Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Ortadoğu'da mutlaka
ateşkesin sağlanması gerektiğini belirterek, ''Burada ateşkes tamamıyla sağlanmadıktan sonra
Türkiye olarak giremeyiz. Taraflar (
Lübnan ve
İsrail) istemedikten sonra, biz zorla 'Burada istikrar gücüyüz. Durumdan vazife çıkaralım' böyle bir anlayışın içerisinde de değiliz'' dedi.
Bir gazetecinin, ''ABD Başkanı
Bush ve
İngiltere Başbakanı Blair yaptıkları ortak açıklamada,
bölge ülkeleriyle görüşmelerin devam ettiğini söylediler. Bunların arasında Türkiye'nin olduğu da belirtiliyor. Bir de İsrail'in Lübnan'da kimyasal
silah kullandığı yolunda haberler çıkıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Erdoğan, Ortadoğu ile ilgili olarak istikrar gücü noktasında atılmakta olan bir adım bulunduğunu kaydetti.
Erdoğan, ''Tabi, bu istikrar gücüyle ilgili olarak da şu anda burada rol alabilecek ülkeler kimler olabilir? Yani bunu sadece dini inancı Hıristiyan olanlardan veya salt
Müslüman olan ülkelerin insanları mı oluşturacak? Yoksa karma bir istikrar gücü mü oluşturulacak?'' diye konuştu.
Bölgede halledilmesi gereken önemli bir konu bulunduğu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''O da şudur; bir defa kesinlikle bölgede ateşkesin sağlanması gerekir. Ateşkes sağlanmadan buraya herhangi bir ülkenin gireceği kanaatinde değilim. Örneğin biz... Ateşkes burada tamamıyla sağlanmadıktan sonra Türkiye olarak giremeyiz. Ama ateşkes sağlanır, ateşkes sağlandıktan sonra istikrar gücü içerisinde Türkiye olarak yer alabiliriz. Bu bizim şu anda ilk yaptığımız
teknik çalışmaların neticesidir. Burada Genelkurmayımızın da kanaatlerini almışızdır. Bizler de konunun üzerinde durmuşuzdur. Ama kesinlikle bunun altını özellikle çiziyorum; Ateşkes sağlanmalıdır. Ateşkes sağlandıktan sonra ilgili tarafların bu konuda kanaatleri alınmalı, Lübnan'ın da İsrail'in de... Onlar da bu işe '
evet' derlerse buna biz gireriz.''
-KUZEY IRAK ÖRNEĞİ-
''
Irak'ta bizler ikinci tezkerede 'evet' dedik. Özellikle
Kuzey Irak arzu etmedi, istemedi. İstemeyince biz gitmedik, durduruldu'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Burada da taraflar istemedikten sonra biz zorla 'Burada istikrar gücüyüz. Durumdan vazife çıkaralım' böyle bir anlayışın içerisinde değiliz. Biz bölgede barış sürecini nasıl başlatabiliriz? Nasıl acaba ölümler durur? Bombalar artık durur? Nasıl olur da
uçak ve helikopterlerden savunmasız yavrular öldürülmez? Bunu engellemek için böyle bir şeyin içinde yer alırız. Bunu yapalım derken de bombaların altında ben tabii yavrularımızı göndererek, orada gitsinler ölsünler, şehit olsunlar, bunu da istemeyiz. Biz ancak ateşkes sağlanır, ondan sonra orada ateşkesi kalıcı kılacak bir istikrar gücünün içerisinde yer alabiliriz. Bunun içinde
Hindistan,
Pakistan,
Endonezya,
Fransa, İngiltere,
Almanya,
İtalya gibi ülkeler yer almak suretiyle orada bir güç oluşturulabilir.''
Gelecek salı günü bu konuyla ilgili Amerika'da bir toplantı yapılacağını belirten Erdoğan, kendilerinin de 3 ağustosta
İslam Konferansı Örgütü İcra Konseyi üyeleriyle Malezya'da bir araya geleceklerini hatırlattı.
Erdoğan, sürece ilişkin ayakları yere sağlam basan bir anlayış gerektiğini belirterek, ''Bütün hesabı kitabı gayet güzel bir şekilde yaparak, burada bir istikrar gücü oluşturulmasının isabetli olacağını'' söyledi.
-''İNSANİ YARDIM BAZINDA DESTEK SÜRÜYOR''-
Başbakan Erdoğan, insani
yardım bazında
desteklerinin sürdüğünü, hükümet olarak
Kızılay vasıtasıyla bölgeye
gıda, ilaç, çadır gibi yardım malzemeleri gönderdiklerini söyledi.
Lübnan'da
mağdur durumda kalan sivillerin
tahliyesiyle ilgili de 10 bin mütecavizin şu anda
Mersin Limanında tahliye edildiğini belirten Erdoğan, karadan da aynı şekilde tahliyelerin sürdüğünü bildirdi.
Bir gazetecinin, ''İsrail tarafından yardım konvoylarına yönelik bir güvenlik sorunu var mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, bir-iki ufak tefek hadisenin dışında herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını söyledi. Erdoğan, ''Bu konuda güvenlik taahhütleri var'' dedi.
Gücün Türkiye tarafından komuta edileceği haberlerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, ''Bunlar işin teknik boyutu. Bize gelmiş bir şeyler yok. Bunlar konuşulacak, görüşülecek, ondan sonra adımlar atılacak. Bizim verdiğimiz bir söz de söz konusu değil. Verilmiş bir söz yok'' diye konuştu.
Erdoğan, gerek medya, gerekse muhalefetin bu noktada olur olmaz bazı açıklamalarda bulunduğunu belirterek, şöyle devam eti:
''Bizler kalkıp da böyle bir kararı verirken, bunu enine boyuna, en geniş anlamda ilgili taraflarla da görüşmek suretiyle (Ülkemizi kastediyorum) kararı böyle alırız. Yakınımızda, sınırımızda olan olaylara karşı duyarsız kalmamız bize hiçbir şey kazandırmaz. Tam aksine duyarlı kalmamız gerekir. Türkiye'nin bölgenin güçlü, etkin bir ülkesi olduğunu gerek bölge görsün, gerekse dünya görsün. Bunları yapmayacaksak niye varız? Siyaset niye yapılıyor?''