimlerini, zamanı geldiğinde Türkiye için kullanmak istiyorlar.
Bilkent Üniversitesi
mezunu Barış Taze, 6 yıldır Microsoft şirketinde yazılım mühendisi olarak görev yapıyor. Aynı zamanda
Kuzey Batı Türk
Amerikan Ticaret Odası Başkanı olan Taze, her mühendisin Microsoft, Google, Boeing gibi şirketlerde çalışmayı hayal ettiğini, bir Türk olarak burada çalışmayı
beyin göçü olarak düşünmediklerini, bunu bir eğitim yatırımı olarak gördüklerini söyledi.
ABD'deki büyük şirketlerde çalışan Türk gençlerinin, Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olduğuna işaret eden Taze, ''Büyük şirketler, bu gençleri adeta cımbızla ç
ekip alıyor.
Ancak burada Türklerin iyi konumda olması çok önemli. ABD'nin büyük şirketlerinde çalışan Türk mühendislerini, büyük düşünen Türkiye'nin dünyadaki sinir uçları olarak nitelendiriyorum. Bir çoğumuz günün birinde Türkiye'ye dönecek'' dedi.
Microsoft'ta işe başlayan bir mühendisin ilk etapta yıllık 85 bin dolar aldığını ifade eden Taze, kıdeme ve uzmanlık alanına göre bu rakamın daha sonra milyon dolarlara kadar yükselebildiğini kaydetti.
Türkiye'ye dönmek isteyen ancak kendilerine uygun pozisyonda iş bulamadıkları için dönemeyen bir çok arkadaşının bulunduğunu anlatan Taze, milli
uçak, milli helikopter ve milli uydu projelerinin bunun için bir fırsat olabileceğini söyledi.
BURAYI EĞİTİM YATIRIMI OLARAK GÖRÜYORUZ
Bilkent mezunu İbrahim Hamza Ak da 5 yıldır Microsoft'ta çalıştığını ifade ederek, ''Burayı sadece kendimize değil ülkemize de yaptığımız bir eğitim yatırımı olarak düşünüyoruz.
Burada edindiğimiz tecrübelerle Türkiye'ye nasıl faydalı oluruz bunun da hesabını yapıyoruz. Bizler burada Silikon Vadisi'ndeki büyük şirketlerde, Boeing, Microsoft ve Google'deki Türk sesiyiz, Türk görüşüyüz. Burada ülkemizi temsil ediyoruz'' diye konuştu.
Türklerin özellikle 2000 yılından sonra ABD'deki önemli şirketlere gelmeye başladığını anlatan Ak, Microsoft yetkililerinin, Türklerin performansından ve çalışma ahlakından çok memnun olduklarını, bu nedenle yeni mühendis almak için Türkiye'yi diğer ülkelerden daha sık ziyaret ettiklerini anlattı.
Microsoft'ta dünyanın bir çok ülkesinden mühendis çalıştığına işaret eden Ak, en çok Çinli ve Hindistanlıların bulunduğunu, çalışan mühendislerden sadece yüzde 20'sinin ABD'li olduğunu söyledi.
Microsoft'un işe alma öncesindeki mülakat takımında da görev yaptığını anlatan Ak, bu tür büyük şirketlerin
eleman alırken adeta kılı kırk yardığını belirtti.
MÜLAKATTA SORULAN SORU: ''FUJİ DAĞINI NASIL TAŞIRSINIZ
Adayların işe başlamadan önce uzun bir mülakat sürecinden geçtiğini ifade eden Ak, şu bilgileri verdi:
''Mesela Microsoft'a önce internet üzerinden başvuruyorsunuz ve kendinizle ilgili bilgileri yazıyorsunuz. Onlar size telefonla ulaşıyor. Telefonda yarım saat süren bir görüşme oluyor. 20-30 tane kısa
cevaplı sorular yöneltiyorlar.
Bunlar daha çok kişilik analizini içeren sorular. Bu telefonda olumlu izlenim alırlarsa bir süre sonra ikinci kez telefonla arıyorlar. İkinci telefonda
teknik bilginizi ölçüyorlar. Buradan da geçerseniz, yüz yüze mülakata davet ediyorlar.
Microsoft yetkilileri, yılda 1-2 kez Türkiye'ye bir ekip gönderiyor. Geldiklerinde daha önce belirledikleri kişileri çağırıp bir otelde tüm gün mülakata alıyorlar. Yüz yüze mülakatta 5 ayrı kişi ile toplam 5-6 saat süren görüşme oluyor.
Mülakatlarda daha önce 'Fuji dağını nasıl taşırsınız' diye bir soru sorulmuş. Bu soruda beklenen o dağın taşınmasıyla ilgili bir mühendislik çözümü ve projelendirmeden ziyade sizin bu soruya cevap bulmak için nasıl bir yaklaşım tarzı ortaya koyduğunuz. Bilginizden ziyade ilginiz var mı diye bakıyorlar.
Çünkü ilgiliyseniz, analitik düşünce sistemine ve muhakeme yeteneğine sahipseniz her şeyi öğrenebilirsiniz diye bakılıyor. Bize de zaten mülakata girerken 'insanların ne bildiğine fazla takılmayın çünkü insanlar öğrenebilir ama kapasitesi olup olmadığına bakın' diyorlar.
Yüz yüze görüşmede kabiliyetleriniz bilgi seviyeniz
raporlanır ve genel merkezde işe alma müdürleri bu raporlara bakıp nihai kararı verirler.''
Ak, mülakata çağrılan kişilerin sadece yüzde 1'inin işe alındığını da kaydetti.
İŞE İSTEDİĞİMİZ SAATTE GİDİYORUZ
Bir başka Bilkent Mezunu Serdar Soran, 3 yıldır Microsoft'ta yazılım geliştirme mühendisi olarak görev yapıyor. ABD'de çalışma koşullarının çok rahat olduğunu anlatan Soran, yazılım mühendislerinin işe geliş gidiş saatlerinin çok esnek olduğunu, istedikleri saatte işe gidebildiklerini, gerektiğinde evden hatta Türkiye'ye dönüp oradan bile çalışabildiklerini kaydetti.
Mühendislerin gereksiz bürokrasilere sokulmaması gerektiğini ifade eden Soran, şunları söyledi:
''Yeri geldiğinde şort,
terlik ve tişörtle işe gidiyoruz. Mühendis, işini yaptığı sürece işe istediği saatte gelip gidebilmeli, yeri geldiğinde evinden çalışabilmeli. Burada herkesin renkli karakterine ve etnik kökenine saygı gösterilir.
İstediğinizi giyebilirsiniz, istediğiniz saatte işe gelebilirsiniz, istediğiniz dine inanabilirsiniz. Sizim kült
ürünüze son derce saygılı davranırlar. Hastalandığımızda Türkiye'de rapor almak gerekirken burada sadece e-
mail atıp bugün kendimi iyi hissetmiyorum, gelmeyeceğim demeniz yeterli oluyor.
Bir çok kültürün resmi ve milli bayramlarında o ülkenin insanlarına izin veriliyor. Bu tabi sizin daha efektif çalışmanızı, daha çok üretmenizi, daha iyi performans göstermenizi sağlıyor.''
Soran, Türkiye'nin yazılım ve bilişim mühendisine ihtiyaç duyacağı yeni projelerde yer alabileceğini belirtti.
GOOGLE'IN TÜRK MÜHENDİSLERİ
Google'ın
Kaliforniya Silikon Vadisindeki merkezinde
Reklam Ürün Müdürü olarak görev yapan İzmirli Taylan Yıldız da
Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Stanford Üniversitesinde doktora yaptığını belirterek, 4 yıldır Google'de çalıştığını söyledi.
Bir Türk olarak Google gibi büyük bir şirketin karar mekanizmasında bulunmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Yıldız, ''Google'nin kültür olarak en önemli özelliği, burada ne kadar çalışırsanız, ne kadar etki yaparsanız şirkette, o kadar yükselme şansınız var.
Hiç bir zaman burada insan kayırmak gibi bir şey yok. Burada elde ettiğimiz tecrübelerimizi ve bilgimizi günün birinde ülkemiz için kullanacağız'' diye konuştu.
Türkiye'de yazılım sektörünün ve mühendisliğinin son yıllarda büyük gelişme gösterdiğini ifade eden Yıldız, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin yazılım sektöründe kendi markasını yaratabileceğini kaydetti.
Konyalı Ferhat Büyükkökten ise Google'de 3 yıldır mühendislik bölümünde yöneticilik yapıyor.
Çalışmak için teklifin Google'dan geldiğini anlatan Büyükkökten, kardeşinin de 7-8 yıldır bu şirkette çalıştığını anlattı.
KENDİ UÇAĞIMIZI YAPACAĞIZ
İstanbullu Erdal Bayseçkin ise Boeing firmasının Seattle'deki Everet Fabrikası'nda güçlendirme ve onarım mühendisi olarak görev yapıyor. Toplam 35 bin kişinin görev yaptığı fabrikada 75 Türk'ün bulunduğunu anlatan Bayseçkin, bir gün Türkiye'nin de kendi uçağını yapacağına inandığını belirtti. Bayseçkin, ''Ülkemizin ileride bize ihtiyacı olursa seve seve
hizmet ederiz'' dedi.
Türkiye'de
savunma sanayiinin son yıllarda büyük ilerlemeler kaydettiğine işaret eden Bayseçkin, Türkiye'nin kendi uçağını, helikopterini, uydusunu ve otomobilini yapma kararı almasının
yurt dışındaki Türk mühendislerini çok heyecanlandırdığını, Türkiye'ye döndükten sonra böyle bir projenin içinde yer almayı istediğini belirtti.